Edmonton перевод на испанский
70 параллельный перевод
"Lethbridge Havaalanı, Kenyon Sahası'nda... " aranan kişi "Lieutenant Hirth" e benzeyen birisi, dün... Edmonton ve Calgary'da Trip 22 uçağına binerken görüldü "
En el aeropuerto Kenyon Field de Lethbridge aseguran que un hombre parecido al buscado teniente Hirth llegó en el Vuelo 22, procedente de Edmonton, Calgary.
Kötü bir durum, değil mi Bay Edmonton?
Lamentables sucesos, señor Edmonton, ¿ eh?
Doktor Bay Edmonton'ın iyi olacağından emin.
El doctor confía en que el señor Edmonton sobrevivirá.
- Edmonton'ın.
- La de Edmonton.
Yani Edmonton'un masa başı kahramanlarının bize emir vermelerini dinleyebileceğiz, ha?
Así podremos oir a nuestros héroes dándonos órdenes
Boşanma işlemleri tamamlanır tamamlanmaz Edmonton'a taşınmış.
Y se mudo a Edmonton recientemente a raiz de su divorcio.
Seals Edmonton takımıyla oynuyor.
Las Focas jugarán contra Edmonton.
Edmonton'dan Rose.
- Sí, bueno... Rose.
Onu Edmonton'tan hatırlarsın.
- Rose de Edmonton.
- Edmonton'dan Rose.
- Te acuerdas de Rose de Edmonton.
- Sevgili kız kardeşin Jennifer.
- Rose de Edmonton.
Edmonton'a Cats'de oynamak için teklifte bulunacağım.
Tengo una oferta de ir a Edmonton para trabajar en "Cats".
Üniversitedeki ilk yılımda İsveç Elite liginde oynayan Edmonton'lu bir oda arkadaşım vardı.
En la universidad tuve un compañero de cuarto, de Edmonton que se fue a jugar a la liga sueca.
"Heavy metal", Kanadalı Dennis Edmonton ve Mars Bonfire'ın yazdığı "Born to be Wild" ın sözlerinde geçer.
El heavy metal estaba presente en la letra de Born to Be Wild, escrito por el canadiense Dennis Edmonton / Mars Bonfire.
- Batı Edmonton alışveriş merkezini hatırla, hani babamın seni bulması için polis çağırdığı...
¿ Recuerdas cuando fuimos hasta el centro comercial de West Edmonton...? Papá tuvo que llamar a la policía para encontrarte.
Edmonton'daki kazı alanında şimdiye dek Hint domuzu'ndan başka bir şey çıkmamıştır.
Nada mas que no se ha encontrado nada de importancia en la formación donde él estaba excavando.
- Ben Edmonton'a yakın değildim.
Yo no conocía ésa información.
Bay Blake Edmonton'da çalışıyormuş.
Es un mapa geológico de los páramos de Alberta.
Leafs, Edmonton'ı yendi ya.
Los Leaf derrotaron a Edmonton.
Edmonton'danım.
De Edmonton, Alberta.
Efendim, enkazdan büyük bir parça belki de uçağın gövdesi, Kanada Edmonton'un dışındaki ağaçlık alana düşmüş.
Señor, una pieza muy grande de restos, quizá del fuselaje de un avión ha caído en un área boscosa a las afueras de Edmonton, en Canadá.
Edmonton'a gitmek üzere çıkacağız.
El agente Larson y yo partimos a Edmonton en 15 minutos.
Neden Edmonton'a gidiyoruz?
¿ Por qué vamos a Edmonton?
Bildiğiniz üzre yaklaşık 2 gece önce Kanada'da Edmonton yakınlarına bir uydu düşmüş bulunuyor
Como ya saben, un satélite chocó dos noches atrás cerca de Edmonton en Canadá.
12'sinde Philly ve 27'sinde Edmonton var.
¿ Philly el 12 o Edmonton el 27?
Flynn'in tek ailesi, Edmonton'da Jackson isimli bir kardeşi, gerçi halen ona ulaşılamadı.
