Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ D ] / Devasa

Devasa перевод на испанский

3,617 параллельный перевод
Buradaki devasa başarısızlığın göz önüne alınırsa, daha çok işim var.
Mucho trabajo, dado tu fracaso épico.
İşin doğrusu, devasa bir başarısızlıktı.
A decir verdad, fue un fracaso épico.
Ama neden bunu akşam özel olarak Dört Mevsim'de ayrıttığım elçi suitindeki, devasa jakuzide tartışmıyoruz.
Pero por qué no lo discutimos esta noche en nuestro jacuzzi gigante en el Four Seasons, donde acabo de reservar la Suite del Embajador.
- Aman Allah'ım. Sadece, bir insanın içinde devasa bir parazitle ortalıkta dolaştığı düşüncesi bile tüylerimi diken diken ediyor.
Sólo la idea de un ser humano caminando por ahí con un parasito gigante dentro, me da escalosfríos.
Sanırım 70'lerdeydi, Bir köyde dehliz açmıştık, devasa bir krater gibi.
Un día, a principios de los 70, yo dirigía una galería en el Village, VENDEDOR DE ARTE y recibo un enorme cajón por correo.
Aman... Burası... burası devasa bir yer
Por... Este lugar es... es enorme.
Değilim. Devasa bir hayal kırıklığı gibiyim.
Yo soy una decepción tremenda.
- Ayrıca çocukken devasa ellerin varmış.
- Tenías unas manos enormes de pequeña.
Burası devasa.
Es gigantesco.
Burası devasa.
Es inmenso.
Bu bir işaret falan değil. Bu devasa bir ilan panosu!
¡ No es una señal, es un maldito cartel!
Bu şey şuraya bağlı, bir tür devasa akümülatöre.
Esta cosa de aquí está conectada, a una especie de acumulador enorme.
... El-Kaide'nin bölgede bir eğitim kampı olduğunu her türden silah, mermi ve roket vb. için devasa depoları olduğunu ve haberlerde Amerikalılardan hiç bahsedilmedi bile.
en la que Al-Qaeda tenía un campo de entrenamiento. Y tenían grandes depósitos de todo tipo de armas y municiones y cohetes, y todo eso. Y no mencionaron para nada a los americanos.
Fakat devasa bir Wall Street Journal pornosu olurdu. Harika reklam.
Pero será el mayor porno del Wall Street Journal.
Devasa bir adama benim suratımı yumruklamasını söyledin.
Le dijiste a un tío enorme que me diera un puñetazo en la cara.
İkiniz birden devasa, çilek şeklinde bir balona binersiniz ve BlueBell sakinlerine yukarıdan gülümseyerek mutlu bir şekilde el sallarken giderek yükselirsiniz ve bağırırsınız.
Como vosotros dos Mientras vosotros váis en un gigante, globo con forma de fresa, empezáis a flotar sobre los vecinos de BlueBell que están debajo de vosotros, sonriendo, felices, saludando y gritando...
Bakın millet karantinanın büyük bir köpekbalığı ağı gribin de BlueBell insanlarını yiyecek devasa bir beyaz köpek balığı olduğunu düşünün.
Vale, mira a la gente, piensa en la cuarentena como una red gigante de tiburones, y la gripe es como un hambriento tiburón blanco, desesperado por comerse a la gente de BlueBell.
Benim bildiğim kadınlar volkan gibidirler. Basıncı azaltmak için ufak patlamalar yaparlar. Yoksa devasa bir patlamayla karşılaşman işten bile değil.
- bueno, como yo lo veo, las mujeres son como volcanes, necesitan tener constantes mini erupciones para dejar salir algo de esa presión, o vas a conseguir chocar con uno gigante, como uno enorme coma una maldita Pompeya!
- Tamam. Onlar da bize devasa, milyar dolarlık Carlson cüzdanını gösterecekler.
- Y ellos nos van a mostrar... la gorda billetera de un billón de dólares de Carlson.
Devasa bir risk.
Es un enorme riesgo.
Ve devasa riskler devasa ödüllere götürür.
Y grandes riesgos llevan a grandes recompensas.
İki takım da aynı anda yola çıkarak devasa ormana doğru ilerlemeye başladı.
Ambos equipos partieron al mismo tiempo, y procedieron en dirección al enorme bosque.
Süper ısıtılmış devasa bir erimiş kaya kolonu yukarıya doğru yükseliyor.
Pero tal vez lo más extraordinaria sobre la tortugas Galápagos es que no todas son iguales.
Peki doktor bey, bu devasa iğrençliğinden bahsetmiyorum bile hata için hangi adımları attınız?
¿ Y qué pasos, doctor, ¿ ha tomado a consecuencia de esta monumental... por no hablar despreciable... metedura de pata?
