Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ D ] / Dına

Dına перевод на испанский

16,954 параллельный перевод
Tamam ama Relyand Grup adına çalışıyorum ve dışarıdaki çadırda kalıyoruz.
De acuerdo, pero estoy con el Grupo Relyand... y, estamos en esa tienda allí.
Beyzbol toplarını park dışına fırlattığın günlerdi.
Cuando bateabas jonrones.
Homestead Sahası'nın dışına.
Eso fue en el campo Homestead.
Minik Köpek'i tanıdığına inanamıyorum!
¡ No puedo creer que conozcas a perrito!
"Korunmasız anal ilişki sonrasında, bağırsağın iç duvarının... vücudun dışına çıkmasına kızıl çorap denir. Çünkü görünümü kırmızı bir çorap gibidir."
"Media roja" es cuando tienes sexo anal sin protección y la capa interna del intestino sale del cuerpo, con apariencia de media roja larga ".
Sistemdeki patlamanın etki alanı dışına çıkmıyorum.
No fuera del radio de explosión de todo el sistema.
O kamyonetle sınır dışına uyuşturucu kaçırdığını biliyorsun.
Sabes que él estaba haciendo contrabando de municiones en la frontera con ese camión?
Uzun zaman oldu gerçi. Beni tanıdığına şaşırdım.
Ya pasó mucho tiempo, me sorprende que me reconozcan.
Tamam, 5 dolarına bahse girerim ki sevgiilisi akrabasıdır diyorum.
Bien. Apuesto cinco dólares a eso.
Buraya tek başına olmalıdır.
No deberías estar por aquí tú sola.
Aptal bir havuç çiftçisi tavşan dışında bir şey olmayı aklına getirdiğin zaman bu anı iyi hatırlamanı istiyorum.
Quiero que recuerdes este momento la próxima vez que pienses en ser algo más que una torpe coneja, que cultiva zanahorias.
Yani bazılarına $ 10,000 hazır gelir, diğeri ise onun için çalışmalıdır.
Por lo tanto, un tipo recibe $ 10.000 entregados a él, Y otro chico tiene que trabajar para ello.
Belki kuzeyden yurt dışına çıkarım. Vazquez hamle yapmanı bekliyordur.
Tal vez hacer huir al norte, a la frontera.
Ve cephedeki birliklerimiz görevlerini bu kadar iyi yaptıklarına ve muzaffer olduklarına göre evlerinde olan bizlerin de görevini onlar kadar iyi yapmasının zamanıdır.
Y puesto que las tropas en el frente... han sido tan victoriosas... es hora de que nosotros en casa, cumplamos nuestro deber también.
D.S.Ö.'nün senin yardımına ihtiyacı var.
La OMS necesita tu ayuda.
Ama Tanrı aşkına, kendini dışarıdan kilitli bir odaya gönderdi.
Pero ella se tele transportó a una habitación cerrada por afuera, ¡ por el amor de Dios!
Seni ülke dışına çıkaracak bir uçağa bindiriyorum.
Voy a ponerlo en un avión fuera del país.
"Böylece gerçekten bir sır taşıdığına tüm dünyayı inandırır."
- "Y"... - "Y la simple idea de que puede convencer al mundo de que guarda un secreto".
Orangutanlar aslında ağaç kabuğunun dışına moda dildolar.
Los orangutanes fabrican consoladores con corteza de arboles.
Anlım, bir dakikalığına dışarı çıkıyorum.
Mamá, Voy a salir un minuto.
Ne? Ne kadar şehir dışına?
¿ A qué distancia de la parte alta?
Plan yapmaya fırsat olmadan ülke dışına yapılan son dakika seyahatleri.
De último minuto. Fuera del País. Sin tiempo para planear.
Sizi Amerikan Konsolosluğu'na götürecekler oradaki zırhlı araç konvoyu sizi saldırı menzili dışına çıkartıp askeri trene bindirecek.
Los llevarán a la embajada americana donde los esperan un convoy blindado. Para sacarlos del rango de misiles y hacia un jet militar.
Ya Lou'yu alıp şehrin dışına götürürse?
¿ Qué tal si toma a Lou y la lleva fuera de la ciudad?
Siyahlar beyazlardan ayrı yaşamalıdır anlamına geliyor.
El negro debe vivir separado del blanco.
İlk görevin halkına karşıdır. Ulusuna karşıdır.
Tu primera obligación es tu pueblo, tu nación.
Gördüğü şeyi tek başına taşıdı.
Lo que ella vio, lo llevó consigo a solas.
Demek ki, o kızın içersinden, o bebeği çıkartmaya kalktığında da, kızcağızın içi, dışına çıkmıştı, tabii.
Y digo la verdad cuando, Cuando digo que al sacar el bebé de ella es lo que la retorció por dentro. es lo que ella todo se torció en su interior.
