Ülkem перевод на английский
560 параллельный перевод
Hadi! Kraliçe ve ülkem için kaldırmamı sağla!
Come on, make me stand up for queen and country.
İmparator ve ülkem için.
For Kaiser and country, you know.
Ben, Prenses Lescaboura ve ülkem için iyi olanı istiyorum.
Princess Lescaboura, and I want the rights.
- Benim ülkem yok.
- l have no country.
Beni seninle savaşmam için ülkem gönderdi.
I was sent here by my country to fight you.
Kendi ülkem için daha fazlasını söyleyemezdim.
That's more than I can say for my country.
- Burası benim ülkem değil.
- This isn't my country.
Kalbimde ülkem için oldukça çetrefilli bir şekilde savaştım.
I fought for my country in my heart in a very difficult way.
Ben de ülkem için çetrefilli bir mücadele vermek zorundayım.
And I've got to fight for my country a hard way.
Sadece ülkem için ne yapabilirim diye düşünüyorum.
Just think what I could do for my country.
Benim ülkem mi?
My country?
Böylece İngiltere, Fransa ve benim ülkem gibi demokratik ülkeleri hazırlıksız yakalamak istiyorlar.
So they can destroy democracies like England, France and my country before we get armed and ready to fight.
Senin baban kısa pantolonla gezerken ben ülkem için savaşıyordum.
I was fighting for my country when your father was still in bumfreezers!
"Sevgili ülkem için savaşırken ölmek".
" But I am well pleased with the thought...
Bunu ülkem için Cochise ve halkı için ve sevdiğim kız yüzünden istiyordum.
I wanted it for my country for Cochise and his people and I wanted it because I loved a girl.
Bir ülkem olmadan nasıl pasaport alırım?
How can I get a passport if I have no country?
Burası Red Cloud'un, senin ve benim ülkem
This is Red Cloud's country and yours and mine.
Benim ülkem yok.
I have no country.
- Benim ülkem yoksuldur.
- My country is poor.
Bu ülkem için çok büyük bir yük olacak ama verginiz ödenecektir.
It will be a great burden to my country, but your tribute will be paid.
Bütün Çinliler gibi ülkem beni büyülüyor.
Like all Chinese, I'm spellbound by my own country.
Geçmişteki birkaç sene, ülkem insanlarına başka bir yere taşınmak için... geniş olanaklar ve teşvikler sundu.
In the past few years, my country has offered its people... a wide variety of incentives for moving elsewhere.
Majesteleri, benim ülkem, bundan çok farklı bir görüşte.
Oh, Your Majesty, in my country we have a far different attitude.
Kendi ülkem olmayan küçük bir ülkeyi yönetiyorum. Biraz sadakat hissediyorum, ama sevgi değil.
I rule a small country which is not my own for which I have some loyalty but no feeling.
Babam, ülkem Amerikalılar tarafından bombalanırken hayatını kaybetti.
My father was killed by American bomb dropped on my country.
Benim ülkem!
It is my country.
Burası benim ülkem değil.
This isn't my country, that's all.
Şu anda ülkem bana yıldızlar kadar uzak görünüyor.
At this moment, my own land seems as distant as the stars.
Eğer daha önce sizi ilgilendirdiğini düşünmüş olsaydım,... ülkem hakkında daha çok şey anlatırdım, Majesteleri.
I would be happy to tell Your Majesty many things concerning my country if I were sure it would be of interest to you.
Tek önemli şey, ülkem.
Only my country is important.
Ben De Gaulle'cü olup ülkem için savaşmayı seçtim..
So depending on how things will turn out,
"Doğru da olsa, yanlış da olsa benim ülkem." cümlesi büyük bir Amerikan vatanseverine aittir.
The statement "My country, right or wrong" was expressed by a great American patriot.
Onurum ve ülkem yok. İsmim ve evim de yok.
I have no honor, no country.
Bir ülkem olunca söylerim.
I will tell you that when I have a country.
Sizin aksinize, benim hala bir ülkem var.
Unlike you, I still have a country.
Şey, eğer öleceksem, bunu ülkem için de yapabilirim.
Well, if I'm going to die, I might as well do it for my country.
Kralım ve ülkem için üzerime düşeni yaptım.
Did my bit for King and Country.
ben göğe yükseliyorum saf kalpli ve büyük kalpli çünkü ülkem büyüktür.
I ascent to heaven with a heart which is simple and great because great is my nation.
Benim ülkem bunlarla doludur!
My country, above all!
Benim ülkem savaşta.
My country is at war.
Evet, benim ülkem!
Yes, my country!
Burasι benim ülkem değil Binbaşι Dundee.
It is not my country, Major Dundee.
Göz kamaştırıcı diyar ülkem Moldovya adına, Platformun arkasında duran Moldovya'nın muazzam harikasını sizin huzurunuzda açma zevkine erişmiş bulunmaktayım.
On behalf of my country Moldavia, land of charm is such pleasure to unveil for you Moldavia's greatest national treasure behind me on platform.
Ben Kralın sadık bir uyruğuyum... ve onun için, ülkem için dua ediyorum.
I am the King's true subject... and I pray for him and all the realm.
Eğer hükümetiniz onları ele geçirecek olursa ülkem hiç arzu etmediği bir savaşa sürüklenir.
If the government's troops get hold of them my country might be entangled in a war.
Benim ülkem büyüktür, ama karını bulacağım.
My country is vast, but I shall find your wife.
Oyununuzu böldüğüm için üzgünüm ama beyler, ülkem çağırdığında...
Hate to break up the game, fellas, but when my country calls...
Ben ülkem için bir yüz karasıyım Üstelik evim ve ailem yok oldu
I've shamed my country and lost my home and family
Ama tabii ki bunun hiçbir önemi yoktu, çünkü lejyonun yedi alevli el bombası armasının altında ülkem için savaşıyordum.
It didn't matter to me, because I stayed in the Legion.
Burası benim ülkem.
This is my country.
Evet. 9 ülkem vardı.
I used to have nine countries.