Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ A ] / Almıyorum

Almıyorum перевод на испанский

2,211 параллельный перевод
İhtiyacım olandan fazlasını almıyorum.
Nunca cojo más de lo que puedo usar.
Hayır.Almıyorum.
Eh, no, no puedo.
Ajan Vail'in yerine ajan almıyorum.
No estoy tratando de reemplazar al Agente Vail.
İki yıldır haber almıyorum ondan.
No supe de él en dos años.
Para almıyorum.
No me están pagando.
Donanmada emirleri senden almıyordum ayrıca şimdi de senden emir almıyorum, onbaşı.
No cumplí tus órdenes en el cuerpo de marines, y ten por seguro que no me las darás ahora, cabo.
- Pek gün ışığı karnaval heyecanını almıyorum
- ¡ Uh hu! - No es realmente un día muy soleado.
Ben siyaset almıyorum.
No hago ese curso.
Buna ne dersiniz, neden çantanızı verip istediğimi almıyorum?
En ese caso, ¿ por qué no tomo su cartera y me sirvo lo que quiera?
Al, onu almıyorum.
Toma, no me lo llevo.
Onu dikkate almıyorum.
No puedo verlo.
Şikayetimi de geri almıyorum.
Retiro mi queja.
Şekerleme kokusu almıyorum ama.
- ¿ Otra vez?
Hayır, hafta sonu için izin almıyorum.
No, no voy a tomarme el fin de semana.
- Bunu kişisel almıyorum.
No me lo tomaré como algo personal.
Bundan ben de zevk almıyorum.
No lo estoy disfrutando.
Bir kangurudan daha fazla emir almıyorum.
¡ No voy a recibir más órdenes de un canguro!
Bu dersi almıyorum bile. Peki, teşekkürler.
- Ni siquiera tengo esta clase...
Peki. Neden yemekleri almıyorum?
Sí. ¿ Por qué no voy yo a por la comida?
Anlaşmazlıklarımız oldu ama bundan keyif almıyorum.
Tuvimos nuestras dificultades, pero no estoy disfrutando esto.
Veya ucuz, polyester, "Bakın bana, ben fahişeyim" tangalarından almıyorum.
o yo no compro tangas de poliester barato "mirame soy una puta"
Ben sokaklarda öylesine dolaşan insanları işe almıyorum.
No voy a contratar a un par de personas que vienen de la calle.
Ben almıyorum.
Yo no.
Seni davadan almıyorum ama kadınla konuşmak istiyorum.
No te voy a quitar del caso, pero quiero entrevistarla. Me conoce.
Neden Noel'ı ben almıyorum?
¿ Por qué no lo recogo?
Neden içeri gidip onu ben almıyorum?
Por q... por qué no solamente voy alli y lo cojo por mi cuenta?
Çok üzgünüm ama yabancıları eve almıyorum.
Oh, Yo - - Yo lo lamento muco, pero no dejo que entren desconocidos
Dinle dostum, her ne satıyorsan, almıyorum, tamam mı?
Mira, amigo, sea lo que sea que vendas, no me interesa.
- Hayır, almıyorum.
- Estas estancado. - No, no lo estoy.
Hayır, alkol almıyorum. Yani artık.
- No, ya no bebo.
- Ben bu belgeselin içinde yer almıyorum.
Yo no... No soy parte del documental.
Alkol kokusu almıyorum.
No puedo olerle nada de alcohol.
Keyif almıyorum.
No me estoy divirtiendo.
Hoşuma gitti tatlım ama hiçbir şey satın almıyorum.
Es un lindo toque, cariño, pero no compraré nada.
Neden o boku senden almıyorum?
¡ ¿ Por qué aceptaria que me hables así? !
Bir zevk almıyorum gerçi.
No para mí.
Bundan zevk almıyorum tatlım.
No es así como puedo obtener mi patadas, cariño. Sólo tienes que hacer.
Kartpostalları almışsın bakıyorum.
Veo que has recibido mis postales.
11. yaşgünümü hatırlıyorum da yeni bir bisiklet istemiştim ama babam bunu karşılayamamıştı bu nedenle James kırık-dökük bir tanesini almıştı.
Recuerdo que en mi onceavo cumpleaños, quería una bici nueva, pero mi padre no podía permitírselo, así que James, construyó una de chatarra.
Bu davayı almıyorum.
No voy a aceptar este caso.
Anlamıyorum, internetteki arkadaşlarım almışlar.
No entiendo. Mis amigos de Internet lo tienen.
Özel bir mola almış olsa bile anlayamıyorum. Hücre kilitliydi.
La celda estaba cerrada.
Bakıyorum da Yıldız Savaşları kartları satın almışsınız.
¿ Compró las cartas de Star Wars?
Belki senin beklentilerini karşılamıyorum ama eğer onu incitirsen benden her şeyimi almış olursun.
Tal vez no he cumplido con tus expectativas pero si le haces daño habrás defraudado todas las mías.
Tarih sınavlarından çok yüksek notlar almış birini tanıyorum.
Recuerdo a alguien que sacó un 3 en su prueba de Historia del Programa Avanzado.
Panzehiri almıyorsam kapatıyorum.
A menos que obtenga el antídoto, voy a colgar.
- Gönderdiğim not almışsın bakıyorum.
- Oh, recibiste mi nota.
Bakıyorum da taksi sürücüsü davasını kaleme almışsın.
Veo que has escrito hasta el caso del taxista.
Bakıyorum ki notumu almışsın.
Veo que tienes mi nota.
Size örgütümüzün iki üyesi Magdelena Kopp ve Bruno Breguet'in görevlerini yaparken ki bu görev Fransa'yı hedef almıyordu Fransız Kolluk Kuvvetleri tarafından tutuklandığını bildirmek için yazıyorum.
Magdalena Cecilia Kopp y Bruno Breguet fueron arrestados en París por las fuerzas de seguridad francesas durante una misión que no estaba destinada a Francia.
Bakıyorum da Lorelei yine saç döken ilacımdan almış. Doğruca Polo Pony Padoğuna gidiyor! Quetzepetle?
Parece que Lorelei se metió con mis píldoras para la caída de cabello otra vez. ¿ Quetzepetle?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]