Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ D ] / Daıma

Daıma перевод на испанский

7,090 параллельный перевод
Efendim, benim adıma da söyleyin tüm dostlarımıza gelişlerine yürekten sevindiğimi.
Dádsela por mí, señor a todos nuestros amigos. pues mi corazón declara que ellos son los bienvenidos.
Seninle tanıştığıma sevindim Nathan.
Me da gusto conocerte, Nathan.
Kanada'da kalıp yarı lüks hayatıma devam etmeliydim,... ama annemin hapiste bir gün bile geçirmesini riske atamadım.
Me podría haber quedado en Canada y tener una semi dulce vida, pero no podia poner en riesgo a mi mamá un dia mas en esa gran casa.
Sizinle tanıştığıma da memnun oldum!
Y ¡ es un placer conocerla!
Ama çoraplarıma da kum girmiş çoraplarımda delik var, yine kirletmiş oldum arabayı.
Pero también se me llenan de arena los calcetines, y tengo agujeros en ellos, así que ensucié de todos modos.
Ve biraz da araştırdım, 18 yaşıma gelene kadar tek başıma yaşayamam.
Y miré en él. Legalmente, no puedo vivir por mi cuenta hasta que tengo 18 años.
Hayır, tanıma göre senin dışarıda bir yere, bakman gerek.
No, no, por definición, tiene que estar en algún lugar, mirando.
- Jelatinli arkadaşıma merhaba de. - Koşun!
Da la bienvenida a mi amigo gelatinosa. ¡ Carrera!
Berbat da bir doktor vardı. Elemanlardan birinin parmağını benim ayağıma dikti.
Había un doctor horrible... y cosió un dedo del pie de otro en mi pie.
Ama Almanlara kıyıda kullanmaları için üç şehir bırakacağıma söz verdim!
Pero le prometí a los alemanes que les dejaríamos tres provincias con acceso a la costa.
Benim albümü taklit etmeyin boşuna Bütün gün uğraşsanız da Sesiniz erişemez benim yanıma
Intentas cantar como el mejor Grita todo el día, pero no estas ni cerca
Ya açarım ya da başıma dökülen tek kaynar su nehrinki olmaz.
Mejor le contesto, o el río será lo único caliente que tenga hoy.
Evet, Koç Grant da benim kararıma katılıyor.
Sí. El entrenador Grant concuerda con mi decisión.
Eğer tüm parametreleri biliyorsan, yardıma ya da talimata ihtiyacın olmaz.
Si conoces todos los parámetros, no necesitas ayuda o instrucciones.
Bunu avukatıma ya da diğer görevlilere açıklayamayamazdım.
Eso es lo que nunca podría explicar... a los abogados y a trabajadores sociales.
Buradan sonrasını kendi başıma da idare edebilirim.
Puedo manejarlo muy bien por mi cuenta desde aquí.
Hayat boyu beş para etmeyecek, ölüm hücresinde olan alçaklar için aklıma daha da iyi bir fikir geldi ama önce sadık doktorumla konuşacağım.
Acabo de tener una idea aún mejor... para nuestra basura de por vida... y el corredor de la muerte de escorias. Pero voy a hablar con mi leal Doctor primero.
Ara sıra kilise, başka savunma avukatını da yardıma çağırır.
Ocasionalmente la Iglesia trae a otro abogado defensor para ayudar.
Orada otururken aklıma Joe Crowley, ya da başka biri gelirdi. Ben de o kadar kızardım ki.
Estaba sentada ahí y comenzaba a pensar en Joe Crowley o en alguien más y...
- Bu da geldi ya başıma.
- Entonces, eso pasó.
Gecenin bir yarısı dışarıda tek başıma neden etrafta dolandığımı biliyor musun?
¿ Quieres saber por qué estoy aquí conduciendo solo, en medio de la noche?
Her gün işe ya da okula gitmek için yaşadığın zorluğu düşününce bu kamerayı kullandığını gördüğümde hayatıma çeki düzen verebileceğime inanıyorum.
Cuando pienso en lo que... tienes que pasar todos los días... para ir al trabajo o a la escuela, cuando te veo con esta cámara... me hace creer que yo puedo hacer algo con mi vida,
Saat 9'da kapıma getirebilir misin?
¿ Puedes tenerlos a mi puerta a las nueve?
E-postalarıma onu da ekle.
Y cópialo en todos mis correos.
Araba parkıma da kim girdi?
¿ Quién diablos está dando la vuelta en mi coche?
Şimdi anahtarlarıma da bana da sahipsin, yani...
Y ahora tienes mis llaves y a mí.
Burada, ikiniz için hayatımı tehlikeye attığıma göre arada bir gönderme yapma hakkına sahip olduğumu düşünüyorum.
