Üne перевод на английский
462 параллельный перевод
Bond kızı gibi tüm dünyada üne sahip olacaksın.
This role can make you internationally famous like all those Bond girls.
Mükemmel tekniği ve arı notalarıyla kıskanılacak bir üne sahip.
His enviable reputation for purity of tone and brilliance of technique.
Gecenin 3.00'üne kadar bunu tartıştık durduk. Yeniden başlama!
We were at this until 3 : 00 a.m. Don't start again!
Ama kötü bir üne sahibim.
But I have a bad reputation.
Bankada en az 100 bini var, aile varlığı, Ekselans ve mükemmel bir üne sahip.
He's got 100 thousand in the bank, the family estate, and an excellent reputation with his Excellency.
Koca Jule gibi haklı bir üne sahip bir konuğa kabalık ettiğim görülmüş şey mi?
- Why, Harry, did I give the impression I was being rude to a guest with such a well-deserved reputation as Big Jule?
İyi bir isim yapmak yolunda olan Lola iyi bir üne sahip olmanın söz konusu olmadığını anlamıştı.
Wanting to make a name for herself, Lola understood that keeping a good reputation was out of question.
Ayın 23'üne ait değerli emrinizi az önce aldım.
Received your esteemed order of the 23rd inst.
Herhalde aklımdan çıktı, ama Purple Pit hak ettiği üne asla kavuşamadı.
I guess it slipped my mind, but the Pit's never been what it's supposed to be, by reputation anyway.
Büyük bir üne kavuştun, ama benim için hâlâ aynısın, soğuksun.
You became great but for me you are as cold as stone.
Siz hepiniz sabahın 4'üne, 5'ine kadar oturun lütfen.
You must all stay up till 4 or 5 : 00 in the morning.
- Onları üne, sen paraya kavuşacaksın.
- They get fame, you get money.
Ben de üne kavuşacağım.
I shall get the fame too.
Nükleid asit üretimi, normalin % 33'üne düştü.
Production of nucleic acids reduced to 33 % of normal.
O 100'üne geldiğinde, sen ancak 124'ünde olursun.
No. When she's 100, you'll only be 124.
Ayın 3'üne Cenevre uçağına yer ayırtın.
Book me Thursday to Geneva.
Hergün öğlen 12'den sabahın 4'üne kadar içiyor.
Drunk every day from 12 noon to 4 : 00 in the morning.
Bu, uluslararası üne sahip tasarımcı ve
This was Nobile's moment.
Ayın 23'üne kadar dolu olurduk önceden.
We used to be busy till the 23rd.
Cinsellik dünyasındaki görülmemiş keşiflerimi burada yapıyorum. Birgün beni büyü üne kavuşturacaklar.
Here is where I am discovering new facts with regard to the sex... that some day they will turn me into a great man.
Şubat ayının 3'ünü 4'üne bağlayan gece neredeydiniz?
- Where did you spend the night from 3rd to 4th February?
İnsanlarımız, bu yaptıklarımız için ölürlerse, üne kavuşurlar. Sonsuza dek yaşarlar.
If our people are killed for what we are doing, they will become names.
Hatta Proust gibi, özenle seçilmiş kelimelerle uzun uzun anlatmak gerekirse kötü üne sahip ev.
Even Proust, in the recherche... gives us a lengthy description of a house of ill repute.
1930'ların başlarında Japon ordusu kötü bir üne sahipti. Ordu mensuplarının birçoğu, yurtseverlik adına hiç düşünmeksizin suç işleyebilecek potansiyeldeydi.
The Japanese army it was in discredit until the o start of years 30 e later recouped through the calls Patriotic societies.
Gizemli ünlü, önce dünyaca bilinen bir üne kavuşuyor... ve sonrasında özel hayatındaki mahremiyet çabalarıyla... daha da ünlü oluyor.
The super secretive celebrity... went all out for world fame... won it, and then got to be more famous trying for privacy.
Bones, uzman psikolojik görüþüne ihtiyacým var.
