Ferraro перевод на испанский
94 параллельный перевод
Ferraro yardım edebilir.
El Sr. Ferraro podría ayudar.
Kağıt oynayan biri daha vardı. Bay Ferraro ve karısı bulmamıza yardım edecek.
Esa tarde había alguien más con nosotros y los Ferraro nos ayudarán a encontrarlo.
En azından Ferraro'ları tanık gösterebiliriz.
Al menos tenemos a los Ferraro como testigos de carácter.
Jüri Ferrara 29-27 Stiles'a verdi.
Ferraro la juzga 29-27 a favor de Stiles.
Sen, Geraldine Ferraro gibisin tabii ondan farkın senin kazanmış olman.
Eres como Geraldine Ferraro. Pero tú ganaste y ella fracasó.
Bu sabah kalkıp telefondaki üç mesaja baktığımda..... Levazımdan Buddy Ferraro'nun aradığını gördüm.
Así que esta mañana tenía tres mensajes de teléfono De Buddy Ferraro del departemeno de trabajos públicos
Mondale and Ferraro. Mondale and Ferraro, eşitliğe yol.
Mondale y Ferraro, sendero de la igualdad.
Eğer bir broşür okuyucusu değilsen, kahve içmeye götürür ve neden Mondale ve Ferraro'nun kaybedeceğini anlatırım.
Sabes, si no lees panfletos puedo invitarte un café.. ... y contarte porque Mondale y Ferraro van a perder.
Evin altını üstünü getirdim. Eğer Walter Mondale ve Geraldine Ferraro için olmasaydı Seth Cohen diye biri olamazdı.
De no ser por Walter Mondale y Geraldine Ferraro, nunca hubiera habido un Seth Cohen.
Mondale and Ferraro.
Mondale y Ferraro.
Mondale and Ferraro, eşitliğe yol.
Mondale y Ferraro, camino a la igualdad.
Belki takarım ama tek sebebi şık olması.
Tal vez lo use, pero sólo porque tiene estilo. Si no lees panfletos, podría llevarte al café y contarte por qué Mondale y Ferraro van a perder. ¿ Sabes?
Eğer Walter Mondale ve Geraldine Ferraro için olmasaydı Seth Cohen diye biri olamazdı.
Si no hubiera sido por Walter Mondale y Geraldine Ferraro nunca hubiera existido un Seth Cohen.
Bu Deniz Albayı Ryan Ferraro, birimin manga komutanı.
Éste es el capitán Ryan Ferraro, jefe de unidad del escuadrón.
Porter Ferraro'nun ifşasına sebep olan kişiydi.
Porter fue el tipo que delató a Ferraro.
Ferraro onunla temasa geçmiş gibi görünüyor.
Parece que Ferraro ya contactó con él.
Ferraro kaçmak için sahte kalp krizi geçirmiş.
Ferraro fingió un ataque cardíaco para salir del calabozo.
Doktorlara göre sahte kalp krizine ilaçlar sebep olmuş. İlaçları gizlice Ferraro'ya biri verdi yani.
Los médicos dicen que el infarto fue provocado con medicinas así que alguien se las pasó a Ferraro en el calabozo.
- Yani diyorsun ki Ferraro ve Porter belli şekillerde davranmaya eğitildiyse sonraki hamlelerini belki önceden bilebiliriz.
Así que piensas que si Ferraro y Porter están entrenados para actuar de cierta manera tal vez podamos predecir cuáles serán sus próximos movimientos.
Ferraro temas kuruyor gibi.
Eso se oye como si Ferraro estuviera haciendo contacto.
Ferraro'nun kuzeye ilerlediğini Porter'un da takip ettiğini öğrendik..
Tenemos a Ferraro moviéndose en dirección norte, y a Porter siguiéndolo.
Bunlar son 14 saatte Ferraro ve Porter'in içinden geçtiği baz istasyonu kapsama alanları.
Éstas son las áreas de cobertura de las torres de telefonía celular que Ferraro y Porter recorrieron en las últimas 14 horas.
Ferraro'nunki mavi, kırmızı Porter.
Ferraro es el azul y Porter, el rojo.
Açık ki Ferraro rehineleri yem olarak kullanan avcımız.
Es evidente que Ferraro es nuestro cazador y utiliza a los rehenes como señuelo.
Porter'ın patlaması yakın ama Ferraro'nun ekibinin kaçmasına yardım eden pilotun kimliğini saptadık.
Porter está en el aire, pero hemos identificado al piloto que ayudó a la banda de Ferrero a escapar.
Eski Denizci, Ferraro ile hizmet etmiş.
Trabaja en una empresa de aviación. Ex-Marine, sirvió con Ferraro.
Telefon kayıtları Ferraro'nun karısının hapisten kaçışın arifesinde Renner'i aradığını gösteriyor.
