Ettim перевод на испанский
56,341 параллельный перевод
Kayıtları kontrol ettim.
De acuerdo, revisé los registros.
" Sana ihanet ettim, Jack.
" Te traicioné, Jack.
Ve sana ihanet ettim.
Y te traicioné.
Kabaca yarı yarıya çekildi, Ama dönmek niyetinde olmadığını hayal ettim, Ve daha büyük rakamlarla.
Casi la mitad se retiraron, pero supongo que con la intención de regresar y con un mayor número de hombres.
Şu kapının arkasındaki adamı ikna edemezsem ne büyük bir ayva yiyeceğimizi yeni fark ettim de.
Es que se me está ocurriendo lo arruinados que estaremos si fracaso al ganarme al hombre que hay al otro lado de esa puerta para nuestra causa.
Yaptıklarına rağmen seni koruyacağımızı söylediğinde ona itaat ettim.
Obedecí cuando dijo que te protegeríamos a pesar de lo que habías hecho.
Sana ihanet ettim ve kendimden iğreniyorum.
Y te traicioné y eso me repugna.
Ama hayır, şimdi fark ettim de...
Pero no, entiendo...
Ama kocamın kumarı sevdiğini fark ettim. Çok fazla sevdiğini.
Pero descubrí que a mi marido le gustaba apostar.
Konu işten açılmışken, Sanjay'ı davet ettiğini fark ettim.
Y hablando de negocios, veo que invitaste a Sanjay.
Terfi ettim.
Me ascendieron.
Bak, ben tebrik kartı gibi konuşan insanlardan değilimdir ama son zamanlarda şansın insana dünyanın ne güzel bir yer olabileceğini hatırlattığını fark ettim.
Mira, no suelo hablar como una tarjeta de cumpleaños, pero... últimamente siento que la suerte es algo que te recuerda lo bello que puede ser el mundo.
Ama itiraf ettim.
Pero lo hice.
İtiraf ettim.
Lo hice.
Belki de... 30 yıl hayatta kalmamın yaşamak değil, hayatta kalmak dikkatini çekerim belki önleyicilerle, tabutlarla ve kutularla geçen 30 yılın ardından belki hayatta kalmanın... Beni yavaş yavaş öldürdüğünü fark ettim.
Quizá... tras treinta años de sobrevivir... no de vivir... sino de sobrevivir... quizá tras 30 años de bloqueadores, ataúdes y cajas... me di cuenta de que me estoy muriendo poco a poco de supervivencia.
Bunu hak ettim.
Me lo merezco.
Ne kadar sadıksam o kadar fedakârlık ettim, inancım ne kadar büyürse Tanrım beni ve ailemi o kadar korurdu.
Cuanto más devoto era, cuanto más sacrificaba, cuanto más crecía mi fe, más protegería mi dios a mi familia.
Açıkçası, senin için mücadele ettim.
Hasta peleé por ti.
Herkesin konuştuğu silahlı saldırıyı merak ettim.
Quise leer del tiroteo del que todos hablan.
Ben de ettim.
Y yo también.
O gitti ve ben bunun ilişkimizin son noktası olup olmadığını merak ettim.
Cuando se fue, me pregunté si ese sería el fin de nuestra relación.
Ama sonra bir anda fark ettim ki bu benim yaklaşım tarzımı tamamen değiştirmek için bir şanstı.
Pero luego en un instante, vi... que esta era la oportunidad de re encuadrar todo mi enfoque.
İyi olduğunu fark ettim.
Sí, puedo ver que es bueno.
Fark ettim ki hep sonlara doğru ama yüksek meblağlarla oynuyorlar.
Pero descubrí que siempre apostaban a último momento y apostaban fuerte.
- Bu Meclis oturumunda konuşmayı talep ettim ve taleplerim reddedildi.
- Solicité dirigirme al pleno de la Cámara, y denegaron mi solicitud.
Buraya gelip bunu seninle konuşmayı kabul ettim.
Hoy accedí a venir para debatirlo contigo.
Karen'i, tesisatçı ve elektrikçiyi davet ettim.
Invité a Karen, y al... fontanero y al electricista.
En baştan beri ısrar ettim. Komite de onayladı.
Insistí desde el principio, y el comité concordó.
Tereddüt ettim.
Dudé.
Kaç kez tamir ettim.
Lo he hecho muchas veces para ti.
Onu yakarak veda ettim ben.
Le dije adiós cuando la cremamos.
İyice kontrol ettim.
Sí. Comprobé bien.
Ama sana hep yardım ettim ben.
Pero siempre te he ayudado.
- Ön tarafa park ettim, hayatım.
He aparcado justo en frente, cielo.
Sonra anahtarın bende olmadığını fark ettim.
Entonces me di cuenta de que no tenía la llave.
Çünkü orayı organize ettim o kadar. Sen gidip iki dakikada dağıtacaksın, ben de sinirleneceğim.
Porque he estado ordenándolo y tú vas a empezar descolocarlo todo y me voy a enfadar.
Pardon, rahatsız ettim.
No fue mi intención molestar.
Zack'in alnında bir yara izi olduğunu fark ettim, sanki lobotomi gibi bir operasyon geçirmiş. - Hayır.
no té que Zack tenía una cicatriz en su frente, casi como si hubiera tenido una cirugía, como una lobotomía.
İtiraf ettim çünkü, eğer eğitilseydim öldüreceğimi varsaydım ama geçen gece öğrendim ki ben kimseyi öldüremem.
Confesé porque pensé que lo haría si recibía la instrucción, pero luego de anoche, descubrí que no soy capaz de asesinar.
erika seni sorunca idare ettim
Acabo de cubrirte con erika
Hayatım boyunca onları takip ettim.
Los he seguido toda mi vida.
Hipokrat yemini ettim.
Hice un juramento hipocrático.
Merak ettim şimdi.
Tengo curiosidad.
Sonra fark ettim ki her şey senaryolu gibiydi... porno film gibi.
Y entonces me di cuenta de que era como un guion... porno.
Senin hakkında ne düşündüğümü biliyor, bunu açık ettim...
Ella sabe lo que siento por ti, lo he dejado muy claro...
Bir de kurtadamı alt ettim.
Y atrapé a un hombre lobo..
- Bu kokudan nefret ettim.
- Odio el rastro.
Yerde yatarken Boss'ın adamı beni başımdan vurmasın diye dua ettim.
Y estaba ahí tumbado, rezando para que el imbécil secuaz del Sr. Boss no me disparase en la cabeza.
Onu yakaladım, onu tutsak ettim ve onu durdurabilecek tek kişi benim. Sizin peşinizden gelmesini engellemek için.
Lo atrapé, lo sigo teniendo atrapado y soy el único que puede pararle de ir tras todos vosotros.
Her zaman bir savaşçı oldum fakat saflarımız çoğaldıkça fark ettim ki bir savaşçıdan daha fazlası lider olmalıyım.
Siempre he sido una luchadora, pero a medida que nuestras filas crecen, tengo que ser más que eso, tengo que ser una líder.
Seni kurtarmak için yeteneğimi feda ettim.
Sacrifiqué mi propio don para salvarte.