Üyesi перевод на английский
7,895 параллельный перевод
Yapacağız hemen gideceğiz. NBC haber muhabiri tom Levinson için, Kim Kongre üyesi Michele Bachmann röportaj üzeredir.
We're gonna go right now to NBC news correspondent Tom Levinson, who is about to interview Congresswoman Michele Bachmann.
Ayağa kalk ve Kilise'nin sadık bir üyesi ol.
Rise up and be ye a faithful member of the Church.
Kongre üyesi Huntley ve Greer benimle birlikte.
I have with me Congresswoman Huntley and Congressman Greer.
Ve hala, siz America Works'u desteklerken, partinizin çoğu üyesi desteklemiyor.
And yet, while you support America Works, most members of your party do not.
- Senden iyi bir jüri üyesi olur.
-'Cause you'd make a great judge.
Cemaatimizin üyesi değiller.
They weren't members of my congregation.
Ben kilisenin üyesi bile değilim.
I'm not even a member of your church.
Misafirlerimiz Kadınlar Ölçülü Olma Derneği üyesi olduğundan biz şarap almayalım, teşekkürler.
Our guests are members of the Women's Temperance League, so no wine for us, thank you.
Ama New Directions'ın sadece dört üyesi var ve bölge yarışması için 12 üyeye ihtiyaçları var yeni çocuklar iyi görünüyorlar ve şarkı söyleyebiliyorlar ama bir dakika kim bunlar?
But the New Directions! Only have four members, and they need 12 for sectionals, and it seems like the new kids are nice and stuff and maybe can sing, but it's like, "Wait, who are you?"
Şans bu ki, ailenin son bir üyesi bir mirasçı olabilir. Taşıyıcı bir anne içinde.
As luck would have it, the family is survived by one last hope an heir, implanted in a pristine surrogate.
Bu işi yapması için konseyimizin en ikna edici üyesi Lemon Breeland'ı öneriyorum.
I motion for Lemon Breeland, our council's most persuasive member, to do the deed.
Hiçbir DGİ üyesi önleyici anlamda tutuklanmayacak.
There will be no pre-emptive arrests of any OPA members.
Ekibin son üyesi bugün Palm Springs'te ölü bulundu.
The last of them died today in Palm Springs.
Bana kalırsa modern aristokrasinin bir üyesi olmak için yaratıldım.
I think I was made to be A member of the modern aristocracy.
Bir erkeğin, yahudi topluluğunun tam bir üyesi haline gelmesi için yapılan kutsal bir tören.
It's a sacred ritual in which he becomes a man and, thus, a full-fledged member of the, uh, Jewish community.
Bilerek Starship şarkısını ekledim Rod Remington'ın bilinçaltına kaldı ki o kişi, Jefferson Havayolları'nın bütün yedi üyesi ile haşin bir evlilik yapandır.
mass clown stomping in the history of elephant husbandry. I included a song from Starship to subconsciously unsettle Rod Remington, who was briefly in an acrimonious group marriage with all seven members of Jefferson Airplane.
İlk yedek jüri üyesi, onun yerini alacaktır.
The first alternate juror will replace her.
O ailenin bir üyesi de kim biliyor musun? Dahlia.
Do you know who else is a part of that family?
Meclis üyesi Richard Ford ikinci dönemindeydi.
Alderman Richard Ford was in his second term at city hall.
O meclis üyesi benim verdiğim karar yüzünden öldü.
That alderman died because of the decision that I made.
İki meclis üyesi de aileleriyle birlikte.
Both aldermen are back with their families.
Hayır, ama elinde her konsey üyesi ve ailelerinin adresi ve onları incitebilecek imkânı var.
No, but he has the home address of every council member and their family and the means to hurt them.
Meclis üyesi Ford'un cinayetiyle babanın bize verdiği kanıtta eşleşme oldu.
Cross-reference with Alderman Ford's murder in the evidence your father gave us.
Limanda M16 kargosu boşaltmaya çalışan 4 çete üyesi yakaladım.
