Faturalar перевод на испанский
2,862 параллельный перевод
Faturalar, notlar arıyoruz bizi Sophia'nın yeni yerine götürebilecek her şeyi.
Estamos buscando notas, recibos, Cualquier cosa que nos pueda llevar al nuevo paradero de Sophia.
Tüm bu faturalar Maryland'daki benzin istasyonları, nalburlar, yapı malzemeleri ile ilgili.
Todos estos recibos están agrupados alrededor del mismo área... en Maryland. Estaciones de servicio, ferreterías, depósitos.
Bu faturaların bazılarında adres ve tarih var.
Hey, algunos de esos recipientes tienen direcciones y fechas estampadas.
Kimin faturaları ödemesi gerekmiyor?
¿ Quién no tiene cuentas?
Masraflar için ona bir çek defteri vermiştik. Faturalar, tamirat için falan...
Le dimos una chequera para cubrir los gastos facturas, reparaciones y eso.
Kredi kartı faturalarının gösterdiğine göre yakın zamanda kendisine güvenli bir kasa almış. İşte burada.
Los archivos de las tarjetas de crédito muestran que ella recientemente compro una caja fuerte de pared, la cual esta justo ahí.
Telefon kayıtlarını, faturalarını son birkaç ayda nerede dolduğunu gösteren her şeyi çıkartın.
Quiero registros telefónicos, recibos todo lo que nos diga dónde estuvo los últimos dos meses.
Fakat iyi bir işi vardı. Faturalarını ödüyor, kiliseye gidiyordu.
Pero el tío tiene un buen trabajo, paga sus facturas, va a la iglesia.
Faturaları aldım.
Tengo los recibos.
Uçak biletleri, otel faturaları, kiralık arabalar her biri kendisinin sahte kimlikleri adına.
Billetes de avión, facturas de hotel, coches alquilados, todos registrados a alias que nos llevan a ella.
Faturaları ödemek için bakım alanlarında çalışırdı. Ama hiç Nascar'a çıkamadı.
Trabajó en los talleres de circuitos aquí y allí, para pagar las facturas, pero jamás llegó a la Nascar.
Terapisi yıllar sürdü, ama artık babanın yaptıklarını takdir edebilirim faturaları ödemesini.
Me ha llevado años de terapia, pero hoy por hoy realmente aprecio a tu padre por lo que es... el hombre que paga las facturas.
Hala telefon faturaları için mi dırdır ediyorsun?
¿ Todavía graznando por los cargos del teléfono?
Bütün sigorta faturaları adına oku canına lütfen.
Hazla sufrir, por favor, en nombre de todas las facturas del seguro
Sara, sana üstünü değiştirip faturaları toplamanı öneririm. Çünkü dava kapanır kapanmaz bunların hepsi gerisingeri teslim edilecek.
Sara, sugiero que te cambies de ropa y juntes todos los recibos... porque todo esto se devuelve tan rápido como se cierre el caso.
O piç kurusu çocuğun tüm hastane faturalarını ödedi.
Ese cabrón pagó las facturas hospitalarias de la chica.
Tüm o faturalar gelmişken iyi oldu.
Justo a tiempo con todas esas facturas.
Ayrıca faturaları da getir.
Y trae recibos.
Hastane faturaları da kendi kendini ödemiyor.
Y las facturas del médico no se pagan por sí solas.
dünkü faturalarınızı kontrol edin.
Mira las facturas de ayer.
seni biz tuttuk, faturalarını biz ödüyoruz.
Nosotras te hemos contratado. Nosotras te pagamos las facturas.
sözler faturaları ödemez.
Las promesas no pagan las facturas.
Daha doğrusu ikisini de sevdiğim için. Ama gazeteci olmak Faturaları ödememi sağlıyor.
Bueno, en realidad ambos son por amor, pero el periodismo paga las cuentas.
Ama faturalar beni ekonomik olarak sarstı.
Pero las facturas me arruinaron.
Kiranın içine faturalar da dâhil mi?
¿ Su renta cubre todas las facturas?
Su ve gaz faturaları dâhil.
Bueno, agua y gas.
Louis, faturaların olağanüstü.
Louis, tus cuentas son excepcionales
Bak, ben bu şirketin büyüyeceğine ayrıca benim faturalarımın da büyüyeceğine dair bahse girdim.
