Filme перевод на испанский
4,052 параллельный перевод
Ve sana önemli meseleler hakkında konuşabiliriz, mesela, hangi filme gidelim?
Y podríamos hablar de otras cosas importantes... como qué película iremos a ver.
- O filme bayılıyorum.
Me encanta esa película.
Ayılar neredeyse her zaman kendilerini filme çeken insanlardan kaçınır.
Los osos casi siempre evitan a la gente lo cual hizo que filmarlos fuera casi imposible.
Baban ve ben seni bir filme...
Bueno, tu padre y yo justo íbamos
Bu yüzden bu, sadece bu filme özgü değil.
Así que no es específica de esta película.
Uzay Macerası " filmi, benim iddiama göre kısmen filme alınan Apollo görüntüleri için bir araştırma ve geliştirme projesiydi.
De hecho, afirmo que 2001 : Una odisea del espacio fue, en parte, un proyecto de desarrollo e investigación para las imágenes filmadas para el aterrizaje del Apolo.
Sen hiç filme gitmezsin ki.
Pero si tú nunca ves nada.
Unutma, bütün hareketlerimiz filme alınıyor, bu yüzden etrafa bakarken birbirimizi kollayalım.
Recuerda, todos nuestros movimientos están siendo filmados, bueno, vamos a cubrirnos uno al otro mientras husmeamos
Evlenme teklifinin yapılacağı final bölümünde Melinda ve Danny'i filme çekmek için dışarıda.
Está en la zona grabando Melinda y Danny para el final de la cita de la propuesta.
Şu an beni filme mi alıyorsun?
¿ Me estás filmando?
Beni filme almayı bırak!
¡ Deja de filmarme!
Hank, filme çekmeyi bırak.
Hank, deja de filmar.
Bobby filme geç.
Bobby, ve al cine.
... hayır! eğer şu anda filme alıyorsan, kontrol et -
Si estás filmando ahora, asegúrate- -
Bu saçmalığı nasıl filme çekebiliyosun?
¿ Cómo puedes filmar eso?
Hadi, bence göle geri dönebilir, zihinlerimizi boşaltıp sevişebiliriz, hatta bunu filme bile çekebiliriz. Wow.
Vamos, creo que deberíamos meternos al lago y coger hasta el cansancio, y filmarlo para la posteridad.
+ 18 bir filme gidelim beraber, olur mu?
¿ Qué tal si te llevo a ver una película para adultos?
Madem Curtis karısının filme alınmasını istemiyordu o zaman altını değiştirmek için onu tekerlekli sandalyeden kaldırırken perdeleri açık bırakmayacaktı.
Si Curtis no quería que grabaran a su esposa desnuda no debió haber dejado las cortinas abiertas cuando le cambió el pañal.
Bayılmıştım o filme.
Amé esa película.
Britta Perry, savaşın yüce rezaletini filme dökmeye çalışıyor.
Britta Perry intenta capturar las absolutas miserias de la guerra en imágenes.
Britta Perry, bu anı filme dökerek ölümsüzleştirmek için oradadır.
Britta Perry está ahí para inmortalizar el momento en celuloide...
Neden galamızı lekelemeye çalışıyorsun?
¿ Por qué hablas basura de nuestro filme?
Filmin yönetmeni ve filme konu olan zavallı yavrucak yanımda.
Se me han unido el Director y el actor principal de este filme.
Bu filme bayılırım.
Me encanta esa película.
Bu geceki filme yalnız gideceğimden bahsediyorum.
Esto hablando de que voy a ir solo a ver la película esta noche.
Filme ne oldu?
¿ Qué pasó con la película?
- Aynen. Bayılırım bu filme.
Sí, amo la pelicula.
Geri gönderiyorum çünkü, yoluma tekrar devam edebilmem lazım. Resmen takıldım kaldım bu filme.
Lo que estoy haciendo, es enviarla de vuelta, para pedirla de nuevo estaba estancada.
Gecenin sonunda en çok parayı toplayan Pawnee mono-plex'de 2 filme bedava gitme hakkı kazanacak.
El que consiga una mayor cantidad de dinero esta noche ganará dos entradas para el cine de Pawnee.
Filmdeki en önemli sahne buydu, bir çarpışma sahnesi. Ve filme konmamıştı. Çünkü Yossi, bütün parayı alıp Paul Smith and Barneys'ten kıyafet almaya harcamıştı.
Ésa era la gran escena de la película, un choque, y no estaba en el filme... porque Yossi se gastó todo el dinero... en ropa de Paul Smith Barneys.
Hadi ama Çavuş, vatandaşlar 7 / 24 bizi filme çekiyor ve biz de onları filme çekiyoruz, şimdi de haberci lavuklar gelmiş herkesin birbirini izlemesini izliyor.
Vamos, Sargento, tenemos a los ciudadanos filmándonos 24 / 7, nosotros filmándolos, y ahora tenemos estos tenemos estos "reporteros" pajeros viéndonos a todos mirarnos unos a otros.
Bir polisin ölümünü filme almak mı istiyorsun? !
¿ Quieres grabar a un policía siendo asesinado?
Birlikte güzel bir filme gidelim.
Vamos todos a por una película fina
. : Çeviri :.
Un filme de Yoo Ha
Düşük belli kız sokak şarkıcısını filme alıyor.
La chica con pantalones de cadera baja filmando al hombre orquesta.
Sokak şarkıcısını filme alan rasgele bir insanı mı bulmak istiyorsun?
¿ Quieres encontrar a la desconocida que está filmando al hombre orquesta?
Filme çektiğiniz kızlardan biri olabilir diyorsun?
¿ Crees que podría haber sido una de las chicas a las que grabasteis?
O videoların hiçbirini ben filme almadım.
Bueno, yo no grabé ninguno de esos vídeos.
Sadece "Ben filme gidiyorum" dersin ve herkes ne demek istediğini anlar.
Dices, "voy al cine" y... todo el mundo sabe a lo que te refieres. Sí.
Ayrıca önden gidip kameraları kurabilirim böylece biz geçip giderken onlar filme çeker.
Yo también puedo adelantarme y colocar la cámara para que pueda filmarnos acercándonos a ella.
Her şeyi filme çekiyor aptallar değil mi?
Filman todo. Fuiste de compras, ¿ no?
Onun ya da ona benzer birinin atlamasını istedi,... bu sayede bunu filme alacak ve satabilecekti.
Él quería que ella o alguien como ella saltara, para poder filmar... -... y vender su cinta.
Siz kızları tatlı sözlerle kandırıp filme alıyor.
Os convence para sus películas.
Korku filmi yapacağım.
Haré un filme de horror.
'Grave Encounters'filminden bir adam.
Es un tipo del filme de "Grave Encounters".
filmin yönetmenlerinden birine ulaşmayı denedim... ya da filmde oynayan aktörlerden birine... Ama onlar hakkında herhangi bir bilgi bulamadım.
Intento ponerme en contacto con los directores o algunos de los actores o quien sea involucrados con el filme, pero no puedo encontrar ninguna información de ellos.
Filme geri dönelim.
Volvamos a la película.
- FİLME ALINMAYI SEVERMİSİNİZ?
- ¿ Te gusta ser filmado?
Unut geçmişi, anılar bu filme giremedi.
* Olvida lo que solía ser *
Gezimizi filme çekmeye gerek var mı?
Parece exótico. ¿ Debo meterme un tirito para el viaje?
- Filmdeki tek kötü şey buydu...
- Lo único malo con el filme...