Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ C ] / Cellat

Cellat перевод на испанский

453 параллельный перевод
" Cellat Rasmus!
" ¡ Bien, verdugo Rasmus!
"Cellat Rasmus, günahlarını itiraf etmesi için ipi biraz gevşet de nefes alsın."
"Déjala que coja aliento, verdugo Rasmus, y afloja el tornillo de momento, mientras confiesa sus pecados."
Ve bu... bu da Chauvin... Baş cellat.
Y este... éste es Chauvain.
- Cellat mı?
- ¿ Verdugo?
Cellat ne oluyor?
¿ Qué es un verdugo?
Ben de bir gün cellat olabilir miyim?
¿ Puedo llegar yo a ser un verdugo algún día?
Cellat bir cezalandırıcıdır, kafaları ustalıkla uçuran bir adamdır.
El verdugo de su Majestad es un ejecutor, el hombre que corta con destreza las cabezas de la gente.
Ben de tam sana Muhteşem Peter ve Korkunç İvan'ı ve cellat olan diğer Rus çarları ve çariçeleri anlatan bir kitap okuyacaktım.
Estaba a punto de leeros los de Pedro el Grande e Iván el Terrible, y los de otros zares y zarinas rusos que fueron verdugos.
Sanki bizi cellat için hazırlıyorlarmış gibi geliyor bana.
Me siento como si me estuvieran cebando para llevarme a la olla.
- Cellat''adını koymalarına neden oldu.
Reinhard Heydrich gobernó en nombre de Hitler sobre todos los checos.
Buradaki sürgün Çek hükümeti cellat Heydrich'in cesurca infaz edilişiyle...
El gobierno checo en el exilio informa que la osada "ejecución"
"Cellat" ı öldüren, büyük bir vatanseverdir... bir kahramandır!
Quien ejecutó al verdugo, es un gran patriota. Un héroe.
Tam buramızda bir mahkeme olduğu sonucuna vardım : Hakim, jüri ve cellat.
Imagine que tenemos un tribunal aquí mismo, juez, jurado y verdugo.
Cellat Düzlükleri, Hassayampa.
Schmidt's Wells, Hangman Flats. ¡ Hassayampa!
Cellat!
¡ Vamos, verdugo!
- Yargıç, jüri ve cellat olmaya çalışasın diye değil.
- Ya me la dieron. No por intentar ser juez, jurado y verdugo.
Yargıç, jüri ve cellat.
Juez, jurado y verdugo.
Yargıç, cellat ve linçten kim bahsediyordu?
¿ Quién estaba hablando de jueces, verdugos y linchamientos?
İkinci olarak da, asılmak üzere olan bir adamı asılacağı ipin boyutu, konumu ve kuvveti hakkında bilgilendirmeniz cellatı ya da adamın asılacağı gerçeğini ortadan kaldırmaz.
Segundo, por informar a un hombre que va a ser ahorcado del tamaño exacto, colocación y fuerza de la soga no se le libra del verdugo ni de la certeza de su ejecución.
Yani sen şimdi, bir berber ve... cerrah olduğun kadar, aynı zamanda bir cellat mısın?
Usted quiere decir que es el ejecutor de la justicia, así como el barbero y el cirujano?
Belki bir korsanda olması gereken mideye sahibim, ancak cellat olmadığım için silahsız birini öldüremem.
Tengo estómago para ser pirata, pero no soy verdugo para matar a un hombre desarmado.
Daha önce hiç cellat ipi gördün mü?
¿ Había visto una soga de ahorcado alguna vez?
Cellat Ağacı.
Al Fin.
Sevgili Lady Anne cesur prensinizin zamansız ölümünden diğerleri de en az cellat kadar sorumlu değil mi?
Gentil lady Ana, ¿ no es el causante de la prematura muerte de vuestro valiente príncipe tan culpable como su ejecutor?
Cellat ve yardımcısının, mahkumun ağırlığından emin olmak için yaptıkları.
El modo en el que el verdugo y su ayudante comprueban el peso del prisionero.
Darağacında bekleyen cellat gibisiniz.
Me espera como un verdugo en la horca.
Silver City'li cellat?
