Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ E ] / Ense

Ense перевод на испанский

189 параллельный перевод
Dışarı. Ense tranşını görelim.
Ponga pies en polvorosa.
"Ense tranşını görmek" İstediğim tam da böyle şeyler.
"Pies en polvorosa." Exactamente lo que quiero.
- "Ense tranşını görmek" örneğin.
- "Ponga pies en polvorosa", por ejemplo.
Diyorsun ki ; Küçük ense, uzun ense, büyük ense, Connecticut.
Usted dice Little Neck, Long Neck, Great Neck, Connecticut.
Ense yapıp kurtarılmayı beklemenin faydası yok. Kurtarılmamız 43 gün de sürebilir, en iyisi organize olmamızdır.
No sirve de nada quedarse esperando pasivamente a que nos recojan, y quizá tengamos que esperar hasta 43 días, así que más nos vale organizarnos.
Senin şu ense tıraşına da bayılıyorum.
Me vuelve loca el pelo que tiene en la nuca.
Bu ense vuruşuydu, aynasız. Kesinlikle kural dışı.
Es el golpe del conejo, polizón, y está terminantemente prohibido.
Nerede olduğumu sanıyorsun, ense yaptığımı mı?
- Pues ahora ya es tarde.
- Bu olayda da, ense darbe almış. - Aynı kılıçla mideye de darp uygulanmış.
De nuevo la herida del cuello cauterizada, el tajo en el vientre también.
- Görmüyor musun, havuzda ense yapıyorum. - Peki neden?
Yo diría que estoy simplemente flotando en la piscina. - ¿ Por qué?
Çünkü ense yapmak çok hoşuma gidiyor.
Porque es muy agradable flotar en la piscina.
Tamam çok çalışmış, hem de başarılı olmuş bir gencin, bir müddet dinlenmesi, eğlenmesi, ense yapması kafayı çekmesi elbette normaldir.
Mira, está muy bien que un joven que ha estudiado tanto y tan bien se relaje, se divierta, descanse, beba cerveza y todo eso.
Ense ve yanlardan kısaltıverin.
Bien, sólo... normal, corto detrás y en los costados.
La Fontaine'in geyiği Tom Jones'a toslarsa lokomotif kafamız olmalı, yemek vagonu yemek borumuz kondüktör vagonu sol akciğerimiz, sürü vagonu inciğimiz birinci mevki kompartımanı ense derimiz hemzemin geçit de Simon adında bir elektrikli geyik.
¿ Cuál es la cuestión? El motor es nuestra cabeza, el vagón restaurante, el esófago. El vagón de los animales, la espinilla... el compartimento de primera un trozo de piel en la nuca... y el paso a nivel un ante eléctrico que se llama Simon.
Şöyle bir ense yapsam olur mu, Gavrilla? Olmaz!
- ¿ Quizás fumo, Gavril Petrovich?
Hepsi tek bir ense halinde olsaydı, kesip atardım kökünden!
Si esa gente tuviera un solo cuello para cortarlo de un golpe.
Ense. Ense mi?
- El cuello - ¿ El cuello?
Şimdi dersini vereceğim!
Yo te ense? are, mocoso!
Bana öğrettiğin düğümlerle yaptım.
Lo he hecho con los nudos que me ense? aste.
Ona yüzme öğretmişsin.
Le has ense? ado a nadar.
Butun gun ense yap, sevis.
Nos limitaremos a procrear.
Ense umrumda değil ama kaküllerinizi kesin.
No me importa la parte de atrás, pero cortaos el flequillo.
Çirkin, ama iş görür. Ense köküne.
Es feo, pero haré el trabajo, hasta la base del cráneo.
Siz iki primadonna ise bütün gün burada ense yapıp radyo dinliyor... kendi evinizi kesip biçiyorsunuz.
Usted par de divas perder el tiempo aquí y escucha la radio todos los días y aserrado abajo de su propia casa.
