Üniversiteden перевод на английский
783 параллельный перевод
Ama üniversiteden mezun olamadın. Yazık olmuş.
But... it's such a waste that you didn't get to graduate from that college, that school background.
İsteklerinin mantıksız olduğunu söyledim. O da üniversiteden yakışık almayan bir biçimde ayrıldı.
I told him that his demands were unreasonable, and so he left the university to work unhampered.
Bir sürü üniversiteden atıldım, hatırladınız mı?
I was expelled from college, a lot of colleges, you remember?
Sürüyle üniversiteden atıldı.
He was thrown out of a lot of colleges.
Bronwyn ve Ivor'un nikahını yeni vaiz, Bay Gruffydd kıyacaktı. Cardiff'teki üniversiteden geliyordu.
Bronwyn and Ivor were to be married by the new preacher, Mr. Gruffydd... who had come from the university at Cardiff.
Örneğin, üniversiteden mezun olduğumda çıktığım Paris gezisiyle ilgili olanlar.
About that trip I took to Paris the year I graduated from college.
Kocanızın üniversiteden eski bir arkadaşı değil mi?
Isn't he one of your husbands former colleagues from the university?
Arkadaşlarımın çoğu üniversiteden mezun oldu bile.
Most of my friends have already finished college.
Beni buradaki üniversiteden o kadının attırdığını biliyor muydun?
You know, she had me fired from the university here?
Üç üniversiteden mezunum.
I have 3 university degrees. Uh-huh.
Herhangi bir üniversiteden falan bir burs almadın mı?
Didn't you get a scholarship to some college or something? Yeah.
Yukarıda üniversiteden bir profesör var.
There is a professor from the university upstairs.
Dün üniversiteden geldiğimde, çok katı görünüyordun, yalnız gelmemem gerektiğini mi düşündün?
You know, Jervis, yesterday when I arrived from college... and you looked so stern, and you thought that I should not have come alone -
Benim üniversiteden arkadaşım?
That friend of mine, guy named Fornell I went to college with?
Midge, üniversiteden Gavin Elster adlı çocuğu hatırlıyor musun?
Midge, do you remember a fellow in college by the name of Gavin Elster?
Birlikte üniversiteden yürüyerek döneriz.
We'll walk back from the university together.
Ne yazık ki üniversiteden Profesör Sanchez... bu temasımı fark etti.
Unfortunately, my approaches were observed by Professor Sanchez of the university.
Dün gece gelen kadın, üniversiteden miydi?
Does she work at the university? Yes. She said there's a problem at the library...
- Beyler, bu Bert Power, benim üniversiteden...
Fellas, this is Bert Power, my college...
Son zamanlarda hiç içine girdin mi? Hayır, üniversiteden döndüğümden beri girmedim.
- Have you been in it lately?
- Hayır bu bizim üniversiteden.
- No, it's a student song.
O halde üniversiteden tamamen ayrılıyorsun.
That means you're leaving the university?
Neden bana üniversiteden yeni mezun olmuş tecrübesiz çocuğun tekini yolladılar ki?
Why did they send me some green kid fresh out of NYU?
Georges Randal'la tanışın, üniversiteden eski bir arkadaş.
Meet Georges Randal, an old college chum.
Karımın demek istediği şu her yıl üniversiteden bir öğrenci için bir oda hazırlıyoruz.
What my wife means is that we make a room available each year for a student from the college.
Ludvik Jahn'ın partiden ve üniversiteden ihraç edilmesini öneriyoruz.
We propose that Ludvik Jahn be expelled from the Party and from the University.
Beni de üniversiteden attılar.
They kicked me out of college too.
İşte üniversiteden ayrılma sözleşmeniz. Avukatlarca imzalandı.
I've got your contract here... your leave from the university, power of attorney.
- Yenice üniversiteden bir ödül aldı.
- He just got an award at the university.
Komik ama her seferinde sizlerin birbirinizi üniversiteden tanıdığınızı unutuyorum.
It's funny, but I keep forgetting that you guys knew each other in college.
Bu beyaz yumoş üniversiteden falan değil.
This phony honky ain't no college nothin'.
Çok geçmeden, öğrenciler emekli maaşı almaya başlayacaklar... üniversiteden sonra.
Pretty soon, students will get their pension right after University.
Ne kadar şirinsin. En son çiçek aldığımda üniversiteden mezun olmuştum.
You're cute.Last time I had flowers was my graduation in high school.
3. sınıftan bir hastasın, sadece acemi doktorlar sana bakıyor, üniversiteden yeni mezun olanlar.
You get the inters, the people fresh from school, who only worked with models, and they need to learn.
Oğlum, yeni nişanlısıyla bugün üniversiteden eve dönüyor, nişanlısı zenci.
My son comes home from college with his new fiancé, who's black.
Onlar üniversiteden.
Those people are from the university.
- Her üniversiteden yetkili birileri olacak.
There's gonna be recruiters from every college.
Aynı dosyada, bir duvara yazı yazdığım için üniversiteden atıldığımı da okumuşsundur.
The same file will tell you I was expelled from university for writing on a wall.
Kardeşin uzaklaştırılmadan önce, üniversiteden.
At the university before he was deported.
Nasıl rahatlayacağını bilmeseydin, zaten üniversiteden ayrılmazdın.
If you knew a way to loosen up, - you wouldn't have left the university.
Ve kızlar, milyonlarca kız, çoğu üniversiteden.
And girls, millions of girls, from the university mostly.
Üç üniversiteden burs kazanmışken onu mezun etmeyecekler mi?
With scholarships to three universities they're gonna flunk him?
Bunlar resimlerimiz! Lise ve üniversiteden kalma.
OUR COLLEGE PICTURES...
Noel tatili için üniversiteden eve gelmiştim. En iyi arkadaşım beni gördüğüm en harika oğlanla tanıştırdı.
I was home on Christmas vacation when my best friend fixed me up with the most beautiful boy.
Geçen ay burada üniversiteden bir geofizik takımı vardı. Ve o çukurda milyonlarca dolar değerinde kömür olduğunu söylediler.
we had a geophysical team from the university down here last month, and they say there's several million dollars'worth of coal in those trenches.
El ilanları bastığı için O'nu üniversiteden atmak istiyorlar.
They want to expel him from the university for printing leaflets
O üniversiteden kabul mektubu geldiğini duydum.
Heard you got into that school. The letter?
West Beverly'nin üniversiteden bile zor olduğunu söylemiş.
I heard her say that West Beverly was harder than college.
Ve bir zamanlar lisede maçta dört gol atan güçlü bir sporcu birçok üniversiteden teklif alan, hayatta bir şey almayı başarabilecek bir genç olan zavallı ayakkabıcı pes etmiş ve ölmüş.
And the lowly shoe man who once had been a mighty athlete in high school and scored four touchdowns in one game, and had many college offers and could have made something of his life... ... laid down and died.
Esasen kardeşimin üniversiteden arkadaşı.
Actually, my sister went to college with her but she's a friend of mine too.
Siz üniversiteden daha önemlisiniz.
I mean, Mr. Miyagi, you're more important than college.