Ergo перевод на испанский
222 параллельный перевод
Burçları, at yarışı tahminlerini istiyorlar.
Ergo, horóscopos, soplos sobre caballos.
Dolayısıyla endişe taşır, doğru mu?
Ergo, tiene ansiedad, ¿ no?
Dolayısıyla, gelecekte bir şey olmalı.
Ergo, debe de ser algo futuro.
Yani duyu ötesi.
Ergo, extrasensorial.
İşte insan, öyleyse geyik. La Fontaine onun ablasını tanıyordu, hem de çok iyi.
Ecce Homo, ergo ante, La Fontaine conoció la hermana y la conoció bien.
Blaney, hem hırsız, hem de katil.
Ergo... Blaney es el ladrón y el asesino también.
O halde, Jerome bir 10 dakikalık süre içinde öldü
Ergo, Jerome murió en 10 minutos mas o menos
Ben çoban ve çiftçiyim :
Ego pastor est agricola sunt. Soy pastor y campesino. Ergo servus plebis.
Meslek edinmeden mezun oldum :
Yo soy médico, pero en paro. Ergo, servus glebe.
Sınır dışı etmek mi? Kuzenim TJ'de evlendi.
Si, mi primo se está casando en TJ, viejo ergo, él mismo llamó a inmigración.
Louis olan Prens Eugene'in doğrudan soyundan gelen,... ve iddia edildiği gibi pek te Savoyard olmayan.
Ergo, de Luis XIV. No de un saboyano cualquiera... como dicen algunos.
Bu durumda hırsızlık da iyeliktir, bu durumda bu gemi benim.
Luego el robo es propiedad. Ergo la nave es mía.
Bir de çiftçilerle ve dilencilerle yolculuk etmem.
Soy Ergo el Magnífico :
Ergo!
- Un ejército no remunerado : - ¿ Hay algún problema, Rhun?
Ben Muhteşem Ergo'yum.
¿ Tienes bolas de azúcar? ¿ Y pastillas de goma?
Ben de Titch.
Soy Ergo el Magnífico :
- Ben Ergo.
- ¡ Muévanse!
- Muhteşem Ergo.
- ¡ Hay más aquí!
Ya da zaten dostu olanlarla şakalaşmak dışında.
- Soy Ergo : - El Magnífico :
Ergo nerede?
Ven aquí, perrito : ¡ Perrito!
Yakında döner.
- ¿ Y Ergo? - Está- -
Diğerlerini bulmalıyız Ergo.
¿ Adónde? No hay forma de entrar :
Bardolph, boşver!
Debemos encontrar a los demás, Ergo :
Seni bırakmayacağım Ergo.
No te dejaré, Ergo :
Bu Ergo.
- ¡ Es Ergo!
Yaşamın tanımı, "Cogito Ergo Sum ; Sanırım Ben de Öyleyim" değil miydi?
¿ Define la vida con cogito ergo sum, pienso luego existo?
"Düşünüyorum o halde varım." Düşünüyorum o halde varsın.
"Cogito ergo es". Pienso, luego existes.
Dolayısaıyla da buna bir son vermek zorunda.
Ergo, ella va a detenerlo.
Ergo, hiç iyi görünmüyoruz.
Por lo tanto no nos vemos bien.
Kimsenin soymayacağı ancak noel öncesi nakit para kaynayan dükkan hangisidir?
Ergo, ¿ qué tiendas hacen más efectivo en víspera de Navidad y nadie las roba?
aflatoksin... bir ergo küfü. Müthiş zehirli.
Lo causa un hongo y es muy tóxico.
Shakespear'in dediği gibi, "Bundan ötürü işte asıl mesele tabaktır.".
Ergo, tal como Shakespeare dijo, el plato es la opción.
Bu yüzden kan testleri.
Ergo, los análisis de sangre.
Anne umarım biz derken, Fransızca, evet babanızı satacağız ve Almanlarla işbirliği yapacağız, demek istemişsindir.
Mamá, cuando dices "nosotros" Espero que digas "oui", como en francés, "Diablos, sí, vamos a vender papá Y colaborar con los alemanes." Ergo...
Ergo, ki Fransızca'da, evet ülkemizi alın ama Iütfen kremalı soslarımızı yapmak için yaşamamıza izin verin demek, diyorum ki, 500 bin Dolar'ı alalım ve babama " adieu'diyelim.
Que en francés significa "Sí, toma nuestro país Pero por favor, dejanos vivir para hacer nuestras salsas cremosas." - Yo digo que tomes los 500.000 y y un gran "adiu" para papá.
Cogito ergo sum.
Cogito ergo sum.
Çünkü tam bana söylediğinde, gelecek geçmiş oldu, bu yüzden şimdi diye bir şey yok, bu yüzden zaman diye bir şey de yok!
Mientras me la dices, el futuro se ha convertido en pasado, ergo no hay presente, ¡ ergo el tiempo no existe!
Dolayısıyla, güzel kadınlar güzel ürünler satıyorlar. Çirkin kadınlar ise tenis raketi.
Ergo, las bonitas venden buenos productos, y las feas venden raquetas de tenis.
"Düşünüyorum, öyleyse varım." değil. "Bağımlıyım, öyleyse varım." olmalı. Vurgu : "Bağımlıyım."
No es : "cogito ergo sum" ( pienso, luego existo ), sino "dedita ergo sum", "pecco ergo sum." ( Peco, luego existo. )
- Adamına sor.
Al diablo, ergo también es verbigracia.
Örneğin demek.
Hasta donde sé, "ergo" significa "por ejemplo".
- Umurumda bile değil. Asıl söylediğim ben ne dersem tamam diyeceksin.
Ergo, verbigracia, al diablo con eso.
O halde onlara direk olarak bakmayın.
Ergo, no las miren directamente.
Üstte daha az basınç, dolayısıyla kalkış dolayısıyla uçuş.
Ergo, se eleva. Ergo, hay vuelo.
Dolayısıyla ne?
¿ Ergo, qué?
O halde ölümünde suçu olmayan kişi hayatını kısa kesmiş değildir.
Ergo, quien no es culpable de su muerte no acorta su propia vida. - ¿ Esa es la ley?
"Reside ergo in nomine Patri, et Filii et Spiritu Sancti."
Nosferatu.
Vampir.
"Reside ergo in nomine Patri, et Filii et Spiritu Sancti."
Boyum kısa ama gücüm büyük... hırslı değilim, ama öngörüşlüyüm. Ben Muhteşem Ergo'yum.
El bosque es peligroso :
- Saçmalık.
Lo que tu quieres decir es "ergo".
Davranmak, yapmak, bitirmek.
Ergo, se ahogó voluntariamente.