Efsanevi перевод на испанский
1,672 параллельный перевод
Bizim kasaba burada, ve efsanevi yerlerde burada.
El pueblo queda aquí, y la tierra misteriosa es aquí.
- Efsanevi.
- Legendario.
Jack IL Dark, Amerika'nın efsanevi metalcisi, müziği bırakmaya karar verdi.
Jack Ille el legendario metalero ha hecho público su retiro
Garip olan ne biliyor musun? Bugün karından, geleceği görebilen, efsanevi bir süper kadın gibi bahsediyorsun.
Sabe, lo interesante es que hoy habla de su esposa como si fuera una súper mujer mítica que puede anticiparlo todo 10 pasos por adelantado.
Efsanevi karizma kraliçesi, Gu Jun Hee!
¡ La legendaria "Reina del Carisma", Goo Jun Hee!
Onlar mükemmel ateşbükücülerdi. Eğer bir tanesinin üstesinden gelebilirsen, ateşbükme yeteneğin efsanevi oluyordu.
Eran los primeros Maestro Fuego, sí cazabas uno, tu fuego-control sería legendario.
Bilirsin işte, bu kadar efsanevi bir yerde olmak.
Ya sabes, estar en un lugar legendario como éste.
Efsanevi.
Es el paraíso. No.
Efsanevi, Manyetik Matkap Gangsterleri'nin kralı.
Rey del legendario Magntic Drill Gang.
Efsanevi Bay Monk.
El legendario Sr. Monk.
Efsanevi dedektif Adrian Monk'a rağmen bu bir yenilgiydi.
Incluso Adrian Monk, el legendario detective está muy confundido.
Bu depoda bu gecenin en önemli olayı efsanevi DutchThe Clucth Jenkins ve onun şimdiye kadar ki en tehlikeli gösterisi olacak.
Y tenemos el auditorio repleto para el evento principal de esta noche... El Legendario Dutch "The Clutch" Jenkins y su más peligrosa acrobacia.
70'ten fazla yarışmacıyla yarışacak ve 1969'da babalarının teknelerini ödünç alıp yarışı kazanan efsanevi Argonaut takımıyla aşık atmaya çalışacaklar.
Enfrentarán a más de 70 contrincantes, e intentarán igualar a la legendaria tripulación del Argonaut de 1969, un grupo de adolescentes que tomaron el barco de su papá y lo ganaron todo.
Ne de olsa, sen efsanevi bir ustasın.
Eres un chef legendario, después de todo.
Pastacımız Paris'ten efsanevi bir usta...
Nuestro patissier es un legendario chef de Paris...
"Efsanevi boksör"
El "legendario boxeador".
İşte bu yüzden bu gece efsanevi bekle nevi.
Es por eso por lo que esta noche va a ser legendaria... Espera... daria.
Bu yüzden mi suratın asık, Seabiscuit? ( Efsanevi yarış atı ).
¿ Entonces por qué la cara larga, Seabiscuit?
Yeryüzündeki herhangi bir insandan çok daha büyük bütün korkunç öfkesiyle efsanevi, tek-gözlü, Tepegöz!
Con toda su furia de combate, ¡ el legendario cíclope de un solo ojo!
Efsanevi bir yaratığı avlamak veya kayıp bir büyüyü bulmak gibi.
A la búsqueda de una criatura mítica, a la caza de un hechizo perdido...
Burası Çin'in en büyük ve nadide sürüngeninin, gizemli ve efsanevi bir yaratığın binlerce yıldır yuvasıdır.
Éste es el hogar ancestral del reptil más grande y más raro de China una creatura de misterio y leyenda.
Bulut dalgalarının aşağısında Çin'in uzak güney-batı eyaleti Yunnan'da büyük nehirler ve dünyanın en eski ormanlarından oluşan gizemli ve efsanevi bir yer uzanmaktadır.
Bajo oleadas de nubes en la provincia de Yunnan, en el lejano suroeste de China existe un lugar misterioso y legendario de enormes ríos y con algunas de las junglas mas antiguas del mundo.
Sahnenin en ortasında hava ve suyu kontrol eden efsanevi deniz ejderhası canlandırılıyor.
Ocupando el centro del escenario es una representación del dragón de mar, mítico gobernante del agua y del clima.
"Efsanevi" duruşunun bir parçası olarak.
Parte de su maldita leyenda.
Efsanevi bir şeydir!
¡ Es legendaria!
Hey, bu yeri görmemi sağladığınız için sağolun. Bu efsanevi. Bu köpek dövüşü.