¿ El verdugo de Silver City?
Cellat değilseniz, burada işiniz ne?
Si no es el verdugo, ¿ qué hace aquí?
Kendimi yargıç, jüri ve cellat yerine koydum.
Me erigíjuez, jurado y verdugo.
Hatta cellat çok sağlıklı durumda.
El verdugo es una fuente de salud.
Biz cellat değiliz!
¡ No somos verdugos!
CELLAT
EJECUTOR
Pek çok seçim yapma lüksüm var ve seçimlerim şunlar. Bana bir cellat verilsin, idamımın yöntemini sadece ona söyleyeceğim. - Bu duyulmamış bir şey.
Tengo tanta variedad de opciones que opto por elegir un asesino, al que le pueda decir el método de mi ejecución.
Bana bir cellat tayin edeceksiniz ve hangi yöntemle öleceğimi sadece o ve ben bileceğiz.
Simplemente que me asigne a mi asesino, pero solo el y yo conoceremos el método con que moriré.
1909 yılında Alaska'da, kendini yargıç, jüri ve cellat yerine koyarak birini öldürdün... Charles Dahmer çünkü iddiaya göre bu adam, Katie Malone adında bir dostunu dövmüştü bir fahişeyi.
En 1909, en Alaska, se autoproclamó juez, jurado y verdugo, y asesinó a un tal Charles Dahmer porque golpeó a una amiga llamada Katie Malone, una prostituta.
- Sadece Cellat kurtarabilir.
Sólo puede hacerlo el verdugo.
Cellat tarafından talep edilen para.
Tome. Es el precio que demandó el verdugo.
CELLAT PANSİYONU
EL REPOSO DEL AHORCADO
Fazla çaktırmadan hemen arkana bakarsan Gillette'i görebilirsin. Cellat kılığında gelmiş.
Si miras a la izquierda, detrás de ti, con disimulo, está el imbécil de Gillette disfrazado de verdugo para la ocasión.
Cellat düğümü de atabilirim. Size göstereyim.
- Sé hacer un nudo de horca.
Seyss Inquart Avusturya'da imparatorluğun bir idarecisi. Sıradan bir cellat
Aquí Seyss-Inquart, un verdugo sin escrúpulos, da un discurso.
O adam Cellat Kodos.
Ése es Kodos el Verdugo.
Konu, Tarsus IV'ün eski valisi Kodos ayrıca Cellat Kodos olarak da tanınıyor.
Asunto : ex gobernador Kodos de Tarsus IV también conocido como Kodos el Verdugo.
Cellat Kodos, özet.
Kodos el Verdugo. Resumen...
Senin Karidian olup olmadığını test edecek. ya da Cellat Kodos.
Nos dirá si usted es Karidian o Kodos el Verdugo.
Teğmen Riley taburcu edilecek derecede iyileşti. Ancak sağlık revirinde kalması gerekiyor. Karidian adlı yolcuyla karşılaşmaması için, çünkü onun Cellat Kodos, olduğundan şüpheleniliyor ve Teğmenin ailesini öldürdüğü için.
El teniente Riley está recuperado para ser dado de alta pero el capitán ordenó que se lo restrinja a la enfermería para evitar contacto con pasajero que se hace llamar Karidian sospechoso de ser Kodos el Verdugo y de asesinar a la familia del teniente.
Ben acaba cellat mıyım yoksa kurban mı en korkunç işkenceleri hayal ediyorum çünkü onları anlatırken de, kendim acı çekiyorum onlardan.
No sé si soy la víctima o el verdugo pues imagino las más horribles torturas y mientras las describo, yo mismo las sufro.
Onu almak için bir cellat mı istiyorsun?
¿ Quieres que se lo lleve el verdugo?
Cellat işini sessizce yapmak zorunda, Şerif.
El verdugo tiene que hacer su trabajo en paz, comisario.
Söz verdim, her kim askeri izinle yolsuzluk yaparsa cellatın ipi ile cezalandırılacaktır.
¿ Prometen que detendrán el comercio?
Onun hakkında konuşmamak daha iyi, cellat ya da kahin olabilir.
Supongo que él también.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]