Bak ne diyeceğim перевод на испанский
7,136 параллельный перевод
Pekâlâ, bak ne diyeceğim :
Bien, ¿ sabes qué?
Bak ne diyeceğim.
Te diré lo que haremos, escucha.
- Bak ne diyeceğim.
Suena bien, ¿ verdad?
- Bak ne diyeceğim?
¿ Y que pasa con esto?
Bak ne diyeceğim.
¿ Y sabes qué?
Bak ne diyeceğim.
¿ Sabes qué?
Bak ne diyeceğim :
¿ Sabes qué?
Bak ne diyeceğim. Hadi çatıdan inip ayaklarımızı yere bir basalım, olur mu?
Nos vamos de esta azotea... y ponemos nuestros pies en suelo sólido, ¿ sí?
Bak ne diyeceğim, hadi eski ofisime gidelim. Olur mu?
Te diré qué... vayamos a mi antigua oficina, ¿ de acuerdo?
Bak ne diyeceğim, hadi telefona bağlayalım onu.
¿ Y sabe qué? Vamos a llamarla por teléfono.
Bak ne diyeceğim.
Te diré qué.
Bak ne diyeceğim.
Adivine qué.
Bak ne diyeceğim Suzie. Sanırım çok vaktini aldım.
Suzie, creo que le he robado mucho tiempo.
Bak ne diyeceğim. Edward bir rahip.
Aquí está el dilema.
Evet bak ne diyeceğim.
Sí, mira.
- Bak ne diyeceğim... olanlar hakkında...
- Así que escucha... sobre antes...
Bak ne diyeceğim.
¿ Sabe qué?
Bak ne diyeceğim, gece yavaş geçiyor.
Te diré una cosa, es una noche lenta.
Bak ne diyeceğim.
Escucha. Tengo que decirte esto.
Bak ne diyeceğim. Artık tamamen özgürsün.
Y adivina, ahora eres completamente libre.
Bak ne diyeceğim dinle.
Sabes qué, escucha.
Bak ne diyeceğim. Buraya gel, sana hatırlatayım.
Ven y te lo recordaré.
Bak ne diyeceğim.
Te propongo algo.
Bak ne diyeceğim.
Te diré algo.
Ama büyükannem gidemezsiniz dedi. Bak ne diyeceğim ;
- Pero la abuela dice que no podemos.
Ama bak ne diyeceğim
¿ Pero sabes qué?
Bak ne diyeceğim.
- ¿ Sabes qué?
- Selam bebeğim. - Selam. Bak ne diyeceğim,
Ah, hola, escucha.
Bak ne diyeceğim, beş dakikan var.
Tiene cinco minutos.
Lütfen indir silahını. Bak ne diyeceğim...
Te diré algo,
Bak ne diyeceğim, yatırımcı şu anda buraya geliyor. Ve projede başı çekecek birilerine ihtiyaçları var.
Por otro lado te diré que el inversor viene de camino en estos momentos, y buscan a gente para encabezar el proyecto.
- Bak ne diyeceğim.
¿ Sabes qué?
Bak ne diyeceğim, ben önce bir duş alayım sonra...
Iré a ducharme, y luego- -
Bak ne diyeceğim?
¿ Sabes qué?
Bak sana ne diyeceğim.
¿ Sabes qué?
Ne diyeceğim bak.
¿ Sabes qué?
Bak bana ne diyeceğim, Clint Eastwood nereye gittiğimizi söylersen, bir daha ağzını açanı siksinler.
Te diré una cosa, Clint Eastwood, cerraré la puta boca cuando me respondas a esto... ¡ ¿ Adónde coño vamos? !
Bak sana ne diyeceğim.
Te diré qué.
Bakın size ne diyeceğim.
Le diré una cosa.
İskelede gördüklerini bize anlatırsan bu hamburger senindir. Bak ne diyeceğim.
Te diré lo que haremos.
Kasasının soyulmasının tek açıklaması iyi eğitilmiş bir kadın casus tarafından manipüle edilmiş olmasıdır. Bak sana ne diyeceğim.
La historia de la cámara acorazada solo puede ser verdad si hubiese sido manipulado por una fémina operativa bien entrenada.
Bak sana ne diyeceğim.
Le diré qué.
- Ne diyeceğim bak.
¿ Sabes qué?
Eğer tanımıyorsan, bak sana ne diyeceğim.
Sino, déjame decirte algo.
Bak ne diyeceğim.
Te diré una cosa.
Bak sana ne diyeceğim, gidip Skipjack'le ağabeyin ve Lizzie hakkında konuşacağım.
Le digo algo, voy a hablar con Skipjack sobre su hermano y Lizzie.
Bakın ne diyeceğim, haydi hepimiz çılgınlık yapalım.
Te diré qué, paseemos por el lado salvaje.
Cidden buna inanıyor... Tamam. Bakın ne diyeceğim.
Vamos. ¿ Sinceramente crees...?
Bakın ne diyeceğim, birbirinizi vurmayın.
Traten de no dispararse entre ustedes.
Ama bakın ne diyeceğim, haklıydılar.
¿ Saben qué? Tenían razón.
Bakın ne diyeceğim, bunların hepsini alıp daha çok parçalayacağım ve hepiniz için mozaikler yapacağım.
Pues les diré qué. Me llevaré todo esto, lo romperé aun más, y haré un mosaico para cada uno de ustedes.