La única familia de Flynn es un hermano llamado Jackson en Edmonton ; todavía no he podido contactarlo.
Londra, Quebec Şehri ve Edmonton.
Rifle Sniper Bull-Pup ; Londrés, Quebec y Edmonton.
Flynn, Edmonton'dan, neden gidip bir bağlantı var mı diye bakmıyorsun?
Flynn es de Edmonton ; por qué no ves si hay alguna conexión.
Edmonton'da yaşayan bir ağabeyi vardı.
Él tenía un hermano mayor que vivía en Edmonton.
Görev esnasında kaybolan askerin kardeşi, Jackson,... 12 yıl Edmonton polis emektarlığı yapar.
Bien, el hermano del soldado MIA, Jackson, resulta que es un veterano de 12 años de la policía de Edmonton.
Kardeş, dört hafta önce Edmonton Polisi'nden izin almış.
El hermano tomó un permiso de la policía de Edmonton hace 4 semanas.
Calgary enkazı toplatıldı. hasarlı "uydu" nerede?
¿ Porqué los deshechos ha sido recogidos en la base inactiva de Calgary en lugar de en la base activa de Edmonton, donde el "satélite" se estrelló?
Eli silah tutan her Kanadalı'nın, Edmonton'ın oradaki ağaca gelmesi gerekiyor.
Los canadienses en condición de combate deben reunirse en el árbol en Edmonton.
Ne kadar uzakta olursam olayım, Edmonton'daki buluşma noktasına gitmeliydim.
No importaba lo lejos que estuviera, llegaría al punto de encuentro en el árbol en Edmonton.
Bazen Edmonton'daki değersiz büfenin yanında tısıldayan gaz lambasıyla salonda tıkış tıkış oturduğumuz o günleri düşünüyorum. ve "O günler nasıl geçmiş oldu?" diye düşünüyorum.
Pienso algunas veces en nosotros, hacinados en el salón de Edmonton, con el silbido de la luz de gas y una golosina en el aparador, y pienso, "¿ Cómo ha llegado a pasar?"
Edmontosaurus.
EDMONTOSAURIO Lagarto de Edmonton - HERBÍVORO
Edmonton Kertenkelesi. Otçul.
Edmontosaurio, que significa lagarto de Edmonton, herbívoro.
- Edmonton'dan buraya üç saat.
Tres horas desde Edmonton.
WINSPEAR MERKEZİ EDMONTON, KANADA-BİLETLER TÜKENDİ
CENTRO WINSPEAR EDMONTON, CANADÁ
Rezil bir yer. Kültürel ve sanatsal değeri alınmış Edmonton gibi.
La desprecio... es como Edmonton, sin el arte y la cultura.
Ne söylüyordu? West Edmonton Mall'da evleniyoruz.
¿ Qué dice? " Nos casaremos en el Centro comercial de West Edmonton.
West Edmonton Mall'da evleniyoruz.
Nos casaremos en el centro comercial de West Edmonton.
West Edmonton Mall'da.
En el centro comercial de West Edmonton.
Yani Edmonton Oilers'dan nefret ediyorsundur.
Por lo que odias a los Edmonton Oilers,
Ancak rüyanda görürsün Edmonton.
En tus sueños, Edmonton.
Bu yüzden Edminton'daki spor bakanımıza soruyoruz.
Para ello, preguntemos al ministro de deportes en Edmonton.
Memleketimde Edmonton'da bir avuç toprağım var.
Tengo un huerto en casa. En Edmonton.
Edmonton'a gidiyoruz. Serpintiden kaçmaya çalışıyoruz.
Íbamos hacia Edmonton, intentando huir de la lluvia radiactiva.
- Edmonton'da ne var?
¿ Qué hay en Edmonton? Paz.
Edmonton, Alberta.
Edmonton, Alberta.
Size soruyorum, bayım, neden Edmonton'dan daha az aktif olan
Déjeme que le pregunte, señor,