Bucket перевод на испанский
174 параллельный перевод
- Charlie Bucket?
- ¿ Charlie Bucket?
% 10'un yarısı kadar fazla, bu da yüzde 15 eder. Charlie Bucket!
10 % mitad sobre otra vez, lo que hace 15 por ciento. ¡ Charlie Bucket!
Charlie Bucket.
Charlie Bucket.
Suds Bucket gece kulübüne.
A un bar llamado Suds Bucket.
- O'leary Bucket Kickers.
Los Bucket Kickers deo'Leary. Correcto!
Tükürme kovası.
Saliva. Oh, el valde de escupir. [spit bucket.]
Ondan sonra herkes Chum Bucket'tan yemek yiyecek ve dünyayı ben yöneteceğim!
Depues todos tendrán que comer en mi restaurante, Y yo gobernaré el mundo!
Vakit geçirmek isterdim ama Chum Bucket da yapmam gereken Yengeç Burgerler var.
Bueno, me gustaria quedarme un poco, pero necesito ir hacer unas Cangre Burguer en mi restaurante.
Plankton, Chum Bucket'ta Yengeç Burger satıyor.
Plancton está vendiendo Cangre Burguesas en su restaurante.
"Yokluğumda yengeç burgeri Chum Bucket'ta sat" dedi.
El dijo : "sirve la Cangre Burguer en mi ausencia en el Balde de Bocado."
Bu arada ; şimdi gelin ve yaptığınız her alışveriş için bedava bir Chum Bucket miğferi kazanın. Buyur Perch.
De hecho obtenga su Balde de Bocado gratis por cada una de sus compras.
- Herkese Bucket miğferi!
- ¡ Baldes Gratis para todos!
Bunu Chum Bucket'tan aldım. Plankton her Yengeç Burgerle birlikte bunlardan bedava veriyor.
Pues esto lo están dando gratis en el Balde de Bocado Plancton los está regalando por cada Cangre Burguer.
Chum Bucket mı?
¿ Balde de Bocado?
Ve her alışverişte bedava bir Bucket miğferi var.
Y regalamos un balde gratis por cada compra.
"Charlie Bucket adında sıradan bir çocuğun öyküsüdür bu."
Ésta es la historia de un niño ordinario llamado Charlie Bucket.
"Charlie Bucket dünyadaki en şanslı çocuktu."
Charlie Bucket era el niño más afortunado de todo el mundo.
"Gelen ek kazançla, fabrikanın modernize edilmesine karar verilmiş..." "... böylece Bay Bucket'a olan ihtiyaç ortadan kalkmıştı. "
Con el dinero adicional, la fábrica decidió modernizarse eliminando el trabajo del Sr. Bucket.
Merak etmeyin, Bay Bucket. Talihimiz dönecek.
No se preocupe, Sr. Bucket nuestra suerte va a cambiar.
Bucket ailesi için işler hiç bu kadar iyi gitmemişti.
Nunca le había ido mejor a la familia Bucket.
Sonunda, Charlie Bucket bir çikolata fabrikası kazandı.
Al final, Charlie Bucket ganó una fábrica de chocolate.
Gel buraya Bucket.
Ven aquí. Bucket.
Bucket of Blood denen Bu mekâna geldim
Hasta que llegué a un lugar llamado el Cubo de Sangre
... Bill Bucket Dough bu hafta bizimle olmayacakmış dedikodularını duydum. Sizin için araştırıp haber vereceğim ancak şimdilik durum böyle gözüküyor.
Bill Bucket Dough se inaugura este fin de semana estaré por allí asegurándome que todo salga bien... aunque probablemente así será.
N'aber, Bucket?
¿ Qué tal, Balde?
Bucket, iyi misin?
Balde, ¿ estás bien?
Bucket!
Balde.
Pekala, artık Öbür Boleyn Kızı'ndan veya Kova Listesi'nden daraldım artık. Muazzam.
Bueno, yo he reducido de Las hermanas Bolena O The Bucket List. gran éxito.
Pekala, işte Kova Listesi.
Bueno, es The Bucket List. Esto es todo.
Pekala, tatlım, Kova Listesi'ni izledikten sonra kova listemizden "Kova Listesini İzle" yi işaretlemeyi unutma.
Muy bien, ahora, la miel, después vemos The Bucket List Recordar a cruzar "Mira The Bucket List" en nuestra lista de cubo.
Haydi şu lanet Kova Listesi'ne bakalım.
Entonces vamos a Bucket List esta perra.
Kova Listesi, Kova Listesi.
The Bucket List, The Bucket List.
The Bucket List'deki gibi. Ne?
- Como en "Ahora o nunca" - ¿ Qué?
- Bu ismi taşıyan filmi izlemek ( The Bucket List ).
- Mirar la lista.
Rust Bucket'ta tuhaf bir şeyler olmuş.
Sucedió algo extraño en el Rust Bucket.
- Bize Rust Bucket'tan bahsedin.
- Háblenos sobre del Rust Bucket.
Hanna, Rust Bucket'ta neler olduğu konusunda... -... söylemek istediğin bir şey var mı?
Hanna, ¿ no hay nada que quieras decirnos sobre lo que pasó en el Rust Bucket?
Ayrıca neden Rust Bucket'ta olduğunuz konusunda her şeyi söylediğinizi sanmıyorum.
Y no creo que nos haya dicho todo sobre por qué estaba en el Rust Bucket.
Bucket'te çalışıyordu. Ben Peder'le tartışırken oradaydı ve Peder'le sorunları var.
Trabajaba en el bar, estaba allí cuando interrogué a su padre, y tiene problemas con el reverendo.
Rust Bucket ile bir sorunu yok, orayı neden dağıtsın?
No tenía problemas en el bar, ¿ por qué destruirlo?
Rust Bucket'tan para çaldığı için kovulmuş.
La despidieron por robar en el bar.
Eklem etrafında yaralanma.
Bucket tenia lesiones.
- Sen Lorna Bucket'sın değil mi?
- Tú eres Lorna Bucket, ¿ no?
Lorna Bucket.
Lorna Bucket.
Ben Bucket'i canlandırıyorum.
Bucket.
Müfettiş Bucket.
El Inspector Bucket.
- Chump's Rusty Bucket?
- ¿ Nos vamos de copas?
Dur, yoksa bu "Bucket List" filmi gibi bir durum mu?
¿ Te refieres a algo como lo último que puedo hacer antes de morir?
Bahsettiğin Bucket List.
Esa es "La lista de Bucket".
- Bucket.
- El bar.
Hanna Rust Bucket'tan para mı çalıyordun? Orayı bu yüzden mi dağıttın?
Hanna...