Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ C ] / Corona

Corona перевод на испанский

3,664 параллельный перевод
Çelenk üstüne çelenk üstüne çelenk, hepsi söküldü.
Mientras corona tras corona, tras corona fueron desenganchadas.
Herkesin tacı takmak istediğini biliyorum ama hayal ve gerçek birbirinden oldukça farklı olabilir.
Sé que todo el mundo quiere llevar la corona, pero la fantasía puede ser muy distinta de la realidad.
Crown.
La corona.
Bana sahiptin.Herşeyime kalbime, ruhuma... hayatıma ve beni bir çöp gibi kenara attın hepsi şu küçük kırmızı taç için.
Me tenías. Al completo, mi corazón, mi alma, mi vida... y me tiraste a un lado como si fuera basura, todo por una pequeña corona roja.
Tacımdan vazgeçerim.
Renunciaría a mi corona.
İskoçya Kraliçesi Mary'nin, küçüklüğünden beri İngilizler hem ülkesini hem de tacını istemekteydi.
Desde que Mary, Reina de Escocia, era una niña, los ingleses querían su país y su corona.
Beyazdı, İngiliz tacının mührü.
¿ Era roja o blanca? Era blanca, el sello de la corona inglesa.
Bir taç al, bir kadın al, bir canı al! Bunu yapamayacaksın!
¡ Tomar una corona, tomar una mujer, tomar una vida!
Çeyiziniz olarak vereceğiniz arazi meselesinde, Fransa'nın ilgisini çeken bir İskoç arazisi var.
- En cuanto a la cuestión de las tierra para su dote, hay una propiedad de la corona escocesa que Francia considera de interés.
Paul Revere aynı tekniği Krallık'ın kolonilere geldiği akşam kullanmıştı.
Paul Revere utilizado la misma técnica la noche la Corona llegó en las colonias.
Adams'ı Krallık denizden geliyor diye uyardığımda Paul Revere'yi elinde bir dokümanla gözlemledim. Masonların sakladığı, düşmanların sırlarını içeren kesiksiz el yazması Krallık'ı yenmede kullanılmış olabilir.
Cuando me avisó Adams que la Corona estaba llegando por mar, lo observé mano Paul Revere un documento, un manuscrito continua mantiene por los masones que contienen secretos enemigos que podrían ser utilizado para derrotar a la Corona.
- Belki de Krallık'ın sırlarını içermiyordu.
Tal vez ellos no estaban secretos de la Corona.
Krallık'ın tuttuğu soğuk kanlı bir paralı asker olduğunu sanmıştı ama o, ölümün kendisiydi.
Creía que era un mercenario despiadado para la Corona, pero... Pero fue el propio fallecimiento.
O tacı seve seve takacağım.
Con satisfacción llevaré esa corona.
Mary'nin, İskoçya Kraliçesi'nin, çocukluğundan beri İngilizler onun ülkesini ve tacını istiyordu.
Desde que María, reina de Escocia, era una niña, los ingleses querían su país y su corona.
Babası bir Hapsburg, tahttan indirilen 14. kral.
Su padre es un Habsburgo, catorce antepasados con la Corona.
Aynen, herhangi bir taç görmüyorum.
Sí, no veo ninguna corona.
Kan bağı olsun ya da olmasın, gayri meşru ve meşru çocuk arasındaki taht kavgası sayesinde hisse senetlerinin değerleri yükselmeye devam ediyor.
Haz que los artículos sean sobre los hermanos peleando por la corona... y comprando más acciones.
Tacı elde etmek için babanı aşmak zorundasın.
Debes derrotar a tu padre para obtener la corona.
İşte bu senin giyeceğin tacın ağırlığı.
Ese es el peso de la corona que llevas.
İskoçya kraliçesi Mary'nin çocukluğundan beri İngilizler onun ülkesini ve tacını istiyordu.
Desde que María, reina de Escocia, era una niña, los ingleses querían su país y su corona.
Senin peşine düşecek, tahta oturmayı başarsan da, başarmasan da.
Vendrá a por ti, hayas alcanzado la corona o no.
Sanırım o taç başına olmadı.
Esa corona se te ha subido a la cabeza.
