Clair перевод на испанский
337 параллельный перевод
Marie St. Clair, kader kurbanı.
Marie St. Clair, una mujer marcada por el destino, víctima de una situación familiar infeliz.
Marie St. Clair, kasvetli kasabadan sonra eğlenceli Paris'te.
Marie St. Clair : De la monotonía de su pueblo a la alegría de París.
Ertesi sabah, Marie St. Clair'in apartmanı.
Temprano por la mañana siguiente, en el piso de Marie St. Clair.
Marie St. Clair'in sorunu.
En la mente de Marie se plantea un dilema :
Aklıma gelmişken Marie St. Clair'den haber var mı?
"Por cierto, ¿ qué fue de Marie St. Clair?"
René Clair'in yazıp yönettiği ilk filmdir.
LA PRIMERA PELÍCULA ESCRITA Y DIRIGIDA POR RENÉ CLAIR
Orkestra Clair de Lune'ü çalar.
La orquesta toca "Clair de Lune".
Adı "Au Clair De La Lune", babacığım.
Es Au Clair de la Lune.
İkiniz de tam Debussy'nin Ay Işığı'nın havasındasınız.
Hay mucho Clair de Lune en vosotros dos. pareja de ogros.
Savaştan sonra Amos... Clair bölgesinden Tyreen ailesi Virginia'da toprak ağasι olacak.
Después de la guerra, Amos, los Tyreen del condado de Clair serán la aristocracia terrateniente de Virginia.
Geçen yaz için Clair'i ilk gördüğümde,... eski sevgilisiyle Place de la Concorde'da verilen bir partideydi.
Cuando volví a ver a Claire, por primera vez el verano siguiente,... fue en una fiesta dada por... digamos por... uno de sus "ex", en la Place de la Concorde.
Clair'in hiç değişmemesi beni en çok etkileyen şey olmuştu.
Lo que me asombró más al ver de nuevo a Claire es que no había cambiado nada.
Clair'in ona attığı bakışı çok net hatırlyorum ;
Recuerdo claramente la mirada que Claire le dirigió :
Clair ve Anne ile tekrar karşılaşmamız bir hafta sonra oldu.
Pasó más de una semana, antes de que volviera a ver a Claire o Anne de nuevo.
Bu kadar lezzetli şeyden hangisini seçsek acaba? Clair, salata sever misin?
Entre tanta cosa deliciosa para escoger ¿ te apetece una ensalada, Claire?
... Aşık Claire, Vandaliste ve Kar Ecesi son düzlüğe girdiler...
En la recta, Clair Amour, Vandaliste y Snow Queen.
Hadi. Aşık Claire, bastır!
¡ Vamos, Clair Amour!
Baylar, buradayız çünkü Bay Jewett, dediğine göre bizi beyaz işgalciden koruyabilirmiş.
Madam Sta. Clair. Caballeros, estamos aquí porque el Sr. Jewett dice que puede protegerlos de los invasores blancos.
Yıllar yıllar önce Lee in Kent'e, Neville St. Clair isimli bir bey gelmiş.
Hace algunos años llegó a Lee en Kent un caballero llamado Neville St.
St. Clair'in sana gelip kocasının kaybolduğunu söyleyeceğini sanıyordum?
Clair acudió a usted para decirle que su marido había desaparecido.
St. Clair her zamanki gibi şehri terketti.
Clair se marchó a la ciudad como de costumbre.
Ayrıldıktan hemen sonra, Bayan St. Clair
Poco después de marcharse, la señora St.
Aberdeen Shipping Şirketi'ne hatrı sayılır değerde bir paket geldiğine dair. bir telgraf almış.
Clair recibió un telegrama que decía que había llegado un paquete de considerable valor para ella a la oficina de la Compañía de Transportes Aberdeen.
Bayan St. Clair
Señora St.
Uykuda olacağınızı düşündüm.
Clair pensé que estaría durmiendo.
