Esau перевод на испанский
59 параллельный перевод
Selam, Esau.
- Hola, Esau.
Esau Hamilton ile karşılaşacağım hiç aklıma gelmezdi.
Nunca pensé que me encontraría con Esau Hamilton.
- Evet. Ne hissettiğini biliyorum, Esau.
- Sí, lo siento por ti, Esau.
Esau, buraya gel!
¡ Esau, ven!
Esau, bunu söylemekten nefret ediyorum, ama onun yanına yanlız gideceğim.
Esau, siento tener que decírtelo pero me voy solo.
Esau Pretty.
Esau Pretty.
Hikaye Esau idi ama taş yığını hakkında birşeyler vardı.
Era algo sobre Esaú y una pila de rocas.
Merhaba. Elisha ve Esau. Mutlu çiftimiz nasıl?
Hey, Elisha y Esau. ¿ Cómo está la feliz pareja?
- Esau, Elvis'e bayılıyor.
¿ Elvis? Esau ama a Elvis.
Geldiğine sevindim. Şuna bakar mısın? Esau'nun ciğerinde bir sızıntı ve plevral efüzyon var.
Esau tiene una infiltración en su pulmón y un derrame pleural.
- Esau...
Esau...
Esau'nun tahlilleri gelmiş. MDR'ymiş.
Ya están los resultados de Esau.
- Esau'nun da burada ailesi yok.
Nadie sabe nada de ellos.
- Herkese bulaştırabilirler.
Y Esau no tieme familia aquí, así que...
- Esau, iyi misin?
Esau, ¿ estás bien?
Bu ikisi için de güvenli değil.
Vamos. Ven conmigo. Esau.
- Bu Esau Ajawke mi?
¿ Es ese Esau Ajawke? Sí, lo es.
Esau'nun göremeyeceği bebeği.
Un bebé que Esau ni siquiera va a ver.
Esau'nın da değildi.
Tampoco Esaú.
- Hayır. 'Esav'ı getiriyorum.
- No, voy a traer a "Esau".
Ajan Pride, bu Jacob'ın kardeşi Esau ve Paul Hare Jacob'ın ve benim yakın arkadaşım oluyor. Sonsuza dek.
Agente Pride, este es... el hermano de Jacob, Esau y Paul Hare... íntimo amigo de Jacob y mío desde... cerca de siempre.
Kardeşi Esau.
Su hermano Esau.
Paul ve Esau, son altı aydır Hannah'ın reçetelerini imzalamışlar.
Paul y Esau han firmado... por las prescripciones de Hannah, los últimos seis meses.
Taratıp Jacob'ın son yazısıyla Esau ve Paul'un el yazısını imza dosyalarından karşılaştıracağız.
Lo escanearemos y compararemos. La última entrada de Jacob... con la letra manuscrita de Paul y Esau en sus firmas.
Paul ile Esau nerede şuan?
¿ Dónde están Paul y Esau, ahora?
- Ne ulağı? Babam, çobanların bir kısmını geliyoruz diye Ays'ı uyarması için yolladı.
Padre envió a alguno de los pastores para... advertir a Esau que llegábamos.
Yakup, Esav'a 220 keçi ve 20 koyun vermiş...
Jacob le dio a Esau 220 cabras y 220 ovejas.
Burası ikiyüzlüler içindir, Judas gibi, ya da İskender gibi.
fue hecho para los hipócritas como Esaú que vendió su primogenitura, como Judas, que vendió al Maestro,
Ne oldu?
Esau tiene tuberculosis.
- Esau verem.
¿ Qué?
'Esav'la konuştun mu?
¿ Has hablado con "Esaú"?
'Esav'bunu üç aydır senden saklıyor muydu?
¿ "Esaú" te ha escondido esto durante tres meses?
'Esav'hastaneden ne zaman çıkıyor?
¿ Cuándo está "Esaú" fuera del hospital?
'Esav'ın İbrahim'le olan bir sonraki randevusunda bizi yönlendirmesi lâzım.
Bien, "Esaú" debe llevarnos a su próxima cita con Ibrahim.
Ya'Esav'?
¿ Qué hay de "Esaú"?
'Esav'ın, perşembe günü bizi ağabeyine yönlendireceğinden emin ol.
Asegúrate de que "Esaú" nos lleve con su hermano el jueves.
Gerçek şu ki İbrahim'in teslimatlar için'Esav'ı kullanması diğer El Aksa militanlarından para sakladığını gösteriyor.
El hecho de que Ibrahim utilice a "Esaú" para las entregas significa que esconde el dinero a los otros militantes de al-Aqsa.
'Esav'gidince, İbrahim para için kendisi ortaya çıkabilir.
Con "Esaú" fuera, Ibrahim podría salir a por el dinero él mismo.
Eğer Raci,'Esav'ın bizi İbrahim'e yönlendirmesini sağlarsa havadan temiz bir vuruş yapılır.
Si Razi consigue que "Esaú" nos lleve a Ibrahim será un golpe limpio desde el aire.
Onun istediği gibi'Esav'bizi ağabeyine götürseydi...
Que si "Esaú" nos hubiera llevado a su hermano como él quería,
'Esav'ı El Halil'e benim gönderdiğime ikna olmuş.
Está convencido de que yo envié a "Esaú" a Hebrón.
- Raci,'Esav'telefonda.
- Razi, "Esaú" está al teléfono.
281 numaralı muhbir'Esav'ı camide görmüş.
281 vio a "Esaú" en la mezquita.
'Esav'ı geri getirip Badawiyle yakınlaştırmak için bir yol bulmalıyız.
Tenemos que encontrar una manera de traer a "Esaú" de nuevo, tenemos que conseguir que se acerque a Badawi.
'Esav'ı geri getirirsen, Levi onu sorguya çekebilir.
Sabes que si traes a "Esaú" de vuelta, Levi podría interrogarle...
Karın aradı.'Esav'la tek başına buluşacağını söyledi?
Tu esposa llamó. ¿ Dijo que te ibas a reunir con "Esaú" solo?
Yakup ile Esav'ın hikayesi ana rahminde bile kavga eden iki kardeşin masalı.
La historia de Esaú y Jacob, el relato bíblico de dos hermanos que lucharon incluso dentro del vientre de su madre.
Kardeşim, Ays.
Mi hermano Esaú.
Ays'ı görmem gerek.
Tengo que ver a Esaú.
Belki de Ays, onlarla göndereceği armağanları hazırlıyordur.
Quizás Esaú está elaborando, los regalos que nos va a enviar.
Ays'ın ardından dünyaya gelip onu kandırarak kendi kendime ettim.
Así que engañé a Esaú a su derecho de nacimiento, y la convertí en mía.