Bones, I need an expert psychological opinion.
Ben sizden hala onları Buckleigh Dük'üne götürüp onlara değer biçtirtmenizi istiyor muyum mu diyecektiniz?
Do I still want you to take them to be valued by the Duke of Buckleigh, my Lord?
Bakın, burası kötü bir üne sahiptir.
Look, this place has a bad reputation.
Thiess şirketinin borcunu zamanında ödeyememesi durumunda Franz Biberkopf alınmış borçlar üzerinden toplam borcun % 100'üne kadar bir hak iddia edebilecek.
"In the event of the thiess company falling into arrears... " franz biberkopf may lay claim to the recovered debts... " up to 100 % of the loan sum.
O 33'üne vardığında saçları tamamen ağarmıştı.
You know, she went entirely grey by the time she was 33.
Başlarım 300'üne lan!
I piss on your 300!
Dövüş dünyasındaki beyfendiler... olarak aynı üne sahibiz.
We've the same kind of... reputation being righteous gentlemen in boxer world
Muhteşem Salome, Rumba'nın kraliçesi ve sınırların ötesinde bir üne sahip, Çingene Kral.
The fabulous Salome The Queen of the Rumba, and the internationally known Gypsy Lord,
14'üne basacak.
Going on 14.
Korkunç bir üne sahiptir.
He has a terrible reputation
13'üne geldiğinde Baden'de Karlsruhe askeri lisesine gitti.
At the age of 13 he went to the Karlsruhe cadet school in Baden.
- Long uluslararası bir üne sahipti. - Yorum yok. - FBI'yı aradınız mı?
Long is an international figure, is the FBI being called in?
Yaban pirinçlerine dayalı bir diyet sürerek üne sahip olduğunu sanmıyorum.
I don't think you got your reputation by living on a diet of wild rice.
- Belli bir üne sahipler.
- They have a reputation.
Oh, zafer kazanan üne de sahip olacak Diana.
Oh, this victor will have his laurels, Diana.
Beni... en erken 22'si ya da 23'üne kadar beklemesen iyi olur.
Better not expect me... till the 22nd or 23rd, at the earliest.
Her gün saat 5'te işimi bitirebileceğimi söylemişti, ancak ilk günden beridir sabahın 3'üne kadar çalışmak zorunda kaldım.
He said I could finish at 5 : 00 everyday but from the first day I had to work till 3 o'clock in the morning.
iki günlü? üne General Francis Drake'in ky? lasy olarak kullanylmy?
Over a hundred years of archives were scattered on the floor of the dilapidated house...
Gözeten yok, minimum ışık ve sabahın 4'üne kadar Dixie.
No cover, light minimum and Dixie till 4 a.m.
Balo bizi üne, servete, yıldız olmaya ve sahne ışıklarına yaklaştıran yegâne şey.
The balls, to us, is as close to reality as we're gonna get to all of that fame and fortune and stardom and spotlights.
Bak, gerçek şu ki, bu program büyük bir üne sahip, ve, Üzgünüm, Steve Sanders güvenilir haber kaynağı olamayacak şımarık biri.
Look, the fact is, the ALOP has a great reputation, and, I'm sorry, Steve Sanders is a spoiled slug who doesn't come close to being a credible news source.
Bölge başsavcısı olduğum zamanlar eski sorunlara yeni çözümler bulmak gibi bir üne sahiptim.
What are you gonna do about that, Mr. Dejoy? Well, when I was a DA, I had the reputation for finding new solutions to old problems.
Yoksa sadece ülke çapında üne kavuşmak için bilgileri saklıyor mu?
Look, Dad. Look what I drew. That's something.
Kuzey Afrika sahilinde, kötü üne sahip bir limanda oluşturulmuş Interzone içerisinde bir organizasyon.
An organization based in Interzone... a notorious free port on the North African coast.
Kuş Göl'üne varacağız.
We will be at the Lake of Birds.
İyi bir üne sahipsiniz.
You have a good reputation.