Bayan St. Clair.
Señora St. Clair.
Watson, Bayan St. Clair çok güçlü iradeli bir kadındır, onu redderek kendini tehlikeye atıyorsun.
Watson, la señora St. Clair es una mujer de gran voluntad si le lleva la contraria, que sea bajo su responsabilidad.
Şimdi, Bayan St. Clair
Ahora, señora St.
Bana bir iyilik yapabilir misiniz merak ediyorum?
Clair me pregunto si podría hacerme un favor.
Bayan St. Clair.
Clair.
Bu Thames olabilir Bayan St Clair?
Ese es el Támesis, señora St Clair.
Bir pencere ve nehrin birbirine yakınlığı otomatikmen şiddet sonucu bir ölüm anlamına gelmez.
Clair una ventana y un río en estrecha proximidad no significan automáticamente una muerte violenta.
Bayan St. Clair oun burada olduğuna dair hiçbir ipucu yok.
Señora St. Clair, no hay evidencias que sugieran que haya estado aquí nunca.
Şimdi Bayan St. Clair
Ahora, señora St.
İzin verin bu mektubun önemini bir kez daha değerlendirelim.
Clair volvamos a examinar el significado de esta carta.
Bayan St. Clair eklenmiş bir belge mi var?
Señora St. Clair había algo dentro.
Bayan St. Clair kocanız hiç Yukarı Swandam Yolu'ndaki
Señora St. Clair ¿ ha mencionado su marido alguna vez el Bar de Oro en Upper Swandam Lane?
Bayan St. Clair kocanızın afyon aldığına dair herhangi bir işaret var mıydı?
Clair pero, ¿ ha mostrado su marido alguna vez signos de consumir opio?
Watson eğer Neville St. Clair canlı ve iyiyse neden eve gelip gerçekleri göstermiyor?
Watson, si Neville St. Clair está sano y salvo ¿ por qué no viene a su casa y lo demuestra?
Neville St. Clair'in öldüğünü varsayalım, nasıl öldü?
Partiendo de la hipótesis de que Neville St. Clair está muerto ¿ cómo halló la muerte?
Bunlar Neville St. Clair'in elbiseleri mi?
¿ Es esa la ropa de Neville St. Clair?
Çünkü Bayan St. Clair kocasını açık bir şekilde üst katta boğuşurken görmüş.
Porque la señora St. Clair vio a su marido en la ventana de la planta de arriba aparentemente en medio de una lucha.
Bayan St. Clair'i binadan çıkarırken kavga yukarıda devam ediyordu, sonucu da bildiğimiz gibi Neville St. Clair'in ölümüyle sonlandı.
Clair del edificio la lucha continuaba arriba llevando, como ahora sabemos a la muerte de Neville St.
St. Clair'i öldürmenin yararı ne ki?
¿ Cuál era el motivo para matar a St. Clair?
St. Clair'in cüzdanı cebindeydi, paraya dokunulmamıştı.
Clair estaba en su bolsillo no habían tocado el dinero.
Boone St. Clair'i öldürdü.
Boone mató a St. Clair.
Tam bu olayın ortasında aşağı kattaki kargaşayı duydu ve Bayan St. Clair içeri girmeye çalışırken de kaybedecek zaman yoktu.
En medio de esta actividad oye la discusión abajo cuando la señora St. Clair intenta entrar por la fuerza. No hay momento que perder.
Bayan St. Clair fazla inatçı olmasaydı.
Clair no hubiera sido tan persistente.
Beyler, size Lee in Kent ilçesinden Bay Neville St. Clair'i takdim edeyim.
Caballeros, déjenme presentarles al señor Neville St. Clair de Lee en el condado de Kent.
Bay Neville St. Clair ile tanışarak.
Se le acusa de deshacerse del señor Neville St. Clair.
Bu kız kardeşim Clair.
Ésa es mi hermana, Claire.