Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ A ] / Artış

Artış перевод на испанский

17,428 параллельный перевод
Gelir artışı sıfıra inecek ve hisse senedi, mezuniyet kraliçesinin bekâreti gibi yitip gidecek.
Esos ingresos incrementales caerán hasta el fondo, y la bolsa explotará como una palomita.
Bu artış vadeli piyasalarda tutunacak mı göreceğiz.
Bueno, veré si tendremos esos resultados aquí en el mercado de futuros.
Bu sabah bir taşımacılık sektörü bloğunda Cross-Co'nun kamyonculuk devi JY Hunsicker tarafından alındığı iddia edildikten sonra Cross-Co'nun hisselerinde büyük bir artış görüyoruz.
Bueno, estamos viendo las acciones de Cross-Co. Subieron esta mañana después de informes sin confirmar de un blog de la industria del transporte especulando sobre la adquisición de CXC... por el gigante del transporte JT Hunsicker.
Son zamanlardaki müşteri artışı benim sayemde, onu bil de.
Debes saber que el aumento de clientes últimamente es todo gracias a mí.
Vitesi artırmış gibiydim çünkü anlamaya başlamıştım.
Fue como que encontrara otra velocidad porque empecé a presionarme.
Şu çeneni kapatır mısın artık!
¡ Puta madre, cállate ya!
Ve artık nasıl çok çalışılacağını öğrenmezsen o zaman büyüyünce sebebsiz yere kendisinin harika olduğunu düşünen diğer züppe beyaz adamlar gibi olacaksın. Sonra ska müziği yapmaya başlayacaksın ve bu kötü olacak, kızlara kötü davranacaksın.
Y si no aprendes a trabajar duro ahora, vas a crecer siendo otro tipo que cree merecerse todo, que cree que es increíble sin razón, y luego empezarás una banda de ska y serás horrible, y serás malo con las chicas,
Satış rakamlarımız artıyor.
Hay más ventas.
Hannibal artık American Century sanatçısı değil.
Lo siento. Hannibal ya no es artista de American Century. Sí, creo que es casado.
Artı, şık görünmeyi seviyorum.
Además, me gusta verme elegante.
Artık el sıkışmayı bırakabilir miyiz?
¿ Podemos dejar de darnos la mano?
Ama artık sen ve Ramona yarış pistinde yanımda olacaksınız. Bana yapışmış gibi.
Pero a partir de ahora, tú y Ramona estarán conmigo en el circuito de carreras, pegadas a mi lado.
Ve gelinleri çağırmak için Jesse ve Becky için yazdığım bir şarkıyı söylemek isterim. Artık Fernando ve Kimmy'nin şarkısı da oldu.
Y para recibir a las novias, me gustaría cantar una canción que escribí especialmente para Jesse y Becky y, al parecer, para Fernando y Kimmy.
Şaplak atacak mısın artık?
¿ Vas a pegarme?
İşe yarayan bir şey bulacak mısın artık?
¿ Vas a encontrar algo que funcione?
Pekâlâ Çalı Fasulyesi, sıra sende artık.
Bueno, flaca, ahora te toca a ti.
Öyle bir sınır ki artık alamıyorum
Un límite a partir del cual ya no la soporto.
Sırık gibiydi ve sonsuza kadar fantezi dünyamda kalacak ama artık unutma zamanı.
Él era una bebida de altura de agua, Y voy a mantenerlo para siempre en mi banco azote, Pero es hora de seguir adelante.
Onun dışında paraya elinizi sürmeyeceksiniz artık.
No manejará más dinero extranjero.
Artık uyumalısın.
Trata de volver a dormir.
Ve bunu çok iyi yaptılar. Belki haklısın. Belki artık güvendeyim.
Y quizá tengas razón, quizá esté a salvo... pero mientras siga viva...
- İkiniz artık bana bu soruyu sormayı bırakmalısınız.
Tenéis que dejar de preguntarme eso.
Artık espri anlayışının bile bu dünyada yeri yok.
Ni siquiera su sentido del humor tiene ya lugar en este mundo.
Şu numarayı yapacak mısın artık?
¿ Harás el truco o qué?
Çağrı bırakmalısın. Artık bitti, dostum.
Deberías denunciarlo.
Ve artık günahlarımızı değil, bu kilisedekilerin inancını gör. Ve bizlere ebedi krallığındaki... barış ve huzuru bağışla.
