Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ D ] / Dobra

Dobra перевод на испанский

214 параллельный перевод
Dobra biriyimdir, iyi bir konuşmacı da sayılmam, ama kabul etmenizi rica ediyorum.
Soy un hombre sencillo y no soy un gran orador, pero le ruego que acepte.
- Dobra dobra konuşmaya çalışıyorum.
- Intento ser sincera.
Dobra biri olabiliyor.
Lo conoces. Puede ser muy cándido.
Biz dobra dobra konuşacağız.
Daremos una estocada.
Cesur, namuslu, açıksözlü, dobra, evli bir bayana göre değil.
No para una dama firme, recta, total y absolutamente casada.
Basitsin. Dobra ve dürüstsün.
Eres simple, directo y honesto.
- Babam hep dobra dobra konuşur.
- Mi padre siempre ha hablado sin rodeos.
Dobra konuşmamı istemiştin.
Me has pedido que hable claro :
Kurtarmasa keşke demek dobra dobra konuşmak olurdu.
Espero que sí. Si se muere, será una estupidez de su parte.
Böyle dobra nasıl konuşabiliyorsun?
¡ ¿ Cómo te atreves? ! ¡ Hablarme de sea manera!
Daha dobra olman gerekiyor.
Debería ser más franco.
Burada kral sen olsan bile arzu edersem en az senin kadar dobra bir cevap verebilirim.
Aunque tu seas el Rey yo puedo responderte con la misma franqueza.
# Dobra olmayı, riyayı değil #
A la hipocresía, la franqueza
Dobra dobra konuştu, gerçekleri yüzüme vurdu.
Ha dicho la verdad, Gwen.
Bu kadar dobra konuştuğum için beni bağışlayın.
Perdone que le hable con tanta brusquedad.
Bu fazla dobra dobra oldu, değil mi?
Eres directo, ¿ eh?
Tanıdığım tüm dobra kızlar arasında en dobrası sensin.
De todas las chicas directas que conozco... tú eres la más directa.
- İzninle dobra olacağım.
- Dejarme ser franco.
Dobra belki ama arsız değil Yaşı için çok olgun buldum ben
Sin limites al hablar tal vez pero no imprudente Lo encuentro sorprendentemente maduro para alguien tan joven
Sana karşı dobra dobra olacağım, Cuddles.
Seré sincera contigo, Cuddles.
- Dobra bir cevap mı, nazik bir cevap mı?
¿ Quieres la verdad o que lo diga con tacto?
Sen, tanıdığım en dobra adamsın.
Es Ud. el hombre menos diplomático que jamás he conocido.
Konuşmak istemiyorsunuz, iyi. Ama dobra tarzınızı beğeniyorum. Ve söylediklerinizi beğeniyorum.
Si no quieres hablar, vale, pero espero que lo hagas, porque eres muy directo y eso me gusta, y me gusta lo que tienes que decir.
Okulda benim için dobra bir kız derler. Öğretmenler çok küstah olduğumu söylüyorlar.
En la escuela, yo estaba muy avanzada, hasta los profesores me llamaban arrogante.
- Dobra olman şart mı?
- ¿ No puedes ser sutil?
Cesur ama utangaçsın, dobra, sağı solu belirsiz,...
Eres atrevida, pero también tímida, sincera, imprevisible...
- Tekrardan hoş geldiniz, adım Dobra.
- Bienvenido de nuevo. Me llamo Debra.
İnanın bana. Kabalaşmayacağız, sadece dobra olacağız.
No vamos a ser unas trepas, pero esto no deja de ser una competición.
Ama ona gerçekten dobra dobra konuşmayı istediğinizi söyleyin ve ne olacak görün.
Pero dígale que le gustaría tener... una conversación sincera, y a ver cómo acaban las cosas.
Dobra olun ve konuşun.
Sea sincera y háblele.
Dobra dobra ve doğru ol.
Sé sincera con éI.
Asla dobra konuşmazdı, hep şu yaklaşma-kaçma olayını yapardı.
Nunca se te enfrentaba directamente, siempre era de una forma indirecta.
Yalancılar bu kadar dobra olmaz.
Los mentirosos son rara vez tan francos o ridículos.
- Dobra dobra hayır.
- Un no rotundo.
- Doğru. Dobra dobra hayır.
- Correcto, un no rotundo.
Onunla dobra dobra konuşun, o zaman sorun çıkmaz. Çok teşekkürler.
Pero pónganlo en su sitio, y no tendrán problema.
Oldukça dobra bir soru.
Es una pregunta directa.
Dobra konuşan, iyi kalpli ve vefalı dostlarımız?
Nuestros buenos y simples amigos, dicho sin rodeos, ¿ entiendes?
Anthwara, anlaşmaya varamamış olmamızdan pişmanım. Ancak, dobra olmak zorundayım, hayırı cevap olarak kabul edemem.
Anthwara, siento no haber llegado a un acuerdo, pero le seré sincero, no puedo aceptar un no como respuesta.
Hemen yanına gidip dobra dobra öyle önümden geçerek nereye gittiğini soracağım.
Voy a buscarla y le preguntaré sin más qué significa cuando pasa por mi lado de esa forma.
Dobra dobra konuşacağım.
Voy a hablar sin rodeos.
Sahip olduğun her düşünceyi dobra dobra söylemen ve neredeyse her zaman ifade ettiğin her şeyin tamamen dürüstlük ve iyilik hakkında olması.
Y en cada uno de tus pensamientos. Cómo casi siempre opinas algo relacionado con franqueza y bondad.
Ben dobra biriyim, aklımdakini ortaya dökerim.
- Digo lo que pienso.
Böylesine dobra dobra söylemeniz beni şaşırttı.
Estoy sorprendido que haya sacado...
Ayrıca dobra birini arıyorum.
Necesito alguien que quiera luchar por sus convicciones.
Duyduğum kadarıyla pek bir dobra, pek bir keyiflisiniz.
Parece que sigue con su humor mordaz habitual.
Bak dobra konuştuğum için beni bağışla,...
Mira... perdona si resulto un poco brusco,
Cadı Adası belgeselini, daha dobra olarak tasarlamıştım ama orada bulduklarım beni şaşırttı.
Debía ser un documental más sencillo sobre la historia de la lsla de las Brujas pero me sorprendió lo que hallamos ahí.
" ISNAN... REACA... DOBRA...
"ISVAINER, REACA, ANADOBRA, CICA, PENSIS, ROMANOLEGGIO, INALO, ANASARDA, ANARLA",... reunidas, separadas, multiplicadas, divididas, fracturadas y amputadas forman la siguiente frase :
Dobra dobra konuşalım.
Llamaremos pito al pito.
Bahsini duyduğum bir bayrak yapımcısını ziyarete gittim. Çok açık sözlü, dobra bir adamdı. Tatlı, sağlıklı görünüşlü birisiydi.
Fui a ver a un tipo que hacía banderas, un tipo muy normal, muy majo, un tipo sano, rubio y simpático, que tenía un loft en el Village lleno de banderas, y yo estaba con "El Principito" y le hablé de todo eso... y de por qué necesitaba la bandera y cómo la quería...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]