Brantley перевод на испанский
87 параллельный перевод
Tünaydın, Brantley Park'a hoş geldiniz. Bu güzel, toprağın ayaklarımızın altından kaymadığı ve yağmur olasılığı çok az olan kış gününde, yarışmacılar sahaya çıkarken, aramıza hoş geldiniz.
Buenas tardes, y bienvenidos a Brantley Park justo cuando los competidores corren hacia el campo de juego a paso firme en esta hermosa tarde de invierno y con escasos signos de lluvia.
Merhaba, ben, Kansas'tan Brantley Foster.
Hola, soy Brantley Foster, de Kansas.
Seni seviyorum, Brantley ".
- Lo haré. Te quiero, Brantley.
- Brantley Foster.
- Brantley Foster.
"İş Arıyor... Yeğen"
"Brantley Foster Sobrino en busca de empleo"
- Brantley Foster sizi görmek istiyor.
- Brantley Foster vino a verlo.
Brantley Foster diye birini tanımıyorum.
¡ No conozco a ningún Brantley Foster!
Bizim için ne yapabilirsin, Brantley?
¿ Qué puedes hacer para nosotros, Brantley?
Brantley, ha?
Brantley, ¿ eh?
Adı Brantley'miş.
Se llama... Brantley.
Tamam. Dediğim gibi yaparsan "her şey yolunda gider".
Bien, Brantley, haz lo que te digo y todo irá bien.
- Brantley. - Yok, ilk adın.
No, me refiero a tu nombre de pila.
Brantley.
Brantley.
Bak, Brantley, Pemrose şirketinde ne aradığını bilmiyorum... ama ne istememen gerektiğini sana söyleyeyim.
Bien, Brantley, no sé qué quieres de la corporación "Pemrose"... pero te diré lo que no harás :
Peki, Brantley, formumu niçin koruduğumu biliyor musun?
¿ Y bien, Brantley? ¿ Sabes por qué me mantengo en forma?
Brantley, sevgilim, telepatiyle beni çağırdığını duydum... ben medyumum... onun için hemen buraya koştum.
Brantley, cariño, te oí llamándome telepáticamente. Soy una gran adivina. Así que vine volando.
Brantley, sen bir delikanlısın.
Brantley, eres un jovencito.
Evet, elbisen çok güzel, Brantley.
Sí, qué traje más lindo, Brantley.
Merak etme, Brantley. Seninle evlenmek niyetinde değilim. Ben zaten evliyim.
Tranquilo, Brantley, no quiero casarme contigo, ya estoy casada.
- Seni affediyorum, Brantley.
Te perdono, Brantley.
Zırıldanma, Brantley.
Deja de lloriquear.
O halde Brantley'le yemek yiyip daha iyi tanışmamıza itirazın yok mu?
Entonces no te importará si Brantley y yo almorzamos juntos.
Niçin Brantley'i de bu hafta sonu partiye davet etmiyorsun?
¿ Por qué no invitamos a Brantley a la fiesta este fin de semana?
Ama uyuyorsun, Brantley.
Oh, sí encajarás.
- Ha, evet, Brantley.
Brantley.
Terlemeyi seviyorsun, değil mi, Brantley?
Te gusta sudar, ¿ verdad, Brantley?
Bizim gibi adamlar tek bir kadına bağlı kalamazlar, Brantley.
Los hombres como nosotros no pueden estar atados a una sola mujer.
Senin hızla yükseleceğini düşünüyorum, Brantley.
Tengo en mente una carrera meteórica para tí, Brantley.
Müsaadenizle.
Perdón. ¡ Brantley!
Brantley, sevgilim, gelmeyeceksin diye korkuyordum.
Cariño, tenía miedo de que no vinieras.
Brantley Whitfield...
Brantley Whitfield.
Beni hep şaşırtıyorsun, Brantley.
Siempre me sorprendes.
Bana güven, Brantley.
Confiá en mí.
Brantley, Whitfield'in burada olduğunu biliyor muydun?
Brantley, ¿ sabías que Whitfield está aquí?
Christy'nin yatağında ne işin var, Brantley?
¿ Qué haces en la cama de Christy, Brantley?
- Brantley de kim?
- ¿ Quién es Brantley?
Brantley, çalınan notlarını az önce senin çantanda bulan adam.
Brantley es quien acaba de encontrar sus notas robadas en tu maleta.
- O, Brantley.
- Es Brantley.
Demek büroda becerip durduğun çıtır buymuş?
¿ Brantley? ¿ Esta es la muñequita con la que tuviste un romance en la oficina?
- Brantley'le mi yattın?
¿ Te acostaste con Brantley?
- Bu, Brantley Foster.
Este es Brantley Foster.
Brantley, Whitfield'dir. Whitfield de Brantley'dir.
Brantley es Whitfield y Whitfield es Brantley.
- Brantley, niye öyle üzgünsün?
Brantley, ¿ por qué estás tan triste?
Çünkü Brantley bu sabah bazı düzenlemeler yaparak... senin Davenport Enterprises şirketinin hisselerinin... yüzde beşini satın aldı.
No puede, Don. Verás, Brantley compró el 5 % de las acciones... de tu compañía, "Empresas Davenport", esta mañana.
Brantley ile arkadaşlığımız çok eskilere dayanır... ve şirketin yönetilmesine ilişkin harika fikirlerini bana anlatınca... bu işi başarabilecek adamın o olduğu kanaatine vardım.
Brantley y yo somos viejos amigos y cuando me habló... de sus maravillosas ideas para dirigir la Cía... supe que él era la persona adecuada.
Başlangıçta Brantley'e karşı... belli bir yakınlık duyduğumu kabul ediyorum.
Reconozco que sentí... cierta atracción por Brantley al principio.
Brantley, Christy, Jean, Melrose.
Brantley, Christy, Jean, Melrose.
- Merhaba.
- ¿ Brantley? - Hola.
Gözlerin çok keskin, Brantley.
Buen ojo.
Kim o?
Brantley, ¿ quién era ésa?
Brantley, Whitfield mi?
- ¿ Brantley es Whitfield?