Biblioteca перевод на испанский
6,004 параллельный перевод
IP adresi halka açık bir kütüphaneyi gösteriyor, siz şuna bir bakın.
La dirección IP lleva a una biblioteca pública, pero escuchad esto.
Hangi kütüphaneden gönderilmiş?
¿ De qué biblioteca vino?
Peki, diyelim ki kütüphanedeyim ve Bay G.'nin elleri omuzlarımda.
Estoy en la biblioteca, y siento las manos del Sr. Vaen, sobre mis hombros.
Kütüphanedeyim ve Ryan yaklaşıyor.
Estoy en la biblioteca, Ryan se acerca...
Kütüphane mi?
¿ La biblioteca?
Kütüphanemiz biraz garip bir yerdir.
La biblioteca es... Bueno, es un sitio curioso.
Rita, Il Penumbra'nın Cayman hesabını şehir merkezindeki bir kütüphaneden açtığını belirledi.
Rita ha determinado que la cuenta en las Caimán de Il Penumbra.. fue abierta usando un servidor de la Biblioteca de Midtown.
Örneğin, eğer Kuzeybatı Birinci Kısım'da oturuyorsanız Güney Su Kabilesi Kütüphanesi'nin batı girişinde bulunan ana toplanma noktasına geleceksiniz.
Por ejemplo, si viven en el vector noroeste 1, diríjanse a su punto de reunión principal, la entrada este de la biblioteca de la Tribu del Agua del Sur.
Bence Ric'in yeni bir araştırma kütüphanesi bulma vakti gelmiş.
Hora de que Ric consiga una nueva biblioteca de referencia.
Karakter kütüphanemizin tümüne bakıyoruz.
Observamos toda nuestra biblioteca de personajes.
Folger Shakespeare Kütüphanesi hoşuma gidiyor mesela.
Me gusta la biblioteca Folger Shakespeare.
- Belle... - Kütüphanede bu şey ile ilgili bir şey bulabilecek miyim bakarım.
Veré si puedo encontrar algo acerca de esa cosa en la biblioteca.
Kütüphane kapandığı zaman.
Cuando cierre la biblioteca, ¿ de acuerdo?
- Üstat kütüphaneye gitti.
El maestro fue a la biblioteca.
O arabayı kütüphaneye götürmeni Rodrigo'yu alıp bir saat içinde etkinliğe ulaşmanızı istiyorum.
Quiero que lleves este auto a la biblioteca, que lo metas en el auto y lo lleves al evento en una hora.
Kütüphane gibi mi?
¿ Cómo una biblioteca?
Ortak kütüphane kartı bile almıştınız.
¿ No acababais de sacaros una tarjeta conjunta para la biblioteca?
Okuldan sonra, yeni bir bilgisayar ödünç almak için gizlice kütüphaneye girmeye çalışmıştım.
después de la escuela, intenté entrar en la biblioteca para pedir prestado una PC nueva
Kütüphaneci asistanında şifrenin olduğunu duydum.
- he oído que la ayudante de la biblioteca lo tiene.
Çünkü bunlar Pazar sabahları kütüphaneyi açmak için kütüphaneci asistanlarının sahip olması gereken şeyler.
- porque esas cosas son necesarios para bibliotecarios asistentes para abrir la biblioteca el sábado por la mañana.
Sokak Kütüphanesi, acele. "
Biblioteca, cuanto antes...
Eminim kimse dedemin yıllardır kütüphanaye bağışladığı şeyleri düşünmemiştir.
No creo que nadie haya pensado... en las cosas que mi abuelo prestó a la biblioteca desde hace décadas.
Kütüphane yakın zamanda koleksiyonu taratıp internet erişimine açtı.
La biblioteca ha escaneado recientemente su colección... y la ha puesto a disposición del público en internet.
Bu davadan ilk haberimiz olduğunda kütüphane suçu rapor etmekten çekiniyordu.
Nos enteramos de este caso porque estaban muy avergonzados... en la biblioteca como para reportar el crimen.
Her soygunun olduğu gün, 39. Sokak Kütüphanesi de dahil, birisi misafir defterini takma bir adla imzalamış.
En los días previos a cada robo... incluyendo el que se produjo en la Biblioteca de la calle 39... alguien firmó en el registro de visitantes con el alias...
Kütüphaneden çalınan bütün haritaları bulduk.
Encontramos todos los mapas que robaron en la biblioteca.
