Entiende перевод на испанский
13,568 параллельный перевод
Beni anladın mı?
¿ Lo entiende?
Anlamiyor.
Él no lo entiende.
Bunu ikimizden iyi bilen yoktur.
Y si alguien entiende eso somos tú y yo.
Kabul etmiyor.
Ella no lo entiende.
Skaar anlamıyor.
Skaar no entiende.
- Ne konuşulduğunu anlayabiliyor musun?
- ¿ Usted entiende lo que han estado diciendo?
Kadıncağız tam da 24. evlilik yıldönümümüzün ortasında... benim neden apar topar Paris'e gittiğimi anlayamadı.
No entiende por qué tuve que venir a París y perderme nuestro 24 aniversario.
O zeki, sikik beynin bunu anladı mı?
¿ Tu brillante mente de mierda entiende eso?
Ne yani, kelimeleri kötü mü telaffuz ediyorum?
¿ No se entiende lo que digo?
Şu sıralar problemli zamanlar biliyorsunuz. Tek başınıza olmanız iyi değil. Hayat devam ediyor.
Pero usted lo entiende, estos son tiempos inquietantes y usted, totalmente sola.
Odelle ailesinin değerini biliyor.
Odelle entiende el valor de la familia.
Anladın mı?
¿ Lo entiende?
Ayrıca fiziksel değişimden de anlıyor.
Además, él entiende el cambio físico.
En azından biri ekip çalışmasının ne olduğundan anlıyor.
Al menos, alguien en esta pelea entiende el trabajo en equipo.
Shelly durumu anlayacaktır. Değil mi Shelly?
Shelly entiende. ¿ No es así Shelly?
- Kızlar konusunda tamamen cahil olacak... - Dur az yahu! - Öğretmenlerine karşı gelip sonra da...
¿ Y si no entiende a las chicas y desafía a sus profesores?
Sosyalleşecek zaman yoktu, anlarsınız ya.
Sin tiempo de socializar, ¿ entiende lo que quiero decir?
İngilizceyi, yeteri kadar anlar fakat konuşmakta zorlanır.
Entiende lo suficiente pero casi no habla español.
Kimse müziğin nereden geldiğini tam olarak anlamıyor.
Nadie entiende realmente dónde se origina la música.
Kör müsün?
¿ No entiende lo que digo?
Size olan sevgimi anlamadığın da aşikâr.
Y está claro que no entiende mi amor hacia ustedes.
Espri anlayışımı seviyor.
Entiende mi sentido del humor.
- Kuralları öğrenin.
¿ Entiende las reglas?
Tüm delice, insanlık dışı fikirlerine rağmen dünyayı anlıyor.
Para todas sus ideas locas e inhumanas, él entiende el mundo.
- Öyleyse anladınız.
- Bueno, entonces lo entiende.
Tanrı onu seçti
Entiende que el es El hombre.
Tanrı'nın onun için bir planı var Tanrı onu seçti
Observa que el tiene el plan maestro dentro de su mano. Entiende que el es El hombre, tiene el plan.
Ve unutma, çok sık idrara çıkacaksın ama bu iyi bir şey.
Y... te vas a enojar mucho. Solo entiende eso. Pero es una buena cosa.
Bak bu adam bir polis katili. Anladın mı? Komşun onun kırmızı bir Taurus kullandığını söyledi.
Porque ese chico es un asesino de policías. ¿ Lo entiende? Su vecino nos dijo que conducía un Taurus rojo.
- Bak, bütün mahalleyi izliyoruz.
Mire, estamos vigilando todo su vecindario. - ¿ Lo entiende...?
Anladın mı?
¿ Me entiende?
Bana anladığını söyleme.
No me diga que lo entiende.
Kimse tam anlamıyor ama gerçek.
Nadie lo entiende exactamente, pero es real.
Anlamıyorsun.
Usted no me entiende.
Ve onu iyi bir muhabir yapan şey azim ve tutkunun herkesçe paylaşılmak zorunda olmamasını anlamasıydı.
Y lo que ella hizo un buen reportero era que ella entiende la tenacidad y la compasión no tienen que ser mutuamente excluyentes.
Açıkça görülüyor ki hiç biriniz anlamıyor.
Está claro que ninguno de ustedes entiende.
- İnsan eziyet gördüğüne inandığında komplo teorilerinin farkına varması an meselesidir.
Se entiende. Las teorías conspirativas están a la mano... cuando te sientes perseguido.
- Hayır anlamıyorsun.
No entiende.
Anlıyor musun? !
¿ Lo entiende?
Anlıyorsun işte. Gördün mü, tatlım?
Ya lo entiende.
En azından, pislik bir bağımlı olduğunu anlıyor.
Bueno, al menos el desgraciado entiende que es un adicto.
Laura, içinde bulunduğumuz durumu idrak ediyor musun?
Laura, ¿ entiende la situación en la que nos encontramos?
Bay Alderson Bay Lenny Shannon'un köpeğinin 1200 dolar değerinde olduğunu biliyor musunuz?
Sr. Alderson, ¿ entiende que la perra del Sr. Lenny Shannon fue una compra costosa de 1.200 dólares?
Bu suçlamaların ağırlığının bilincinde misiniz?
¿ Entiende la gravedad de estas acusaciones?
Ama Louis, bu ailen. Ve Harvey'nin anladığı tek bir şey varsa, bu ailedir.
Pero Louis, ella es familia... y si hay algo que Harvey entiende, es eso.
Anlamıyorsun.
Usted no entiende.
Squanch'ından ne geçiyorsa onu söylersin ve insanlar anlar.
Con decir lo que se te pasa por el squanch, la gente te entiende.
Anlamıyorsun!
No lo entiende.
Ee... Talimatlarını anlamışsındır umarım.
Y... entiende sus instrucciones, espero.
- Anlamıyorsunuz
- No, no lo entiende.
bak o beni anlıyor.
lo entiende.