Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ A ] / Ahlâkı

Ahlâkı перевод на испанский

360 параллельный перевод
Sayın beyefendi, meslek ahlâkı denen bir şey vardır.
Hay ciertas cuestiones de ética.
Vicdanı ve ahlâkı olmayan birinin yapabileceği bir şey.
Alguien que no tenga sentimientos ni decencia.
İş ahlâkı olanlar iyi olanlardır.
Buenos y malos. - Los buenos eran los que tenían ética.
İstekli bir çalışandır ve burada onun kadar iş ahlâkı ve vicdani çekincelere sahip olması gereken pek çok kişi bulunmaktadır.
Es un trabajador incansable y hay muchos aquí que harían bien en tener sus escrúpulos y su conciencia profesional.
Bugüne ilişkin olarak, istikrarsız durumdaki iş ahlâkı içerisinde ticari birlikler oluşturması amacıyla küçük işadamlarının feragat edilemez haklarını korumalıyız...
En el estado fluido la de ética comercial de esta época debemos proteger el inalienable derecho del empresario más pequeño a unirse en asociación comercial...
Ahlâkınızı bozmak istemiyorum.
No quiero corromperlo.
Ahlâkı yeterince sağlam adamlar bulabilmem koşuluyla.
En el caso de que encontrase hombres con la suficiente fibra moral.
İş ahlâkı inanılmazdı. İkiniz de o yaşlarda olmanıza rağmen ne yapacağınızı biliyordunuz...
Tenías una ética profesional impecable. y que realmente sabían como comportarse.
Sanki artık dünya, anlamsız bir yer olmaktan çıkmış, ahlâkın ve adaletin hükmettiği bir yer haline gelmiştir.
De repente, no vive en universo vacío, sino en un universo justo y moral, y... él lo ha profanado.
Burada kurbanların ahlâkını mı araştırıyoruz?
Aquí estamos investigando la moral de las víctimas.
- Birlikte yapabiliriz. Wendy, belki de kasaba ahlâkı aldığım içindir ama ben cinayet...
Quizá sea mi antigua moral, pero no soy un asesino.
Lütfen bana taşra ahlâkından bahsedip canımı sıkma.
- Por favor... no me vengas con tu moral de pueblerina.
- Tam bir ahlâk timsali.
La base de la moralidad en una oración.
Yakın olmak ve genel ahlâk.
Propincuidad y decoro.
Bayan D'Ascoyne güzeldi, ancak ahlâk hocalığı taslıyordu.
La Sra. D'Ascoyne era bonita, pero menuda mojigata era.
Takezo da Himeji Kalesi'nin bütün sakinlerine yönelik....... Ahlâk öğretisine başladı.
Takezo ha empezado su instrucción moral preparándose para servir a las órdenes del Castillo Himeji.
Ya Ahlâk Polisindeki dosyalar?
Y las fichas de La mondaine?
Buraya sizden ve Falco'dan ahlâk dersi almaya gelmedim.
No voy a tolerar que usted y Falco me den clases de ética.
Eğer biraz ahlâk sahibi olsaydın, yaptığı terbiyesizliği anlardın.
Si tuvieras sentido moral, entenderías la inmoralidad de su comportamiento.
Madem bilmek istiyorsunuz. Binbaşı Pollock buradaki bir sinemada altı saygı değer hanıma ahlâk dışı davranışlarda bulunmuş.
Si quiere saberlo, el mayor Pollock se ha comportado inmoralmente con no menos de seis mujeres respetables en un teatro local.
Ahlâk kuralları şartlara bağlıdır, Komiser.
La ética está condicionada, teniente.
Ahlâk...
La moral es...
- Bana ahlâk dersi mi veriyorsun? Sen mi?
- ¿ Tú me hablas de moral?
Bir ahlâk meselesi. Bir kötülük ile tartışılmaz bir iyiliği tartmam gerekiyor.
Es una cuestión de ética, el mal contra el bien.
İzole edilmiş bir genel ahlâk gibi sadece onlara anlaşılabilir geliyor.
Como si existiera una moralidad pública en la isla incomprensible para el que viene del continente.
Ahlâk bozukluğuydu sanırım.
También se habló de depravación.
Ahlâk diye bir şey kalmadı.
No hay moral.
Eskiden, ahlâk kurallarını hiçe sayan haydutlar için söylenirdi.
Es el nombre que se les da a los gángster que no creen en las virtudes...
Anlıyorum. Ayrıcalıklı erişim sahibi olduğunuz üstün bir ahlâk yasasının bir ifşası.
¿ Insinúa que hay una moral superior para elegidos como usted?
Sanığın zihninde var olan ahlâk kurallarıyla ilgili kendine ait inançlar bizi alakadar etmemektedir.
La idea que nuestro acusado tiene de la moral no nos incumbe.
Dedi ki ; "Baba, sence de büyümenin amaçlarından biri de ahlâk dilini kendi içinde mutlak bir şekli bulunan mantıksal bir önerme olarak keşfetmek değil midir?"
"¿ No cree, padre, que una obligación de los adultos es... descubrir un código moral... tan riguroso como un axioma matemático?"
Bir ahlâk dili.
Sr. Langham, es un código moral.
Spor arabayla gezerek ahlâk dersi verdiğiniz için mi?
¿ Por manejar por ahí, predicando moralidad en auto deportivo?
Pezevenklik yaptığın dönem, Wilshire ahlâk polisindeki tahsilatçındım.
Cuando usted chuleaba putas, yo era su recadero.
- Ahlâk polisinin elinde sadece bu mu var? - Evet.
¿ Es el único tipo al que ha arrestado Antivicio?
Ahlâk diye bir şey yoktur.
La moral no existe.
Ahlâk sonra gelir.
La moral viene después.
Halk onun ahlâk anlayışını yüksek sesle lanetlemektedir... ve mahkeme kararının arifesinde...
El clamor público de su moralidad llega más lejos.
- Ahlâk zabıtasını mı çağırayım?
¿ Quieres que llame a la policía? - No.
Haklısın, hiçbir zaman ahlâk zabıtasıyla işim olmadı.
Asi es. Nunca he sido levantado por cargos en contra de la moral.
Memure Mallory, 33. bölgedenim. Ahlâk polisi.
Agente Mallory, antivicio.
Ahlâk polisi olarak gizli görevdeydi. Bir sapıkla karşılaşmış.
Trabajaba de incógnito y se topó con un loco.
Ben Lermer, ahlâk zabıtasından.
Lermer, policía de modales. Bessoni...
- Ahlâk...
- Moral.
- O zaman ahlâk ne olacak?
- ¿ Dónde se queda su preciosa moralidad entonces?
Dünyada hiç ahlâk kalmadı mı?
¿ No queda moral en el mundo?
... ve yeni bir hayat yaratır... Adına da'öteki taraf'der, Tanrı, öteki yaşam büyük harf'A'ile başlayan ahlâk.
Por eso con una gran elegancia filosófica,... se inventa una nueva vida que se llama....... el otro mundo, Dios, la otra vida o la moral con'M'mayúscula.
Bu ahlâk kavramı ilginç bir insan özelliği.
El concepto de moralidad es un interesante rasgo humano.
Alternatif Evrende Ahlâk ve Kandırmaca.
¿ La Etica y el Universo Alternativo? ¿ Llama a eso lectura ligera?
Ahlâk salonunda ; "Müzik ve Anlamı."
En el Salón Ético - "Música y Significado"
Bir yıl kadar önce, ahlâk salonunda.
Hace mas de un año. En la Sociedad Ética.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]