Ama eğer Sherlock haklıysa kütüphanedeki soygun Bray haritasıyla ilgiliyse neden Zupko'nun katili onu burada bıraksın ki?
Pero si Sherlock tenía razón, si en realidad el robo de la biblioteca... tenía como objetivo el mapa de Bray y si todo gira en torno a eso... entonces, ¿ por qué el asesino de Zupko dejó aquí el mapa?
Mürekkebin 1940'lı yıllarda üretildiği sonucuna vardı. Dedeniz kütüphaneye bağışlamadan birkaç yıl önce.
Determinó que la tinta fue fabricada en la década de 1940... unos cuantos años antes de que su abuelo prestara... el mapa a la biblioteca.
Herhalde kütüphanaye bilerek vermemiştir.
Obviamente, no lo habría donado... a la biblioteca a sabiendas.
Şu anda makul bir kesinlikle 39. Sokak Kütüphanesindeki korumayı Stuart Zupko'nun öldürdüğünü söyleyebiliyoruz.
Ahora podemos decir con razonable seguridad... que Stuart Zupko mató al guardia de la Biblioteca de la calle 39.
Bray Ailesi'nin kütüphaneye verdiği, değil mi?
El que la familia Bray cedió a esa biblioteca, ¿ no?
Sadece kütüphanede olan bir çıktı.
Es un escaneado del que tenía la biblioteca.
Eğer 39. Sokak Kütüphanesinde olduğunu bilseydi avukatları mahkeme emriyle alırdı.
Si hubiera sabido que estaba en la biblioteca de la calle 39... sus abogados lo habrían requerido con una orden.
Bu hafta iki adam öldürüldü çünkü birisi kütüphaneden projeyi bozabilecek bir harita çalmaya çalıştı.
Dos hombres fueron asesinados esta semana porque alguien intentó robar... un mapa de una biblioteca que podría dar al traste con el proyecto.
Kütüphaneden birine ödeme yapıp ikisini değiştirtecektik.
Íbamos a pagar a alguien de la biblioteca... para que cambiara el nuestro por el suyo.
Tüm bunlar kütüphane haritanın taraması sanal ortama aktarınca başladı.
Todo esto empezó cuando la biblioteca puso una copia del mapa en línea.
Zupko'nun çaldığı, yıllardır kütüphanede olan harita, aslında gerçek olandı.
El mapa que Zupko robo... el que estuvo en la biblioteca por años... era el articulo genuino luego de todo.
Kütüphaneye gidiyorum.
Voy de camino a la biblioteca.
Bir kitabın arasına sıkışmış olarak temizlik personeli bulmuş.
Los limpiadores lo encontraron encajado bajo una biblioteca.
Burası Kütüphane'nin arayüzü. Orası da Flynn'in çalışma alanı olduğundan Bina her seferinde eski haline döndürecek.
Esto es una conexión con la Biblioteca y ese era el lugar de trabajo de Flynn, así que el anexo siempre lo devuelve a sus especificaciones.
Onu kütüphaneye götürün.
Llévenlo a la biblioteca.
Kardeşimin kütüphaneden çaldığı bir kitapta yazıyordu, ben de ondan çalmıştım.
En un libro que mi hermana había robado en la biblioteca, y que le robé a ella.
Hız yapma cezası ya da kütüphaneye kitabı teslim etme süresini geçirmen gibi.
Es como una multa de exceso de velocidad o una multa en la biblioteca.
O günlerin 1032'sini kötü ve öfkeli biri olarak geçirdim ta ki bu kitabı kütüphanede bulana dek.
Pasé 1.032 días de ser infame y de estar enojado... hasta encontrar este libro en la biblioteca.
Kütüphanede ya da çalışma odasında nasıl durur, görürüz.
Quiero llevármelo a casa ver cómo queda en la biblioteca o en el estudio.
- Evet. Annesi kütüphanede çalışan mıydı?
Sí. ¿ Su madre trabajaba en la biblioteca?
Dostum, seviyordum o kütüphaneyi.
Vaya, amaba esa biblioteca.
Hümanist Grotius Kütüphanesi yakında tamamlanacak.
La Biblioteca del humanista Grocio pronto llegará.
Yeni kütüphane 500.000 kitap ve bilimsel inceleme eserleri barındıracak.
Esta nueva biblioteca pudiera albergar 500 mil libros y tratados.
Daha neler, kitapları kütüphane adına senin almanı isterim.
No. Me gustaría que aceptaras los libros a nombre de la biblioteca.
Kütüphaneden.
En la biblioteca.