El registro telefónico muestra que la mujer de Ferrero llamó a Renner el día antes de la fuga del calabozo.
Ayrıca Ferraro'nun bir emlak ofisine yaptığı çağrılar keşfettik.
También hemos rastreado las llamadas desde el móvil de Ferraro a una oficina de bienes raíces.
Şunu dinle, o ofis Ferraro'nun karısının telefonlara baktığı ofis.
Bueno, escucha esto : Es la misma oficina en la que la mujer de Ferrero responde el teléfono a tiempo parcial.
Ferraro'nın karısı, Renner'in firardan sonra daha fazla para tırtıklamaya çalıştığını söyledi.
No es sospechoso. La esposa de Ferraro dijo que Renner trató de sobornarlo con más dinero después de la fuga.
- Ferraro'nun cevabı kafaya bir kurşun.
La respuesta de Ferraro fue una bala en la cabeza.
İhtimaller Ferraro'nun şimdiye hamlesini yapmış olacağını söylüyor öcünü almak için Porter'ı bir vuruş alanına çektiğini.
Las probabilidades dicen que Ferraro hará su movimiento ahora llevando a Porter a un campo de muerte para que cobre su venganza.
Porter veya Ferraro ile rehinelerden hâlâ iz yok.
Aún no hay señales de Porter, Ferraro o los rehenes.
Ferraro'ya ilaçları aktaran doktoru tutukladık ama konuşmuyor.
Arrestamos al médico que le dio los medicamentos a Ferraro, pero no está hablando.
Evet, ben de Ferraro ve Porter arasındaki anlaşmazlık parametrelerinin kurulu ve belli olduğunu varsayıyorum.
Sí, he estado asumiendo que los parámetros del conflicto entre Ferraro y Porter estaban establecidos.
Biz Ferraro'nun Porter'u öldürmek istediğini varsayıyoruz. Ama analizim aslında onu canlı tutmak istediğini gösteriyor.
Bueno, hemos estado asumiendo que Ferrarro quiere matar a Porter pero mi análisis indica que de hecho lo quiere mantener vivo.
Renner ve Ferraro Irak'ta beraberdi. Karısı sıkı olduklarını söylemişti.
Renner y Ferraro sirvieron juntos en Irak su esposa dijo que eran unidos.
Yani Renner hapis firarının içindeyse Ferraro'nun Irak'taki icraatlarının da içindedir diyorsun.
Y piensas que si Renner estaba en lo de la fuga, también estaba en cualquier negocio que Ferraro haya hecho en Irak.
Pentagon'daki arkadaşımla konuştum Ferraro'nun Iraklı tutsak cinayetinin soruşturmasını sordum.
Hablé con mi amigo del Pentágono le pregunté sobre la investigación sobre Ferraro y el homicidio del prisionero iraquí.
Ferraro'nun tutsağı tutukladıklarında üzerinde bulduğu para.
- Sí, el que Ferraro le encontró... -... cuando lo agarró en una barrida.
- Ferraro bu adama iki gün arasız işkence etmiş, paranın kalanının yerini öğrenmek için.
Ferraro torturó a este sujeto por 2 días seguidos, tratando de descubrir dónde había escondido el resto del dinero.
Öyleyse Ferraro Iraklı'nın paranın yerini Porter'a söylemiş olabileceğini düşünüyor.
Bien, ¿ entonces Ferraro piensa que tal vez el iraquí le dijo a Porter dónde estaba el dinero...
Ondan hiç haberim yoktu, ta ki Ferraro beni Meksiko'dayken arayana kadar. Ailemin elinde olduğunu söyledi, parasını istediğini söyledi.
No sabía nada de eso hasta que Ferraro me llamó en México y me dijo que tenía a mi familia.
Ferraro burayı ıssız olduğu için seçti.
Ferraro eligió esa ubicación porque está aislado.
Ferraro'nun göreceği ilk yüz olmama izin ver. Belki o zaman Laurie'nin bir şansı olur.
Deja que yo sea la primera cara que vea Ferraro y tal vez Laurie tenga una chance.
Hep Geraldino Ferraro tarzı istemişimdir.
A mí siempre me gustó Geraldine Ferraro.
Bayan Ferraro?
¿ Mrs. Ferraro?
Geraldine Ferraro Amerika'nın İlk Kadın Başkan Yardımcısı Anita Hill'e inanıyoruz.
Orgullosamente acepto su nominación para vicepresidente de los Estados Unidos
Adamın adı Ferraro. Bu insan dövüşlerini salonunun dışında bir yerde yapıyor.
Este tipo llamado Ferraro, dirige esas peleas de humanos fuera de su gimnasio.
Geraldine Ferraro hakkındaki yazını okudum.
Leí tu artículo sobre Geraldine Ferraro.
Peki bu Ferraro. Karanlık Fae mi?
Así que el tal Ferraro ¿ es un Fae Oscuro?