Diner перевод на испанский
284 параллельный перевод
Siz ve yağmur diner dinmez.
¿ A qué hora empieza el concierto? En cuanto usted y la lluvia paren.
Ayrıca, bir iki dakika içinde diner, Bayan Warriner.
Además, creo que parará en unos minutos, Srta. Warriner.
Umarım rüzgar sonra diner, ben başka bir gemide olacağım.
Y si el viento deja de soplar habrá que quedarse en el puerto.
Bu fırtına diner dinmez seni oradan aldıracağım.
Iré a recogerte en cuanto amaine el temporal. Cambio.
San Bernadino'da Dinner Bell lokantasında durdum.
Paré en San Bernadino al restaurante Bell Diner.
Umarım diner, yarın onlara Washington'ı göstereceğim.
Espero que despeje. Mañana les mostraré Washington.
- Bari fırtına diner dinmez gitmeme izin ver!
- ¡ Déjame ir cuando amaine la tormenta!
Fırtına yakında diner.
La tormenta pasará.
Uzayı bir milyar dolarlık hurdayla doldururken nakit ödediklerini mi sanıyorsun? Hepsi Diner's Club'dan.
Cuando lanzan uno de esos trastos de un billón de dólares al espacio, se lo cargan a la tarjeta Diners Club.
# Sızım diner giderdi
♪ And the pain would go away ♪
Umarım birazdan diner.
Espero que deje pronto de llover.
Belki birazdan diner.
A Io mejor para ensegu ¡ da.
- Diner's Club kartın var mı?
- ¿ Tiene la tarjeta Diners Club?
Kredi kartım henüz iptal edilmedi.
Me queda mi tarjeta del Diner's Club.
Kahve yaparım, belki bu arada yağmur da diner.
Tomaremos un cafe, y tal vez la lluvia pare.
Visa'da belki 1800 dolar kaldı Diner's Club'da 500
Tengo como 1800 dólares en esta tarjeta visa. Cerca de $ 500 en esta de Diner's Club.
- Öfkesi diner.
- Ya se calmara.
Yemeği ben ısmarlarım.
Pago yo en The diner.
Restoranda görüşürüz, tamam?
Los veré más tarde en The diner, ok?
Cafeye gidelim mi?
Quieres ir a The diner?
Cafeye kahve içmeye gitmeden önce kahve mi alıyorsun?
Quieres un café antes de ir a The diner a tomar café?
Eğer konuşmak istersen çocuklar her zaman restorandda.
Si quieres hablar, siempre están los chicos en The Diner.
Yemeğe gidelim?
Vamos a The Diner?
Neyse, restoran her zaman burda.
Bueno, siempre tendrás The Diner.
Evet. burası her zaman burda.
Sí. Siempre tendremos The Diner.
Restorana girmek istiyor musun?
Quieres entrar a The Diner?
- Restorana gidiyorum.
- Iré a The Diner.
Visa, Diner's Club, Carte Blanche.
Visa, Diner's Club, Carte Blanche.
Umarim birazdan diner.
Espero que despeje pronto.
Kulüpte de yiyebilirsiniz. Hazır yemek takıldığınızı biliyorum. Ama Ermeni ortağımda sana yer ayarladım.
También podéis comer en el club, pero si queréis ir allí, o quizá al Market Diner, pero en el garito armenio, firma el recibo y lo anotaré en tu cuenta.
Oraya gittiğimizde Phill'in yerinde bir şeyler yiyebiliriz.
Podemos comer algo en Phil's Diner una vez que lleguemos.
Şey... senin Diner's Club kartın... benim cüzdanıma girmiş ve ben de... - Onu çaldın!
Bueno... de alguna manera tu... tarjeta de crédito apareció en mi billetera, y yo...
Bende Diner's...
Tengo... Diners...
Diner gözümün yaşı
Abandonaría este llanto triste
Mary Louise McBirney'i buluşmamızda... Lou Ann's Diner a götürürdüm.
Invité a Mary Louise McSirney a cenar al Lou Ann.
Güzel, birazdan yağmur diner.
Bueno, va a amainar pronto.
Paradise Diner nasıl sence?
"¿ Qué tal el Paradise Diner?"
Holiday Diner.
¿ Holiday Diner?
Holiday Diner Lokantası.
El "Holiday Diner".
Phoenix, Holiday Diner Lokantası.
" El Holiday Diner, en Phoenix.
# # Köşedeki lokantada # #
# # At The Diner On The Corner # #
Ayrıldığımda bana bunları verdi. Hayatım, benimle aynı fikirde olmadığında uzanır ve bu plakları çalarım ve yağmur diner.
ella... ella me los regalo cuando salí cuando la vida no me trata bien, me acuesto, y escucho estos discos y la lluvia deja de caer
Sanki kafamda "Diner" filmi oynuyor, o yüzden.
Pero solo porque tengo la pelicula de la cena en mi cabeza.
- Şimdiye dek diner sanıyordum.
- Creía que ya había parado.
George'un Yeri'ne hoşgeldin.
Bienvenido a Diner George.
Kocasının parasını yiyor. Benim o evi alabileceğime inanmazdı.
Tuve que decirle que tu padre médico iba a venir, porque una mujer como ella con el diner de su marido, no iba a creer que yo iba a comprar la casa
Paraya ihtiyacın var mı?
¿ Necesitas diner?
Arrêtez ça avant qu'on ait fini de dîner.
Arrêtez ça avant qu ´ on ait fini de dîner.
Fransızca da biliyormuş.
Un petit dîner en famille. También habla francés.
Yağmur diner, güneş çıkardı.
Se ha llevado un fuerte golpe en la cabeza.
Yağmur diner dinmez sana bir örnek göstereceğim.
Cuando deje de llover daré un ejemplo con usted.