Hey, gracias por dejarme ver este lugar. * * * * es una pelea de perros odio este trabajo, asi que voy a renunciar para abrir una galeria en Dubai
Beni, FBI'da efsanevi konumuna getirecek davada son dokunuşları yapıyordum.
Ok, estaba dando el toque final a un caso que trata de impulsarme al legendario estatus dentro del FBI.
- En sonunda efsanevi Jim Clancy'le tanışabildiğim için çok mutluyum.
- Bueno, te lo diré, me alegra de poder conocer finalmente al legendario Jim Clancy.
Ve şimdi içeri girip herkese, birkaç adamı nasıl dövdüğümüzün efsanevi öyküsünü anlatacağız.
Y Ahora iremos alli y le contaremos a todo el mundo la legendaria historia de como nosotros machacamos a esos tios.
Efsanevi kuzeydoğu dalgalarında.
Patrulla del atardecer. Oleaje épico del Noreste.
O adam sihir dünyasında efsanevi bir usta.
El tipo es uno de los Artesanos legendarios de magia del mundo.
Bir daha asla konuşmayacağımız efsanevi bir eşek şakası oldu.
Una broma legendaria de la que no volveremos a hablar.
Yani, efsanevi biri olduğunda bizim gibi bir şey olamamışlarla hala görüşmek isteyecek misin?
Entonces, ¿ todavía vas a querer salir con nosotras, incluso cuando seas totalmente fabulosa, y nosotras sigamos siendo nadie?
Ben hiçbirinizden daha efsanevi falan değilim.
No soy más fabulosa que cualquiera de ustedes.
Sayımlarda sona yaklaşılırken, burada umutlar yüksek seviyede. Patrick Darling'in efsanevi malikanesinden bildiriyorum.
El recuento está a punto de terminar, y la esperanza se mantiene en El Imperial, la legendaria mansión que Patrick Darling llama su hogar.
Efsanevi Serena.
La mítica Serena.
Efsanevi Lois Lane.
La legendaria Lois Lane.
Bu efsanevi iş adamları...
Lo de esos legendarios magnates que la gente admira,
Muhtemelen babamın efsanevi gizliliği senin için yeni değildir.
Obviamente la legendaria confidencialidad de mi padre no es nueva para tí.
Geçen yılki Cannes Film Festivalinde yönetmen "harika çocuk" Billy Walsh'ın filmi Medellin şahsımın da katıldığı efsanevi Hindenburg gösteriminde seyirciyle buluşana kadar bütün ilgiyi üzerine çekmişti.
En el festival de Cannes del año pasado Medellin, del prodigioso director Billy Walsh fue abucheada por la gente que la vio en el legendario Hindenburg en una proyección a la cual yo mismo asistí.
Anlatılanlara göre, Engerek soyu kuvvetli ejderlerden gelmedir. Ejderlerin efsanevi alevleri engereğin güçlü zehrine damlatıldığına inanılır.
Se dice que el clan de Víbora descendía de poderosos dragones, cuyas llamas legendarias se destilaron en el poderoso veneno de la víbora.
Büyük Usta Engerek bu efsanevi soyun en mükemmeliydi.
El Gran Maestro Víbora fue el más grandioso de su clan legendario.
Zehir işlemeyen zırhım senin efsanevi dişlerine meydan okur.
¡ Mi armadura a prueba de veneno desafía a tus legendarios colmillos!
Demek Hyuga'ların efsanevi Ryujuuken'i bu!
Ese es el célebre puño suave del clan Hyuga.
Ben efsanevi lideriniz, Steve Mobbs.
El genial y demente líder, Steve Mobs.
Dayım Joseph, elbette, efsanevi bir nişancıydı.
Mi tío Joseph, por supuesto era un tirador legendario.
Efsanevi hazır cevaplılığını yakından duyma şansını buluruz belki.
No bromeaban. Son blancos.
Efsanevi bir seks oyuncağı koleksiyonum var.
tengo una coleccion de juguetes legendaria
İçinde bulundurduğun efsanevi gücü bizzat test etme fırsatını geri çevirmemi beklemezdin ya.
Ya ves, no pude resistir la oportunidad de poner a prueba el legendario poder que posées.
Ama Astrid, sen Tanrı'nın faile bu efsanevî zehri nasıl yapacağını öğrettiğini söylüyorsun.
Hola. Soy Olivia Dunham y este es Lincoln. Los dos trabajamos para el FBI.
Söylentiye göre, adını Deep Purple'ın efsanevî gitarcısı Ritchie Blackmore'dan Blackmore'da takılıyorlarmış.
Se dice que se reúnen en el Blackmore's, un bar bautizado en honor al legendario guitarrista de Deep Purple, Ritchie Blackmore.