Caught four Halcones at the docks trying to unload a shipment of M16s.
Ve bu da ağır hasta düşmüş bir Godfrey ailesi üyesi.
And this is a Godfrey family member who's fallen gravely ill.
Erkek arkadaşın tutukladığımız çetenin üyesi değil mi?
Your guy isn't in the gang that we arrested?
- Şey değil mi o... - 1080 üyesi.
Isn't that the girl from...
Kara Bronx üyesi bir kız çete dışından biriyle beraber olamaz.
A Black Bronx chick doesn't fuck outside the gang.
Gerçek bir Kara Bronx üyesi olduğunu kanıtladı.
She's shown everyone that she's a real Black Bronx chick.
4 adet Taliban üyesi saydık.
We've got Taliban, counting four.
'Üçüncü olarak, Sorunlu cemaat üyesi.'
'Third, Troubled Parishioner.'
Devlet hemşirelik kurulunun üç üyesi biz hazır olana kadar Albany'a uçar yani, hayır erteleyemeyiz.
Three members from the state nursing board are flying in from Albany as we speak, so, no, we can't postpone.
Meclis üyesi yeni yönetmelik hakkında konuşmayı reddetti.
The councilman refused to comment on the new ordinance.
Aile üyesi olmayanları lütfen bekleme odasına alalım.
May i ask that all non-family members Please move over to the waiting room.
- O süt Gallagher evinin bir parçası. Artık bu evin bir üyesi olmadığımdan sorumlu da değilim.
That milk is part of the Gallagher household, of which I am no longer a member and, therefore, not responsible.
Birkaç yıl önce gece açık dükkanları soyan Triad üyesi birkaç çocuk vardı.
All right, so, a couple of years ago, there was a group of Triad kids knocking over convenience stores.
Ama daha büyük bir aile üyesi tarafından kullanıldı.
But he was taken advantage of by an older family member.
Böyle yapacağını bilseydim seni desteklemezdim. Konsey üyesi değilsin, Sky.
I wouldn't have supported you if I knew you were gonna do this.
Mart ayında Shamshin, Parti Merkez Komitesi üyesi oldu.
In March, Shamshin became a member of the Communist Party Central Committee.
Yardım ne kadar olursa. Neden delegasyonun ana üyesi kalıyor?
Why make it the main cause of the delegation?
Memur Acker, Wesenrein üyesi miymiş?
Officer Acker's part of Wesenrein?
İşte bu da Kabir Mehra. Mehra ailesinin en genç üyesi.
And here we have Kabir Mehra, the youngest member of the Mehra family.
Erkek üyesi, Mehra ailesine göre Tanrı'nın hediyesi.
The male child, or rather God's gift.
Takımının çok değerli bir üyesi olacağını kanıtlayacağına eminim. - Güven bana.
He should prove to be an invaluable member of your team, trust me.
Benim eşim cinsel tacizi elmalardaki jiletleri, bebek hırsızlarını ve mavi kazağımın beni çete üyesi gibi...
My wife worries about sexual harassment, razor blades in apples, baby thieves, my favorite blue sweater getting me mistaken for a gang member...
Meclis üyesi Klein'ın işini bitirmeniz...
Your hit on Councilman Klein...
Bobbi, bu darbe ekibinin bir üyesi olarak berbat derecede sessizsin.
Bobbi, you're an awfully quiet member of this coup d'etat.
Hani bazen emniyetin ne kadar değerli bir üyesi olduğumu unutuyorsunuz ya?
You know how sometimes you guys forget what an invaluable member of the force I am?
Peki ya geçen ay, Valdivia'nın karısının elbisesinde, Blue Man Group üyesi olarak, delik açman?
What about last month when you drilled Valdivia's wife dressed as a member of Blue Man Group?
Ailesinin her bir üyesi yakında onunla beraber olacak.
His family, all of them, will be joining him shortly.
Kongre üyesi Jackie Sharp, bu yarışta % 14 ile üçüncülükte.
Congresswoman Jackie Sharp trails in third at 14 percent.