Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ A ] / Ayrıl

Ayrıl перевод на испанский

25,871 параллельный перевод
- Çekirdekten ayrılın.
¡ Desconéctenla del núcleo!
Ayrılırsak bunu yapamayız.
No podemos hacer esto si estamos divididos.
Derek Warner, "Heavy" adıyla da biliniyor, gizli bir Power operasyonu için FBI tarafından alınıp, eğitilmiş ancak on yıldan uzun bir süre önce bürodan ayrılıp bir suçlu olmuş.
Derek Warner, también conocido como "Heavy", fue reclutado y entrenado por el FBI en una operación Poderes encubierta antes de que se rebelase hace más de una década.
Dünya 2, ikiye ayrılıyordu.
Tierra-2 se está partiendo por la mitad.
Long Beach'teki marinadan ayrılırken geminin teknesi göçtü.
Golpeamos el casco cuando dejamos el puerto en Long Beach.
Öyle olursa buradan ayrıl git, tamam mı?
Si tienes la chance, simplemente aprovechala y vete de aqui!
Evet, Ama bu farklı. Twitterdan ayrılma sürecinde gerçekleşen şüpheli durumlar var. Bir çok insan twitterdan ayrılırken ayrılmadan önce ayrıldığı hakkında en az 3 paragraf yazıyor.
Si, pero este es diferente los eventos de porque dejo el Twitter son sospechosos mucha gente que deja Twitter, publica 3 parrafos declararon que dejaran Twitter antes de dejar Twitter este chico dejo de usarlo
Herşey altüst oldu. Herkes gruplara ayrılıyor ve tarafını seçiyor. Herşey berbat.
todo esta alreves todos estan tomando lados y separandose en grupos todo apesta
Görüş ayrılıklarımız olduğunu biliyorum ama bana güvenmen ve yoldan çekilmen gerek.
Sé que hemos tenido nuestras diferencias, pero necesito que confíe en mí y se quite de en medio.
Kısa bir süre ayrılıp geri döndüm.
Salí un rato y regresé.
Araca yüklenip ayrılıyoruz.
Prepararemos el camión y nos iremos.
Dur biraz, ayrılıyor.
Aguarda. Se va.
Kabul etmem gerekir ki fikir ayrılıkları da yaşadık.
Y, sí, es cierto, hemos tenido nuestra, um... Hemos tenido nuestra parte de los desacuerdos.
Fakat bu ayrılıklar, beraber başardıklarımızla kıyaslanamaz.
Pero palidecen en comparación con nuestros triunfos.
Şehirden ayrılıyor musun? Sergei ile aynı uçak mı?
- ¿ Te vas... junto con Sergei?
Kötü bir ayrılık yaşadık ama sen ciddi misin Major?
He tenido malas rupturas antes, pero en realidad, mayor?
"Lütfen okul'dan ayrılın."
Y que me alejara de la zona escolar.
Millet sürekli ayrılıyor, gayet de güzel yürütüyorlar.
Los chicos se separan todo el tiempo y funciona muy bien.
Kızıl Gölge yakın zamanda Zacatecas'tan ayrıldı.
La sombra roja son una llegada reciente de Zacatecas.
" Ahbap, Dylan dün gece seni park yerimden ayrılırken gördüğünü söylüyor.
"Amigo, Dylan dice que te vio " Dejando a mi estacionamiento anoche.
Sana gönderdiği mesajı buldular. Mesajda seni uyarıyordu çünkü Dylan adlı birisi seni onun park yerinden ayrılırken görmüş.
Encontraron un correo electrónico que envió, que le advierte que tenga cuidado porque alguien llamado Dylan había visto dejándole su estacionamiento.
İşte burada senden ayrılıyoruz.
Bueno, ahí es donde tú y yo no estamos de acuerdo.
Ayrılır ayrılmaz ona atlayan kız olmak istemiyorum, Alex.
No quiero ser el repuntar chica, Alex.
Metropolis'ten ayrılırken niyetini belli etmiştin.