Y ahora, no veamos nuestros pecados sino la fe de tu Iglesia y danos la paz y la unión de tu reino donde vives por siempre jamás, amén.
Artık sıra sende.
Ahora te toca a ti.
Dışarısı artık pek güvenli olmayacak.
El valle está a punto de ser muy peligroso.
Ne kadar mücadele etsen de artık bununla yaşamalısın.
No importa cuán duro pelearas, tenías que vivir con eso.
Akabinde hisse fiyatları artınca da yardım istemek için çok geçti. Şimdi de teminat tamamlama çağrısı alıyorum.
Y luego, cuando las acciones subieron, era demasiado tarde para pedirte ayuda, y ahora yo, estoy... estoy tomando una medida drástica.
Senatörlüğe odaklanmalısın artık.
Tu principal preocupación ahora mismo deberían ser las elecciones al Senado.
Ama artık bir hanımefendi gibi davranmaya başlamalısın.
Pero uno de estos días, tendrás que comenzar a comportarte como una señorita.
İzometrik ısı artık düzenleyicileri.
Reguladores isométricos de pérdida de calor.
Artık bizi gölgelerin dışında ve daha açık bir şekilde görmenizi istiyorum.
Vincent puede ver la planicie.
# 9835 ; Clooney, bağırış çağırışını kes artık # 9835 ;
Oye, Clooney Deja de gritar y aullar
Konuşma artık isim koyma yarışına döndü.
La conversación tiene ahora recurrido a los derechos del nombre
Tarım İstasyonlu Monty Green ve fabrika kızı Zoe Monroe, hoş geldiniz. Artık sıra bir sonraki aşamada.
Damos la bienvenida a Monty Green de la Estación Granja y a la obrera Zoe Monroe mientras comenzamos nuestra próxima fase crucial...
O kadar barıştan söz ettin ki artık aramızda barış yapmanın vakti geldi, sence de öyle değil mi?
Pasas tanto tiempo hablando de paz, que creo que es el momento de hacer las paces, ¿ no lo crees?
May haladan sır saklamak yok artık.
No más secretos para la Tía May.
S.H.I.E.L.D'ın en büyük düşmanları. artık bir araya geldi...
Los mayores enemigos de S.H.I.E.L.D. al fin unen fuerzas...
Seninr S.H.I.E.L.D. Tri-Carrier'in artık yok.
Tu Tri-Carrier S.H.I.E.L.D. yo no existe.
S.H.I.E.L.D.'ın yüksek teknolojili zeplini artık daha büyük birşey haline geldi!
¡ El zepelín de alta tecnología de S.H.I.E.L.D. ahora es algo mejor!
Artık özür dilemek yok. Sen Gölge Avcısı'sın.
No más "lo sientos".
Neyle karşı karşıya olduğumuzu biliyoruz artık bir şeye kalkışırsa tepesine bineriz.
Ahora que sabemos lo nos enfrentamos, nos podemos detenerlo si intenta algo.
Artık Profesör Marcuse'dan daha çok şey öğrenmek tarihi sonlandırıp yeni insanın gelmesini hızlandırma arayışına daha da bağlanmak istiyordu.
Ahora quiere aprender más del profesor Marcuse y se compromete aún más a la cruzada para apresurar el fin de la historia y la creación del Nuevo Hombre.
Artık resmi olarak gezgin Dr. Ronald P. Fishman'sın.
Eres el Dr. Ronald P. Fishman. Viajero del mundo.
Dozu artırmalısın.
Deberías subirlo.
Ve artık "maamafih" den "görüşürüz bebeğim" de sıra.
Y el hoyvear y flayvear y ahora "hasta la vista, Frinky."
Kum tepelerinde açık hedeftik resmen. Hepimiz ter içinde kalmış, küfür edip duruyorduk artık.
Blancos abiertos en las dunas, todos sudando y insultando.
Genç bir kadın zor zamanlar yaşıyormuş ve annesine artık pes etmek istediğini söylemiş. Annesi de mutfağa gidip üç demlik su kaynatmaya başlamış.
Una joven la pasaba mal y le dijo a su mamá que quería darse por vencida, así que su mamá fue a la cocina y puso tres ollas con agua a hervir.
Burada ne halt ettiğimizi ötmeye hazır mısın artık?
¿ Ya estás listo a decirme qué diablos haremos aquí?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]