Son 50 yıl içinde, domuz ahırlarında yaşayan, temiz hava alan çamurda yuvarlanıp doğal bir hayat süren domuzları bırakıp devasa endüstriyel tesislerde gün ışığı görmeden tam anlamıyla cehennem hayatı yaşayan domuzlara geçtik.
Hace quince años, los cerdos estaban en el establo y se revolcaban en el lodo. Ahora están en mega complejos y nunca ven la luz del día. Tienen una vida terrible.
Bu devasa şey mi?
- ¿ Esta cosa gigante?
Devasa bir trafik bu.
Es un monto enorme de tráfico.
Ama devasa bir gey pornosu koleksiyonu var.
Pero tiene una colección gigante de porno gay.
Şu anda Manhattan semalarında kendi onarımlarını yapan devasa bir kertenkele sorunumuz var.
Ahora mismo, esta la cuestión de ese enorme lagarto que se regenera en el horizonte de Manhattan.
Devasa resimlerim hakkında konuşabilir miyiz?
¿ Podemos hablar sobre las fotos gigantes de mí?
"Princess Bride." Wesley aşk için devasa fareler katleder.
"La princesa prometida" Wesley mata ratas gigantes por amor.
Bugün yenebiliyorsunuz ve buzdolabına devasa indirim yaptınız.
Hoy puede, y también hoy puede ofrecer enormes descuentos en neveras.
Devasa gözlerim.
¡ Mis gigantes ojos!
Hala kasıtlı olarak kendini yok eden enerji sistemleri yapmaktayız. Yani, şu jeneratörün içinde devasa bir güreş maçı izlemek ve kaybetmek için enerji şirketlerine para ödüyoruz.
Seguimos haciendo sistemas de energía que deliberadamente los matan así que pagamos a la compañía de energía para que tenga una lucha gigante dentro de este generadory pierda.
Devasa ışık topları eşit mesafeli olarak V formasyonundaydılar.
Orbes gigantes equidistantes y en formación de "V"
Çevresinde yanan ışıklar dönen devasa bir top. Sanırım bir 747'den 4 kat daha büyük olduğunu söylemişti.
Una gran bola con luces a su alrededor, y creo que dijo que era como cuatro veces más grande que un avión 747.
Bu devasa endüstriyel ve askeri savunma mekanizmasını barışcıI metod ve hedeflerimizle beraber uyanık ve bilgili vatandaşIık bilinciyle tam anlamıyla altedebiliriz.
Solo una ciudadanía alerta e informada puede obligar a que encaje adecuadamente la enorme maquinaria industrial y militar de la defensa con nuestros métodos y metas pacíficos.
Devasa büyüklükteydi.
Y es extremadamente enorme.
Örneğin, devasa kara kaplumbağaları 300 yıl yaşayabilir.
Las tortugas gigantes, por ejemplo, pueden vivir hasta los 300 años.
Bu canavar devasa yıkım potansiyeline sahip. Ve zeka bakımından konuşursak.
Esta criatura tiene un potencial destructivo enorme.
neden paneller arasında devasa bir boşluk istiyeyimki? !
¿ Para qué querría un espacio entre los dos paneles?
Buradaki günlük ve mevsimlik devasa değişimler... hayvanları, hayatlarını ortaya koymaya zorlayor.
También es un paisaje de cambio inmenso e impredecible que obliga a los animales día a día y temporada a temporada a jugarse la vida.
Bu devasa kumdan heykel Bazaruto Takımadası. Dünyanın en eskisi.
Esta extensa escultura de arena es el Archipiélago de Bazaruto, el más antiguo de este tipo en el mundo.
Bu devasa yaban, Afrika kıtasının üçte birini kaplıyor.
Este desierto colosal cubre un tercio de todo el continente africano.
Acımasız güneş... 15 milyon derecelik bir devasa nükleer reaktör... topraktaki hayatı söküp attı.
El sol implacable, un reactor nuclear colosal de 15 millones de grados, arrasó la vida de la superficie de la tierra.
Yine de yarattığı bu devasa çöl... dünyanın öbür ucuna hayat veriyor.
Sin embargo, el vasto desierto que creó, es una fuente de vida a medio mundo de distancia.
Filler, dolaşmak için devasa alanlara ihtiyaç duyar.
Los elefantes requieren de grandes cantidades de espacio para vagar.
Yağmurun hafifçe yağışı, dünyamızın devasa okyanusu, Arktika'da tehlikede olan buz kütleleri.
La dulce lluvia que cae, el océano gigantesco que es la tierra, el Ártico de hielo, en peligro de extinción...
Muhteşem, büyük, devasa izleyicilerimizle.
Nuestra grandiosa, grande, gorda, enorme y condenada audiencia.
Devasa.
Enormes.
Tabii, bu devasa şirketi kuruyorsun.
... mientras relanzas esta compañía gigante.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]