Gags перевод на испанский
35 параллельный перевод
Esrikliği acaip espriler bulmasına neden oldu.
Y cuando estaba borracho inventaba sus gags más cómicos.
Gags binanın 20. katının penceresinden uçmuş.
Gags decidió saltar desde un 12 °.
Gags ikinci bir iş olarak Attaglia adına tefecilik yapıyormuş.
Gags hacía préstamos jugosos en la calle para un tal Attaglia.
Delirmişler, ve "güm". - Emanetimiz Gags'da mıymış?
- ¿ Había vendido nuestra mercancía?
Pencereden fırlarken Gags'in cebindeki para, senin parandı.
Tu dinero estaba en su bolsillo cuando saltó por la ventana.
- "Bu", Joe Gags.
- Hablo de Joe Gags.
Benim emanetimi taşıyordu.
Gags vendía mi mercancía.
Seni tanımıyorum. Gags denen soytarıyı da tanımıyorum.
No le conozco a usted ni a ningún payaso llamado Gags.
Gags'ın üzerindeki paramı buldun.
Ha encontrado mi dinero en Gags.
Malı Gags'e verdiğini söyledi.
Dijo que vendió la mercancía a Gags.
Gags'le görüşen?
¿ El contacto que tenía Gags?
- Gags'e verdiğin şu mal.
- La mercancía que le entregó a Gags.
Bu yüzden Gags'e "Bu adamla görüşmek istiyorum." dedim. Sana bunu söyledi mi?
Así que le dije a Gags : "Quiero conocer a este tipo". ¿ Se lo dijo?
Bir iki arsız şaka düşünmüştüm, peşinden de, "O Sadece Nalburun Kızıydı, " Ama Şaşılacak Kadar da Balıktan Anlardı " yı söyleyeceğim.
- Con un par de gags descarados, una canción tipo "Aunque solo era la hija del herrero, también sabía mucho de pescado."
Ben biraz daha karakter ağırlıklıyım, ve o da küçük esprilerin adamı.
Yo me dedico más a personajes y él a los gags.
Ben de espriler yaparım elbette.
Yo también hago gags.
- Ray beni tanıtacak ve çıkıp birkaç espri yapacağım, sonra diyeceğim ki "İş hayatında vurdumduymaz olmalısınız. " Çaycı da yönetici de olsanız, insanlar havanızı bozmak isteyecek.
Ray me presentará, haré unos cuantos gags, y entonces diré : "En los negocios hay que tener la piel dura, sean el chico de los cafés o el jefe, la gente intentará minar su espíritu y confianza".
O ana kadar komedi öğeleri kullanmamıştım.
Sin embargo, no podía tener gags.
Sana masal anlatmama gerek yok, Roy.
De todas formas, los gags no son para ti, Roy.
Böyle şakalara alışık olmalısın.
Perdone que haga uso de sus gags.
Eğlence haberleri. Yerel komedyen ve sandviç dükkanı sahibi Rick Wayne TGS'de siyahi bir adamla çalışması için bir Katolik tarafından işe alındı.
En las noticias de ocio, divertido dueño de una tienda local Rick Wayne ha sido contratado por un católico para aparecer en gags con un tipo negro.
Memişlerimi de görmek ister misin?
¿ Quieres ver mis tetas? -... Gags!
Neal birlikte takıldığınızı söylemişti.
Neal me contó que tú juntaste el equipo gags.
Onun şakalarından biriymiş gibi davrandım.
Bueno, solo lo descarté como uno de sus gags.
- Kurbanlarını cuma günleri kaçırıyor. Ağızlarını kapatıp kulak zarlarını deliyor.
Secuestra a sus víctimas el viernes los gags y perfora los tímpanos.
[Geyik]
[Gags]
Daha esprilerimiz bitmedi.
Tenemos algunos otros gags aquí, pandilla.
Kötü haberleri ona nasıl vereceğimi biliyorum Gags.
Sé cómo manejarlo si hay malas noticias, Gags.
Gags, işe koyulalım!
Gags, ¡ comencemos esto ya!
Demek istediğim, Gags hâlâ içerideydi.
Es solo... que Gags aún estaba adentro.
Beni Gags yapmış.
Gags me construyó.
O sıralar tempo düştüğü için geriye dönüş esprilerine sürekli zemin hazırlıyordum.
Me preocupaba tanto el ritmo que preparaba... a todas horas gags para el futuro.
Doğruyu söylemek zorundasın bu Mordecai'yi kaybetmek demek olsa bile.
[Tos, gags] Hay que decir la verdad, incluso si eso significa perder Mardoqueo.
Sokakta duyduğum gags'ı toplamaktaydım Ve onlara pub, kuruş bir süre satmak.
Yo solía coleccionar chistes que oía en la calle y se los vendía en el pub, a un penique cada uno.
- Ben kağıt satardım.
[tos ] [ gags ] [ tos] - Vendí papel.