Abbey перевод на испанский
604 параллельный перевод
Abbey adında biri.
Un hombre llamado Abbey.
Anladığım kadarıyla Sör Charles'ın cesedini Abbey tepesi civarında bulmuşsun.
Según tengo entendido, halló el cuerpo de Sir Charles cerca de la vieja abadía.
- Çok güzel. Tac Mahal kadar güzel. Melrose Abbey kadar dingin.
La belleza del Taj Mahal, la serenidad de la Abadía Melrose.
Çok teşekkürler, Bay Abbey.
Muchas gracias, Sr. Abbey.
"Dün öğleden sonra üç buçukta... De Carlo'yu 144 Abbey Crescent'e giderken gördüm... orada bir saat 22 dakika Bay Dean'in eşiyle konuştu."
"A las tres y media de la tarde vi a un sacerdote llamado De Carlo ir al 144 Abbey Crescent donde permaneció una hora y 22 minutos conversando con la esposa del Sr. Dean."
Abbey Çiftliği, Marsham, Kent, gece 3 : 30.
Granja Abbey, Marsham, Kent, 3 : 30 a.m.
Hep cesur olması, onu Adelaide'nin Bayan Mary Fraser'i ; yeni şeyler öğrenmesi de Grange malikanesinin Lady Brackenstall'ı yaptı.
Nunca le ha faltado valor como Miss Mary Fraser de Adelaide y como Lady Brackenstall de la granja Abbey ha aprendido nuevas maneras.
Grange şatosuna mümkün olduğunca hızlı.
A la granja Abbey, lo más rápido que pueda.
Artık, bana geçen gece Abbey Grange'da yaşanan her şeyin gerçek açıklamasını yapın.
Ahora hágame un relato verídico de todo lo que ocurrió en la granja Abbey anoche.
Lanet olsun seni öyle çok seviyorum ki, Abbey.
Te quiero tanto, Abbey.
Abbey!
¡ Abbey!
Abbey, meleğim.
Abbey, mi ángel.
Fakat Abby'nin vücudu ilk etapta yapayları reddetti.
Pero Abbey rechazó las primeras pieles sintéticas.
Abbey hayatı severdi.
Abbey amaba la vida.
Cliff, Abbey yaşamayı ister miydi?
Cliff, tío. Abbey tenía un testamento.
Bak, Abbey oturduğunuz evi satın aldı çünkü yolunu beğendi, iç görünüşünü beğendi.
Mira, Abbey compró la casa porque le gustaba como se veía en ella.
Abbey'e gelince, o seni affedecektir.
Sobre Abbey... Ella te habría perdonado.
Abbey inanılmaz inatçı olabilirdi.
Abbey podía ser increíblemente rencorosa.
Abbey.
Abbey.
Abbey komada, Cliff.
Abbey está en coma, Cliff.
Abbey kızdığında çok acımasız olur..
Cuando Abby está furiosa, es implacable.
Abbey bir hayalet değil, Cliffy.
Abbey no es un fantasma, Cliffy.
Abbey niçin bir hayalet değil? Haydi, sen söyle bana.
¿ Por qué ella no es un fantasma?
Çünkü Abbey hala hayatta, değil mi?
¿ Por qué Abbey aún está viva?
Evet, şey, um- - uh, Abby'nin isteklerine saygı duymak zorundayım.
Bueno... Tengo que respetar los deseos de Abbey.
Abbey'nin istekleri.
Los deseos de Abbey.
Ve şimdi, wwem3 haberler : Westchester tıp merkezinden bildiriyor, Abbey Addisson'ın ötenazisi hakkında James Henry'nin yaptığı röportaj tartışmalara yol açtı.
Y ahora, WWE News te lleva en vivo al Centro Médico Westchester con el reportaje de James Henry sobre la controversia respecto al derecho de morir de Abbey Addison.
Sence Abbey ne olursa olsun yaşamayı ister miydi?
¿ Cree que Abbey querría ser mantenida viva sin importar su estado?
Şimdi, eğer Abby'nin hava yastığı açılsaydı, muhtemelen o da kurtulacaktı, tıpkı senin gibi.
Si el airbag de Abbey se hubiese abierto ella también hubiera salido. Como tú.
Ve Abby ölürse... şey, kim kazanırsa o hepsini alır.
Y si Abbey muere, quien quiera que gane, se lleva todo.
Abbey, Ben, uh- - Ben sana hoşçakal demeye geldim..
Abbey, vine a despedirme.
Neyse, şerefine, Abbey.
Así que, va por ti, Abbey.
Hayır. Karımı görmek istiyorum. Bay Addisson, herhangi bir şekilde bu çıkışınız hakkında Abbey'nin ailesiyle konuştunuz mu?
- Sólo quiero a mi esposa... - ¿ La familia de ella está envuelta en esta situación?
Abbey...
Abbey.
Abbey, bebeğim... bebeğim, yaşaman gerek.
Abbey, cariño. Cariño, necesitas vivir, cielo.
Abby ne pahasına olursa olsun, hayatta kalmalı! Ayrıca şöyle bir karar verdim.
Abbey debe vivir, no importa si hubo un acuerdo en el caso de Abbey.
Şafağa kadar vaktim var... yoksa Abbey'nin hayali beni becermek için bir yol bulacak.
Sólo tengo tiempo hasta el amanecer. Abbey va a encontrar la manera de joderme.
Abbey. Lütfen cevap ver.
Abby, por favor, respóndeme.
Sadece birkaç saat, Abbey.
Sólo unas horas más, Abbey.
Lanet olsun seni o kadar çok seviyorum ki, Abbey.
Te quiero tanto, Abbey.
Abbey, ne dediğini bilmiyorsun.
- Abbey, no hablas en serio.
Cliff, Abbey dün gece öldü.
Cliff, Abbey murió anoche.
Bu kutular, Londra'da yeni satın aldığı Carfax Manastırı'na gönderilecekler.
Van a llevarse a Carfax Abbey, en Londres.
Çok teşekkürler, Bay Abbey.
Muchas gracias, señor Avy.
Abbey, 7 : 30, Ne kadar ilginç.
Abbey ( Abadía ), 7 : 30 que curioso.
Bana bir süt alabilir misin, lütfen?
CANTINA DE EMI EN ABBEY ROAD - ¿ Puedes traerme un baso de leche, por favor?
I--Abbey?
¿ Abbey?
Abbey?
¿ Abbey?
Abbey nerede?
- ¿ Dónde está a Abbey?
Yemin ederim, Abbey.
Lo juro, Abbey.
Carfax Manastırı'na.
En Carfax Abbey.