Mira, aposté por que esta empresa crecería y mi facturación crecería con eso.
Elimde tutarı oldukça geçen faturalar var.
Tengo facturas que demuestran que el desembolso económico de mi cliente para solucionar el problema excede ampliamente la cantidad.
Giderken tarihsiz faturalar, soya sosu paketleri ve tırnak çöpleriyle dolu bir masa bıraktı bana.
Me dejó un escritorio con recetas sin vencimiento paquetes de salsa de soja y recortes de uñas.
Ve, eğer farketmediysen, o magnetler ödenmemiş faturalarımıza iliştirilmiş.
Bueno, en caso de que no te hayas dado cuenta, esos magnetos sostienen nuestros recibos sin pagar.
Sorumlulukları dışında, faturalar ve kira.
Excepto las responsabilidades, las facturas y el alquiler.
Peki hiç birlikte geçirdiğimiz o üç yılın mükemmel hayatımızın, mükemmel bir düğünün mükemmel bir görüntünün mükemmel bir balayının faturalarını erkek arkadaşın nasıl ödeyecek diye hiç düşündün mü?
¿ Alguna vez ha pensado que en los últimos tres años nuestra vida giraba alrededor de tu boda perfecta tu vestido perfecto y la luna de miel de ensueño y en la que tu menos perfecto novio tenía que pagar las facturas?
Harvey'i tanıyorum ve o sizin birleşmenizi istiyor ki o da faturalarını ikiye katlayabilsin.
Conozco a Harvey y lo que quiere es fusionar sus negocios así puede doblar sus horas facturables.
Aşkın beni çok heyecanlandırıyor ama aşkın faturalarımı ödemiyor para istiyorum, para istediğim sadece bu
* Tu amor me emociona " * pero tu amor no me paga las facturas * * quiero dinero, dinero * * eso es lo que quiero *
Telefonun saati o baskı komutlarının ne zaman gönderildiğini net olarak gösteriyor. Şu faturalarınkiler.
La marca de tiempo en el teléfono, mmm, mostrará exactamente cuando se mandó la orden de impresión de esas facturas.
Bieber faturalarını nakit parayla mı ödüyor?
¿ Bieber paga sus facturas al contado?
Sürekli faturalar gelmiş.
Es una carga que se la pasa apareciendo.
Faturalar hakkında endişelenmeni istemiyorum ama birikip duruyorlar.
Sabes, no quiero que te preocupes por las facturas, pero se están acumulando.
Evet. Faturalarımı biliyorsun.
Sí.
Her zaman "Louis'in çok güzel faturaları var." diyorsun.
Hablas de eso siempre. "Louis tiene muchas horas facturables"
Kredi kartı faturalarımızla hala ben uğraşıyorum, seni zeki.
Todavía llevo el control de las tarjetas de crédito, genio.
Bu gece insanlık onların elektrik faturalarına hoşça kal öpücüğü konduracak.
Esta noche, la humanidad le dirá adiós a la cuenta de luz.
Herkes gibi ödenecek faturalarım var, ve onun gibi ucubeler daha fazla para veriyor.
Tengo cuentas por pagar igual que todos, y sujetos como él que pagan más.
Telefon faturalarına baktım.
He visto las facturas del teléfono.
Pete Benton'un son bir aylık faturaları da burada.
Aquí están las cuentas de Pete Benton el último mes, más o menos.
İşlerimi başka bir yerde hallediyordum ve Simms depozitomu geri vermedi. Faturalarımı hiç ödemediğimi iddia etti ki ödemiştim.
Yo me iba a llevar mi negocio a otro sitio y él se quedó con mi fianza, alegando que nunca le había pagado la factura, cosa que hice.
O okurken ben faturaları ödemek için çalıştım, sonra da aynısını o benim için yaptı.
Trabajé para pagar las cuentas mientras que obtuvo su grado... y luego él hizo lo mismo por mí.
Hastane faturalarına tek bir kuruş bile ödemeyeceğiz.
No vamos a pagar un centavo por encima de sus cuentas médicas.
Ödemem gereken konut kredim var, faturalarım var.
Tengo una hipoteca. Tengo facturas que pagar.
ayrıca faturaları filan ödüyor.
Y paga las facturas y esas cosas.