Londra'ya gittiğimiz zaman ona da bir kavanoz götürmeyi unutmayalım.
Cuando vayamos a Londres debemos llevar al menos una corona.
Eğer bir erkek kızlardan birinin attığı çelengi alırsa o erkeğin, kızın kaderi olduğuna inanılırdı.
Y si algún joven atrapa tu corona... Créelo, es tu destino.
Bu tacı küçük Aurora'mıza takdim ederiz.
Presentamos esta corona a nuestra querida Aurora...
Tacında.
- Está en la corona.
Corona, California..
De Corona, California.
- Bir taca ihtiyacımız var.
Te hace falta una corona.
Noel, tacını ödünç alabilir miyiz?
Oye, Noel, ¿ nos prestas tu corona?
Su şeridi! â ™ ª Sen soylu ve cesur bir kralsın.
# Y cuando la corona Su verdadero amor
- Meclis Ansgar'ı suçlu bulursa kral tarlalara ve madenlere el koyar.
- Si Ansgar es encontrado culpable... por el Consejo, la corona se quedará con la granja y las minas.
Yarım kronuna bahse girerim Alan işin içine edecek.
Media corona a que Alan arruinará esto por completo.
Majesteleri veliaht prens bu köydeki bütün evleri bu gece ziyaret edecek.
Se avisa que Su Alteza Real, el príncipe de la Corona visitará todas las casas de la aldea esta noche.
Kraliçe'nin tacına süs diye takacağım bu pezevenkleri!
Quiero esas joyas de la corona.
Anahtar + Madalyon = Kraliyet Mücevherleri
Llave + relicario = Joyas de la Corona
Tabii ki bugün Kraliyet Mücevherleri... dünyanın en karmaşık güvenlik sistemiyle korunuyor.
Por supuesto, hoy, las Joyas de la Corona son protegidas por el sistema de seguridad más sofisticado del planeta.
İşte, hapishane tacını al.
Toma, ten la corona de la prisión.
Kraliyet mücevherlerini istiyorsan plana sadık kal.
Si quieres las Joyas de la Corona, respeta el plan.
İngiltere Kraliyet Mücevherleri'ni çalmaya yaklaşan tek kişiymiş.
Fue el único hombre que casi se roba las Joyas de la Corona de Inglaterra.
- Kraliyet Mücevherleri'ni!
- ¡ Las Joyas de la Corona!
Kraliyet Mücevherleri.
Las Joyas de la Corona.
LONDRA, İNGİLTERE. 15 : 45 KRALİYET MÜCEVHERLERİNİN YERİ.
LONDRES. 15 : 45 - HOGAR DE LAS JOYAS DE LA CORONA.
Kraliyet mücevherlerini bebeklerin çaldığından kim şüphelenir?
¿ Quién sospecharía que unos bebés robaron las Joyas de la Corona?
Tebrikler, ucubeler, Kraliyet Mücevherleri'ni kurtardınız!
Felicitaciones, raritos, ¡ salvaron las Joyas de la Corona!
Bu koca salonlarda başında bir taçla oturuyorsun ama hiç olmadığın kadar alçaldın.
Te sientas en estos inmensos salones con una corona en la cabeza y aun así eres menos digno de lo que nunca has sido.
Başında bir taç / a burada oturuyorsun.
Te sientas aquí con una corona en la cabeza.
Sen damat tacını giy ben de teslim olurum.
Tú usas la corona de novio, y yo soy duramente criticado por los suegros.
Bob'la Cumartesi günü Cadılar Bayramı partisi vereceğimizi söylemek için aradım en eğlenceli tarafı da Triple Crown'dan bir arkadaşını davet ediyor olması.
Sólo quería decirte que Bob y yo tendremos una fiesta de Halloween el sábado, Y la parte divertida es, Bob de invitar a un amigo suyo que es la Triple Corona, que es hetéreo, soltero y guapo.
- Orada bir tane var.
Hay una corona.
Bu akşam... tabloyu çalacağız... sonra da İngiltere'nin çalınamaz...
Esta noche robaremos la pintura y tendremos todo lo que necesitamos para robar las inrobables Joyas de la Corona de Inglaterra.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]