Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ D ] / Düdük

Düdük перевод на испанский

548 параллельный перевод
Karanlıkta daha iyi hissetmek için bir düdük. Veya bir kılıç. Sanırım İkinci el bir kılıcı ucuza alabilirim
Un silbato, para sentirte mejor en la oscuridad o una espada, seguro que encontraríamos una muy barata.
Düdüklüler, az önce düdük çalınmadı mı?
- ¿ Quiénes? Pues, la policía. Acabamos de oír silbatos.
Küçük bir çocukken düdük çalmaya bayılırdım düdükler de unutmuyor işte.
Sí, cuando era niño, me encantaba pitar y un pito nunca olvida.
Bu düdük yarım dakika kadar yanlış.
Ese silbato está errado por medio minuto.
Dedim ki, radar onlara her geminin yerini söylüyorsa... neden böyle düdük öttürüp duruyorlar?
Si la radio les dice dónde están los barcos ¿ por qué tienen que tocar la sirena antiniebla todo el tiempo?
Şimdi benim de kuyruğuma düdük, ayaklarıma zil takabilirsiniz.
Puede ponerme flautas en la cola y cascabeles en los pies.
O düdük çaldığında çalışmaya gitmeyeceğiz.
No iremos a trabajar cuando suene ese silbato.
Birinci ve ikinci düdük arasında kaç dakika var?
¿ Cuántos minutos transcurren entre el primer y el segundo silbato?
Düdük size çok mu görgüsüz geldi?
¿ Les parece vulgar la corneta?
Taksi için mi düdük çaldınız bayan? Evet.
¿ Llamó a un taxi, señorita?
İstasyon şefi düdük çalıyor, sonra tren kalkıyor.
El pitido de un jefe de estación y de una locomotora.
Yaya geçidinde düdük çalan trafik polisi.
El pitido de un agente para dar paso a los peatones.
Muhtemelen bir çatlağın çaldığı el pompalı bir düdük.
Probablemente una bocina bombeada a mano con una manija.
Yeni düdük ve davul öğretmeni geldi.
Está aquí el nuevo profesor de flauta y tambor.
Düdük çalacağım.
Tocaré el silbato.
Düdük çalınınca Hausalar iki sıra oluşturuyorlar. Bir tarafta tövbekârlar ve karşılarına da diğerleri oturuyor.
Cuando oyen el silbato, los Hauka se ponen en dos filas los que han sido castigados y los que no lo han sido.
Birdie amca için düdük çalıyorlar
Ellos soplan para el Tío Birdie y
Ve sen onu saat 9 : 35'de buldun. Düdük çaldığın zaman.
Le encontró a Ias 9 : 35, cuando hizo sonar el silbato.
Düdük sesi, sizin dışında herşeyin yüklendiğini bildirdi.
Ese silbido es la señal de que el tren está cargado, falta usted.
Bir düdük kadar parlak, Bir tüy kadar hafif
Brillante como un silbato Liviana como un cardo
Bir düdük kadar parlak, Bir tüy kadar hafif
Tan brillante como un silbato Liviana como un cardo
Soğuk yemek, düdük çalmak yok.
Comida fría, no fumen.
Düdük sesini duyana kadar zorbalık yok.
Nada de peleas a menos que oigan el silbato.
Angel iki kez düdük çalacak. Tamam mı?
Angel tocará el silbato dos veces. ¿ Entendido?
Bu sadece bir düdük, Tanrı aşkına.
Es sólo un pequeño silbato, por el amor de Dios.
- Onun için düdük almaya geldim.
- Un reclamo para patos de cuello verde.
Bu piçler düdük üflemeyi bilmiyorlar Durand-Mareuil'da düdükleri Courgelot'dan alacakmış.
¿ Sabéis lo último que me han hecho enfrente? Han soplado en todos mis reclamos, y al final Durand-Mareuil los ha llevado a Courgelot.
Pekala, Connington. Düdük.
De acuerdo, Connington, silbatos.
- Düdük.
- Silbatos. - Silbatos.
- Düdük.
- Silbatos.
Düdük sesiyle adınızı söyleyin.
Den sus nombres a la señal.
Onları çağırmak için düdük seslerini öğrenin.
Aprenda sus señales para poder llamarlos.
Düdük çalmam gerekmez, Muhterem Kaptan.
No necesito silbarles, Capitán.
Asla düdük sesine gelemem.
No responderé a un silbido.
Sizin düdük sesinizi bilmiyorum.
No conozco su señal.
O düdük bizim için miydi?
¿ Eso es por nosotros?
Yine mi sen Düdük? Oğlunu arayan Baba.
Esta vez lo pides a gritos, abuelo.
Bir bilye, bir araba, bir resim, bir düdük, bir tebeşir.
Una canica, un coche, una estampa... un chiflo, una tiza.
Bıyığını neden kestin dedim düdük?
Te digo, ¿ por qué te afeitaste el bigote, tonto?
- Bırak, o düdük bana lazım!
- Suelta. ¡ Deja el silbato!
Sana düdük çalacağım.
Dale al silbato.
Wilson vuruyor ve Meclis katibi topu alıyor. Siyahlar saldırıyor, düdük çaldı.
El bedel ha cogido la pelota... y los Todos Negros se acercan corriendo.
Evet ve o aptal bir düdük değil bir blok flüt.
No es una flauta, es un grabador.
- Ampul bir düdük kadar temiz
No tiene una sola mancha.
Düdük.
Por la sirena.
- Paul Jones dansı başlıyor her güzel kız bulduğunda düdük çalacağım.
Esta noche no, Willie.
Çabuk, düdük çaldı.
¡ Rápido! ¡ Ya suena el silbido!
Düdük mü?
¿ Un pito?
Raylar ve düdük sesi.
Dos rieles y un silbato.
Ben de düdük çalabilirim.
Pues yo sé tocar la flauta.
Ben, sen rat düdük yapacağız düşündüm!
Mató a un hombre que vendía alcohol a su tribu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]