Detroit'e 1. sınıfta gidelim ve birkaç hafta ense yapalım.
Saca billetes para Detroit, y nos pasamos allí dos semanas.
Seni adi hergele, sen güneş altında ense yapmaya giderken... beni İrlanda'ya gönderiyorsun.
Eres un maldito, me envías a la fria y humeda Irlanda Y tu vas de vacaciones a tomar sol..
Yine de ense tıraşlarına bir bakabiliriz!
Todavía podemos darle un corte.
Gitmeniz gereken yere giderken seyretmek zorunda olduğunuz bir ense de değilim.
Y tampoco soy una nuca que Ud. ve mientras viaja.
Neden ense kıllarım birden dikildiler?
No, ¿ por qué se me empiezan a parar los pelos de la nuca?
Kısa saç tatil ve komünyon içindir kışınsa ense fazla çıplak olmamalı.
Cabello corto para comunión y vacaciones, no muy corto alrededor del cuello durante el invierno.
Benim sevdiğim erkek ince, orta yaşIı, ve kumraldır kısa düz ense tıraşı olmalı ve arka mahalle aksanlı olmalı "Taksi param yoksa n'olmuş yani..." ... "umurumda bile değil" demeli.
Mi clase de hombre es esbelto, de mediana edad, bronceado... con un perfecto corte de pelo y un acento del sur de la ciudad... que dice, "Ah, que diablos"... cuando no tengo la tarifa del taxi.
Ben bakmak için kalkacağım. Bir kürek ense köküme inecek. Ve altınım gidecek.
Me levanto a mirar una pala me destroza Ia parte trasera del cráneo y mi oro se esfuma.
Şu çocukların ense traşlarını alalım!
¡ Vamos a darle un corte a esos tipos!
Tamam, anladım.
Sí, entiendo, ense- -
- Ense yanmamış.
- No tiene el cuello quemado.
Ense arkasına sokulur onları öldürmemizin tek yoludur.
Se utiliza para pinchar la base del cuello. Es el único modo de matarlos.
Chase'e bir polis nasıl yürür, nasıl konuşur, onu öğretiyorum.
Ense � o a Brett Chase c � mo andar y hablar como un poli.
Giyinmeyi, konuşmayı, düşünmeyi öğretti.
Le ense � � c � mo vestir, hablar y pensar.
Bir şey unuttun, Teğmen Pierce bana sikmeyi de öğretti.
Y Vd. olvida una cosa, Teniente Pierce tambi � n me ense � � a follar.
Fotoğrafı sana o gösterdi.
� Te ense � � la foto, verdad?
- Ense köküne yerleştir şöyle.
Justo debajo del cuello.
Baş ağrılarının çoğu ense kökündeki sinirlerden çıkıyor.
La mayor parte de los dolores de cabeza están provocados por los nervios del cuello.
3 yıl boyunca Kudüs'te lanet kıçının peşinde dolaştım, hiç ense yaptım mı?
En los tres años que lo seguí por Jerusalén, ¿ alguna vez me revolqué?
İkinci kelime : ense.
Segundo, "cuello".
Ense...
Cuello.
Ense için olumlu birşey düşünemiyorum. Yine de kırmızı var.
No se me ocurre nada con "cuello", pero aún queda el rojo.
Bu olayda da ense darbe almış. Aynı kılıçla mideye de darp uygulanmış.
De nuevo la herida del cuello cauterizada, el tajo en el vientre también.
Bunları vurmanın en iyi yolu ense kökünden vurmak.
La forma correcta es pegarles un tiro en la base del cuello.
Bildiğin her şeyi sana kim öğretti?
¨ Qui ‚ n te ense ¤ ¢ todo lo que sab ‚ s?
- Hadi, yürü de ense tıraşını görelim.
Claro, vete de aquí, basura.
- Buna el-ense denir.
Esto es un empate.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]