Gitar перевод на испанский
3,733 параллельный перевод
Çünkü gitarı yok.
Su guitarra ha desaparecido.
Gitar burada değil.
No está aquí.
Bas gitarın amfisi için güç kaynağına ihtiyacımız var RitchterVox 95-A modeli.
El bajo necesita potencia para su amplificador, un RichterVox modelo 95-A.
Bir kaç gitar ve güzel şarkılar.
Guitarras y grandes canciones.
Tammy Wynette'in yaşadığı yer ve bu gitar?
¿ La tierra de Tammy Wynette y esta guitarra?
Ey, bass gitarı buraya yerleştirdi.
Podemos poner al bajista de este lado.
Gitar ve garanti belgeleri çantanın içinde.
Los papeles de origen y el seguro están en la funda.
Bazen bir gitar, sadece bir gitardır.
A veces una guitarra es solo una guitarra.
- Bu sadece bir gitar mı?
- ¿ Es solo una guitarra?
Sadece 50,000 Dolarlık bir gitar mı?
¿ Es solo una guitarra de 50.000 dólares?
Kim 50,000 Dolarlık gitar alır da "Teşekkür ederim" demeye zahmet bile etmez?
¿ Quién recibe una guitarra de 50.000 dólares y ni siquiera dice gracias?
Gitarı beğendin mi?
¿ Te gusta la guitarra?
Kalmasını istiyorum çünkü o şarkıda o gitarı çalmanı istiyorum.
- Quiero que lo hagas, porque quiero que la uses en esa canción.
- O gitarı g... sokarım!
- ¡ Cierra el pico!
İyi ki son üç senemi gitarı ağlatmayı öğrenmek için harcadım.
Está bien haber pasado los últimos tres años... aprendiendo a fliparlo con la guitarra.
Gitar çalıyorum.
Soy la guitarra principal.
Gitar çalmak için ellerimi korumam gerek.
Soy el guitarrista principal, tengo que cuidar mis manos.
Gitar çalabildiğini söylemiştin.
Oye, dijiste que podías tocar la guitarra.
Ya, toplantın esnasında gitar çalan adam gibi.
Sí, como un tipo que toca la guitarra en una reunión.
Gitar çalışın bana Link Wray'i hatırlattı.
El tono de esa guitarra me recuerda a Link Wray.
Gitar mı çalacaksın?
¿ Tocar la guitarra?
Bir çok insan, size gitar çalmayı kendi başlarına öğrendiklerini söyler.
Muchos tíos te dirán que han aprendido a tocar la guitarra ellos mismos.
Bu yüzden gitarı aldılar ve...
Así que cogieron la guitarra...
Adam için yaptığım tek şey.. ... gitar çalmasını öğretmekti.
Todo lo que hice por él fue enseñarle a tocar la guitarra.
Çoğu insan size gitar çalmayı kendi başlarına öğrendiklerini söylerler. Ama benim bir akıl hocam vardı ve bu adam inanılmazdı.
La mayoría te dirán que aprendieron a tocar ellos mismos, pero yo tenía un mentor, y... y el tipo era increible.
Çünkü şansa bak, bas gitarın tam da burada.
Porque justamente tenemos tu bajo... aquí mismo.
Hayır, ama gitar ile iyi başa çıkıyorsun.
No, pero seguro que puedes sostener una guitarra.
Modifiye araba sürüp, gitar çalıyor.
- Guinard. Conduce autos deportivos, toca la guitarra...
Gitar için başkasını bulmamız gerekebilir.
Seguro. ¿ Sabes qué? Tendremos que conseguir otro guitarrista principal.
Ayrıca gitar çalıyorum ve rock müziğini seviyorum.
También toco la guitarra... y me encanta la música rock.
Gitar Kulübünü ve Pop Müzik Kulübünü ezeceğim.
Va a ganar al Club de Guitarra y al club de música pop.
şarkısı ile Gitar Kulübü.
por el Club de la guitarra.
Çelik parmaklık ile gitar çalardı. Kimse yapmamıştı bunu.
Tocaba la guitarra de cuello de botella, eléctrica, y nadie más lo hacía.
Gitar çalmak, caz söylemek birden bire yetersiz gelmeye başlamıştı.
De pronto, solo tocar la guitarra, tocar blues, ya no era suficiente.
Nereye gidersek gidelim Keith ve ben sürekli bir yerde oturup gitar çalıp şarkı yazmaya çalışırdık.
Cada momento que pasábamos juntos, Keith y yo nos sentábamos con las guitarras intentando componer.
Benim asıl ilgilimi çeken biriyle beraber gitar çalmaktır.
Para mí, el verdadero interés de tocar la guitarra es tocarla con alguien más.
New York'a sırtında gitarıyla tek giden kişinin sen olacağını mı sanıyorsun? Tamam.
¿ Y crees que serás el único tío con una guitarra que se baja del avión en Nueva York?
Belki de gitar çalmamdan ürküp gitmiş olabilirler.
Y yo que pensaba que mi guitarra estaba asustando a la gente.
Bu kafe senin için neyse gitarım da benim için öyle.
Esta cafetería es para ti lo que esta guitarra para mí.
Gitarımı satmak istiyorum.
Quiero vender mi guitarra.
New York'u görme şansım olmayacaksa en azından orayı gitarım görecek.
Bueno, ya que nunca pude ir a Nueva York, por lo menos que lo haga mi guitarra.
Gitarımı sattım.
Vendí mi guitarra.
Gitarını gidip geri al Felipe.
Ve a recuperar tu guitarra, Felipe.
Onun arabasını hurdalıkta aramaya gittin ama bula bula adı Angelo Sorrento olan eşcinsel bir Dj'nin gitar penasını buldun.
Y buscaste su coche en un depósito de chatarra... pero todo lo que encontraste fue una púa de guitarra... que pertenecía a un dj gay llamado Angelo Sorrento. La púa de guitarra... pertenecía a mi Angelo y el Angelo gay... No, no.
Ama sesinizi daha güzel toplasın diye bir gitar daha eklemek istiyorum.
Aunque me gustaría añadir a otro guitarrista, para mejorar un poco más vuestro sonido.
Biliyorsun, ben de gitar çalıyorum.
Pues sabes... yo toco la guitarra.
- Gitarı güzel çaldın.
Buen trabajo de guitarra.
Charlie Hayward'ın, "Laid back" şarkısında bass gitar çaldığını biliyor muydun?
¿ Sabías que Charlie Hayward tocó el bajo en "Laid Back"?
Gitarını ödünç alabilir miyim?
¿ Puedo coger prestada tu guitarra?
Evet, gitar...
Sabes...
Gitarı bulursan o zaman belki Soon Yi seni sever.
¿ Quién sabe? Puede que te quiera un poco gracias a eso.