Yüzbaşı kesinlikle yetkilerinin dışına çıktı ama her türlü yardıma ihtiyacı olacak.
Cap definitivamente no tiene autoridad pero va a necesitar toda la ayuda posible.
Sayın Yargıç, Savcılığın davayı sunmasına kadar Açılış bildirisi savunma hakkı saklıdır.
Su Señoría, la Defensa se reserva el derecho... de una declaración de apertura... hasta que la Fiscalía presente su caso.
Ve sonraki gün dik yakalı kazak giydi. Temmuzun ortasında olmasına rağmen, Ve odasından bile dışarı çıkmazdı.
Y al día siguiente ella usaba cuello de tortuga... a pesar de que era a mediados de julio, o ni siquiera salía de su habitación para nada.
- Kimse resifin dışına çıkmayacak.
- Nadie cruzará el arrecife.
Gerçekten atalarımızın hiç resifin dışına çıkmadıklarını mı sanıyorsun?
¿ En serio crees que nuestros ancestros permanecieron dentro del arrecife?
Altında çelik kiriş var, dışına duvar örer, içeri kapı yaparız.
Una viga de acero, derribamos la pared y ponemos una puerta.
Karakol dışına sık sık çıkar mısınız?
¿ Salen mucho de la base?
Hadi dışarı çık, prensesin yaşatmasına izin verdik.
Sal de ahí, dejamos que la princesa viva.
Elbette istediğin zaman kapının dışına çıkabilirsin... özgür olabilirsin.
Claro que puedes salir a la puerta en el momento que quieras, serás libre.
Şeye benziyor.. ... bir dalganın sana çarpıyor ve seni denizin dışına atıyor. Sen..
Es como... esta... ola que se estrella contra ti y te arroja al mar, no puedes...
Rehinelerin hayatı tehlike içinde olduğu için hükümet rehinecilerin taleplerini kabul etmeye ve onları yurt dışına çıkarmaya karar verdi.
Debido a la amenaza para la vida de los rehenes, el Gobierno ha decidido acceder a la petición de los secuestradores y facilitarles su salida del país.
Geçtiğimiz aralık ayında Dedektif Thursday saldırısı ve D. Morse'nin tutuklanmasıyla sonuçlanan trajik olaylara, Dedektif Clive Deare'nin geçirdiği sinir krizinin yol açtığı kanısına varılmıştır.
Esta Junta falla que los trágicos sucesos del pasado diciembre, que condujeron al tiroteo del inspector Thursday y al arresto del sargento Morse se debieron únicamente a la crisis nerviosa sufrida por el jefe de policía adjunto Clive Deare.
Ona yurt dışına gitmesini söyledim. Ülkeden kaçmasını.
Le dije que se fuera al extranjero, que saliese del país.
Hindistan'a her şeyin dışına çıkıyoruz.
Enviaremos todo a la India.
Bunları aracın dışına çıkarmalıyız.
- Hay que bajar eso de la camioneta. - Vamos.
Aslında heykelini dikmeleri lazım ama kalkmış yaşına dırdır ediyorlar.
Deberíamos estar construyendo tu estatua, no quejándonos por tu edad.
Polis ve itfaiye departmanları uyarıda zenci göstericiler olarak Newark sokaklarına taşıdım tutuklandıktan sonra ve dayak iddia edildi taksi şoförü John w. Smith.
La Policía y los bomberos están en alerta mientras manifestantes negros toman las calles de Newark tras el arresto y la supuesta golpiza del taxista John W. Smith.
Kaçırılan çocuklar 72 saat için ülke dışına çıkartılır.
- Dentro de las setenta y dos horas de secuestrados los niños se envían fuera del país.
Ve zamanla orjinal hedefin dışına çıkan 3. bir hedefe geliyorsun ve annesiyle botoks hakkında konuşan bir barmeni dinliyorsun.
Y para cuando llegas al tercer contacto del objetivo original, estás viendo a un bar tender... conversar con su madre de Botox.
A.B.D yetkilileri eski yükleniciyi göz altına almak için Hong Kong'un geçici tutuklama emri çıkarmasını istedi.
Las autoridades estadounidenses pidieron a Hong Kong... detener al ex-contratista... bajo una orden de arresto provisional.
Ve ben, kendi adıma, çoktan ana akım Amerikan siyasetinin dışına çıktım.
Y ya estoy harto de estar dependiendo de las decisiones de un mal gobierno.
- Bekle. Demokrat Parti kurallarına bağlı kalmayı denedik ama bizi dışladılar.
Escucha, se intentó acatar las normas del Partido Demócrata pero nos mantiene fuera.
Aniden şehir dışına çağrıldı.
Lo llamaron de pronto fuera de la ciudad.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]