Debi перевод на испанский
423 параллельный перевод
Mektubunu kocama göstermeliydim.
Debi haber enseñado su carta a mi marido.
Münakaşa etmemeliydim.
- No debi reñir con ella.
- Siyah kravatım olmadığı için üzgünüm.
- Debi ponerme el esmoquin. - No es necesario.
Başka şeylerle çok meşguldüm, gerzekçe davrandım.
Estaba tan ocupado con otras cosas, debi sonar como un estupido.
Senin fikrin olduğunu anlamalıydım.
Debi haber sabido que fue todo obra tuya.
Şerife söylemeliydim.
Debi haberselo dicho al comisario.
Anlamalıydım.
Debi haberlo sabido.
" Şimdi sana vermiş olduğum acıyı biliyorum.
"Yo sé ahora el dolor que debi haber causado."
Ben her zaman depresyon sırasında yaşadığımı hissediyorum.
Um... siempre he sentido que debi haber vivido durante la depresión.
Bu tuğlaları isimsiz göndermeliydim.
Creo que debi enviarlos anonimamente.
Tabi, fark etmeliydim.
Claro. Debi haberlo notado.
Söylemek istediğim ben en baştan beri daireyi kiraya vermemeliydim.
Lo que quiero decir es que nunca debi alquilar este apartamento para empezar.
İlana kadın yazmalıydım.
Debi haber puesto que sólo queria chicas.
Şuurumu kaybettim.
Debi haber perdido el conocimiento ".
Bulunduğum yerde kalmalıydım.
Debi haberme quedado donde estaba.
Şimdiye kadar altı yedi defa Mardi Gras'a gitmeye kalkışmışımdır.
Sabeis debi salir para el carnaval seis o siete veces.
Sana asla inanmamalıydım.
Te amo. Nunca debi de haberte creido.
Aramalıydım.
Debi haber llamado.
- Seni bunun içine sürükleme hakkım yoktu. - Aman Tanrım, Andrew.
No debi involucrarte.
Öyle safsın ki. Senden de bu beklenirdi. Çok beceriksizsin.
Eres tan ingenuo, debi imaginármelo.
Bunu yapmamalıydım.
No debi haber hecho eso.
Sanırım ona biraz para vermeliydim.
Debi darle dinero.
Evet, ben de kalmalıydım.
Si, debi haberme quedado...
Nasılsa beklemek zorundayım.
La debi dejar.
Tanrım, tahmin etmeliydim. O balina, her gece burada karaya çıkar. Eli kolu durmaz bir türlü.
Dios, debi haberlo imaginado... esa orca come aqui cada noche, siempre quiere agarrarte sirvele a un brazo de distancia.
İzlemeniz için sizi davet etmemeliydim...
No debi haberte invitado para que vieras lo que fuimos...
Lisalarda kalmamalıydım
No debi quedarme con Lisa
- Bunu tahmin etmiştim. - Kapa çeneni ve dinle.
Debi inmaginarlo Calla y escucha..
Sen haklıydın. Mangalı o kadar yakınlarına koymamalıydım.
tenias razon. nunca debi de haber puesto el carbon tan cerca.
Biliyorum söylememem gereken şeyleri söyledim. Ama eğer durumunu gerçekten bilseydim...
Se que dije cosas que no debi, pero si hubiera sabido tu situacion.
Daha önce sana söylemeliydim.
No debi decirtelo.
Belki de hapiste kalmalıydım.
Debi haberme quedado en la prisión.
Ona benim söylemem gerekirdi.
Debi hacerlo yo mismo.
Walter'ı sana daha önce söylemem gerekirdi.
Debi haberte dicho de Walter.
Sana gaz vermemeliydim
No debi haber aceptado tu reto.
O güvercini öldürmem gerekirdi.
No debi haber matado esa paloma.
Keşke yemeği ben pişirseydim.
Hmm. Creo que yo debi cocinar.
Yanında olamadım.
Debi haber estado a tu lado.....
Yanında olamadım.
Debi haber estado contigo....
Sormamalıydım. Hayır, sorun değil.
- No, Lo siento, no debi preguntarseló
- Daha fazla irtibatta olmam gerekirdi. - Ama şimdi buradasın.
- Debi estar mas en contacto con el.
Daha erken farketmeliydim.
Estoy bien. Debi haberme dado cuenta antes.
Ben de kalabilirdim, fakat kafama sıkılmasını istemezdim.
tal vez debi esperarte, pero no iba a quedarme para que me volaran la cabeza.
- Sana vermemeliydim.
- No debi darteIo a ti.
Bunu çok daha önce sana vermeliydim.
Debi habérteIo dado hace mucho tiempo.
Davayı almamalıydın.
No debi — de haber cogido el caso.
Ben seni sonra bulurum.
Te debi haber encontrado antes.
Asla terk etmemeliydim.
Nunca debi de haberme ido.
Anlıyorum. Tabii, bilmeliydim.
claro, debi saberlo.
Bu talihli oğlanın bir akvaryumda mutlu ve uzun bir ömrü olacak.
debi suponer su interes si es que los tiene el afortunado que caiga aqui pasara una vida larga y feliz en un acuario.
- Onu hiç aramamalıydım.
- No debi llamarlo.