Y ahora estoy aquí arriesgando mi vida por ustedes dos. Tal vez eso me da derecho a una insinuación ocasional.
Kalanını da yanınıza alın, olur da karıma lazım olursa diye ya da Şerif Yardımcısı Nick'e.
Y quédate con el resto, en caso de que mi esposa lo necesite... O el Ayudante Nick.
Hayatıma el koymuş gibi görünüyorsun da.
Porque parece que te hayas apoderado de mi vida.
Ve Dylan'la evlendikten sonra da benimle konuşmayı bıraktı... sonra gidip bunu tek başıma yapmaya karar verdim.
Y después dejó de hablarme cuando me casé con Dylan, así que deduje que podía seguir sola.
Efendim, benim adıma da söyleyin tüm dostlarımıza gelişlerine yürekten sevindiğimi.
Dásela, mi señor, a nuestros amigos pues los acojo de todo corazón.
- Kendinizde tutku ya da arzu eksikliği hissediyorsanız benimle sadece suçluluk dışında acıma veya ödün vererek evlenmekten endişe ediyorsanız... Hiç umurumda olmaz.
Si le preocupa cierta falta de pasión de su parte, falta de... deseo... si le preocupa... casarse conmigo únicamente por sentir culpa... y... lástima... y por ceder, pues... no me molesta.
Evet, pilota hemen kalkışa geçmesini söyle, sonra da yanıma gelip bana arkadaşlık et.
Sí, dígale al piloto que se apresure... y después venga a hacerme compañía.
Sıfatıma bir bak! Biraz temizlik yapıyordum da ortalık bu yüzden dağınık. Resimleri falan temizliyorduk.
Dios mío! así que por eso estamos un poco desordenado por aquí. y yo estoy pasando todas estas fotos.
Sonra da o yumurtalar cığıma dökülüyor.
Para que los óvulos... Y los óvulos. Desciendan al chocho.
ya da saçlarıma çiçek takmak.
O poner una flor en mi cabello.
Ayrıca karıma da çaresizce âşık.
Además, está muerto de amor por mi esposa.
Komisyon, taşıma, nakliye ve transfer vergileri sadece 8 milyonun üstünde bir rakam bıraktı.
Menos comisión, traslado, manipulación y tasas aduaneras da un poco más de ocho millones de libras.
Ama derinlemesine düşünecek olursan bu da bir bakıma çiş oluyor.
Así que es pipí de cierta forma, si lo piensas.
Bilimin ve matematiğin gerçeğin ve sebebin, ve biraz da sihrin kurallarına dayalı bir millet kuracağıma söz veriyorum.
Y prometo construir una nación basada en los principios de la ciencia y las matemáticas, de la verdad y la razón, y solo un poco de magia.
Sadece bir yıllığına, ya da altı aylığına yardıma ihtiyacım var sana faiziyle öderim.
Solamente necesito ayuda por un año... o seis meses, e incluso puedo pagarte... con intereses.
- Ağzıma da.
- Ni en mi boca.
Çocuklarıma da yalan söylettim.
E hice mentir a mis hijos también.
- Bugün sınıfıma yaptığın da neydi öyle?
Lo que hiciste hoy en mi clase...
... ve aynısından iş arkadaşıma da lütfen.
Y lo mismo, creo, para mi amigo aquí.
Bana bir Bud, arkadaşıma da chardonnay şarabı.
Tráeme una Bud, y un chardonnay para ella.
Üç takıma da ben, Sue Sylvester'ın bu seneki McKinley Şov Korosu Turnuvası'nın jüriliğini yapacağımı bildirmek için buradayım.
Estoy aquí para informar a los tres equipos que yo, Sue Sylvester, seré quien juzgue la invitación de coros del instituto McKinley de este año.
Hiçbir aramalarıma ya da mesajlarıma cevap vermiyor.
No contesta mis llamadas, mensajes ni nada.
O makale İpek Yolu'nu yazıya döktüğü kadar bir bakıma İpek Yolu'nu yaratmış da oldu.
Creo que de alguna forma, esa historia, tanto como documentó Silk Road, creó Silk Road, también.
Sert Adamların, eski Bilge Adam elemanıma saldıracağını duydum. - Sert Adam da neyin nesi?
¿ Sé que los chicos de arriba van tras Wiseman, que pasa?
Her gece uyumadan önce yatağıma uzanır ve gözlerimi kapatırdım. Sonra da, "bu gece olmasın, bu gece olmasın.. ... bu gece olmasın, bu gece olmasın." diye dua ederdim.
Antes de ir a la cama cada noche, me acostaba en mi cama y cerraba mis ojos y rezaba, " no esta noche, no esta noche, no esta noche, y lo repetia en mi cabeza,
daima 219

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]