Tenías razón cuando dejaste Metropolis.
Barry şehirden ayrılıyor ve ben de onu uğurlamaya gidecektim.
Barry deja la ciudad y yo iba a despedirlo.
Veya bir süre için L.A.'den ayrıldı?
¿ O dejó Los Ángeles por un tiempo?
Ve eğer söylersem kesinlikle ayrılır.
Y si le digo, ella es definitivamente Va a romper con yo, al igual que, sin duda,
Ayrılır mı?
Ella lo hará
Yetişkinler ayrılıktan sonrasını böyle idare eder.
Así es como dos adultos manejar la post-ruptura,
Yanlış çıktı. Ayrılıyorlar.
Eso salió mal, Están rompiendo,
Sanırım burada ayrılıyoruz.
Supongo que es aquí donde nos separamos.
Taç giyme töreni günü manastırdan ayrılırken bir adamın üniformasındaki kuş tüyünü aldığını gördüm.
Al salir de la Abadía el día de la coronación, la vi quitar una pelusa del uniforme de un hombre.
Biliyor musun, ayrılıp bu işi telefonla da yapabilirim ama asla jinekoloğum gibi biri olmayacağıma söz vermiştim.
Sabéis, yo también podría mirar el teléfono en el trabajo, pero me prometí a mí misma que no crecería para ser mi ginecóloga.
Yarın buradan ayrılıyorum.
Me iré de aquí mañana.
- Ayrılık vakti.
Es hora de irse.
En önemli belirtisi Horner sendromundan ayrılıyor.
Su síntoma más significativo es Síndrome de Homer aislado.
Ayrıca, John'un karısına nasıl davrandığına bak.
Además, mirad cómo ha tratado a la esposa de John.
Ayrılın.
Eh, eh. Dejadlo.
Waverly, hortlak üzerine çok ayrıntılı bir kaynak toplamışsın.
Waverly, has reunido los recursos más completos sobre los renacidos.
Ve ayrıca hatırı sayılır miktarda Ketamin de içerir.
Y... Lleva un montón de mierda de Ketamina en este.
Ne kadar mal bir isim bu. Yakın zamanda sunucularımızın, trollüğün kaynağı olan yeri Coloreedo'dan daha ayrıntılı bir şekilde vereceğini umuyoruz.
que nombre mas huachafo creemos que pronto los servidores nos daran el sitio en Colorido donde el troll se conecto
Öğretici, ayrıntılı.
Informativo, detallado.
Özellikle VC'nin ve muhtemel gelecek incelemelerin düzenleyici kuruşlar tarafından yapılan türden ayrıntılı inceleme aşamasında.
En especial, en caso de diligencia debida o revisiones futuras de ciertos organismos reguladores.
- Aynen. Açık artırma olacak ama. Ayrıca sahte rakamlarla asıl rakamlar arasında uçurum olduğu da söylenemez.
Sí, pero es subasta abierta y entre las cifras fraudulentas y las reales nadie se mata por comprarla.
Daha ayrıntılı inceleyelim, ne dersin?
Echemos un vistazo bajo el capó, ¿ de acuerdo?
Ayrıca, kim bilir bu tazıları nasıl eğitiyorsun bir bakalım. Ne...
Además, veamos cómo ha estado tratando a esos perros.
Ayrıca ızdıraplarımın karşılığı işte bu. Kendi günahlarımızın hapishanesi.
Y por mis sufrimientos... conseguí esto... una prisión de nuestros propios pecados.
Aslında cinsiyet ayrımcılığı oluyor.
Es un poco sexista, ¿ sabe? Cuando piensas en ello.
Onların çıplak elleriyle ayrı rip nasıl görelim.
Veamos como te destripan con las manos.
Kitap teklifi bu arada o, ayrıca bitti sayılır.
Sí, es la propuesta de un libro. Y está casi acabado.
Öyleyse, bunlar kimmiş ve nasıl birileriymiş ayrıntısıyla bak.
Entonces... averigua quienes son y cómo son, en detalle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]