Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ H ] / Habib

Habib перевод на испанский

242 параллельный перевод
Haydi gidelim, Habib.
Vamos, Khabib.
Habib.. neden leylekleri öldürdüler? ... neden..?
Khabib, ¿ por qué han matado a la cigüeña?
Habib, Habib! Uyan!
¡ Khabib, despierta!
Benim adım, Habib.
- Yo, Khabib.
Gülce, Habib!
¡ Gulcha! ¡ Khabib!
Peki ya senin, Habib?
¿ Y tú, Khabib?
Sen çok iyisin, Habib.
Eres muy amable, Khabib.
Rahman Habib. O şifre katibidir, Komiser.
Es un empleado ejemplar, teniente.
Notlara bakayım. Bu Rahman Habib kasaya ulaşabilecek biri mi?
¿ Rahman Habib tenía acceso a la caja fuerte?
Rahman Habib bu Konsolosluğun yaklaşık 11 yıldır güvenilir bir çalışanı olmuştur.
Rahman Habib ha sido un empleado de confianza de esta legación por casi 11 años.
Onların tanısı Habib'in bu fotosuna uyabilir.
Su descripción coincidiría con esta foto de Habib.
Rahman Habib adında birinin nerede olduğunu araştırıyorum.
Averiguo el paradero de Rahman Habib.
Habib?
¿ Habib?
Unutma, Habib, bir saat.
Recuerda, Habib, una hora.
Seni temin ederim, Habib, yakın zamanda adın Suari caddelerinde yüksek sesle anılacak.
Déjame asegurarte, Habib, que en unos días tu nombre será vitoreado en la calles de Suari.
Habib.
Habib.
Adı Habib'di.
Su nombre era Habib.
Rahman Habib yalnızca bir hırsız değil, aynı zamanda bir haindir.
Rahman Habib no sólo era un ladrón sino también un traidor.
Komiser Kolumbo, Habib'in üstündeki 10,000 $'ın nereden geldiğini belirlemenin kolay bir yolu var.
Teniente Columbo, hay una manera muy simple de determinar el origen de los $ 10,000 encontrados en el cuerpo de Habib.
Evet, efendim, Bay Habib'in gözlüğü.
Sí, señor, los lentes del Sr. Habib.
Habib aslında onlar olmadan çaresizdi.
Habib era virtualmente discapacitado sin ellos.
Birinin bu gözlüğü Habib'in üzerine yerleştirmesi gerekiyordu.
Alguien tuvo que colocar estos lentes en el cuerpo de Habib.
Habib tutuklandığında, kendisiyle işbirliği yapanları teşhis edebilirdi.
Una vez que Habib fuera detenido identificaría a quienes conspiraron con él.
Demek, Rahman Habib pasaportu alabilecek durumda idi.
Así que Rahman Habib pudo haber tomado el pasaporte.
Biliyor musunuz, 10,000 $'ın etrafındaki bandajı, Habib'in üzerinde bulduğumuzu.
Ya sabe, la que estaba envuelta sobre los $ 10,000 que encontramos en el Sr. Habib.
Her neyse, Habib'in 10,000 $'ının yine de senin kasandan gelmediği ortaya çıktı.
De cualquier manera, parece que los $ 10,000 del Sr. Habib no provenían de su caja fuerte, después de todo.
Rahman gibi küçük bir veznedar, soygundan elde etmedikçe, 10,000 $'ı nereden bulur?
¿ Dónde conseguiría un empleado menor como Rahman Habib $ 10,000 a menos que fueran robados?
Sanırım Bay Habib masum bir kurbandı.
Creo que el Sr. Habib fue una víctima inocente.
Sözgelimi, Habib'in New York'ta hiç kalmak niyetinde olmadığı bir otel odası ayırttığını nasıl açıklarsın?
Por ejemplo, ¿ cómo explica el hecho de que Habib hizo una reservación de hotel en Nueva York la cual obviamente nunca usaría?
Oh, Bay Habib hiç yer ayırtmadı.
El Sr. Habib nunca hizo esa reservación.
Evet, efendim. Fakat Bay Habib o yeri ayırtamazdı.
Sí, señor, pero el Sr. Habib no pudo hacer esa reservación.
O günün 02 : 30'unda Bay Habib şifre odasında kilitliydi.
A las 14 : 30 de ese día, el Sr. Habib estaba en la Sala de Códigos.
Öyleyse Bay Habib bu yer ayırtma işlemini yapamazdı.
Así que el Sr. Habib no pudo hacer esa reservación.
Tek söylediğim burada Konsoloslukta biri kasayı soydu, Bay Alafa'yı öldürdü, ve onu Bay Habib'in üzerine yıkmağa çalıştı.
Lo que digo es que alguien de la legación robó la caja fuerte, asesinó al Sr. Alafa, y quiso inculpar al Sr. Habib.
Çünkü Bay Habib devreden çıkarılmakla, önümde büyük bir işin olduğunu hissediyorum.
Porque con el Sr. Habib libre de toda sospecha siento que tengo mucho trabajo por delante.
Bakın, Suarian Konsolosluğundaki kayıtlara göre, Bay Salah'ın Rahman Habib öldürüldüğü sırada kendi özel ikametinde olduğu doğrudur.
Miren, es verdad que según las grabaciones de la legación suariana el Sr. Salah estaba en su oficina ejecutiva al mismo tiempo que Rahman Habib fue asesinado.
Rahman Habib.
Rahman Habib.
Sen sadece kasayı soymakla kalmadın, Yusuf Alafa ile Rahman Habib'i de öldürdün.
No sólo robó la caja fuerte sino que mató a Youseff Alafa y a Rahman Habib.
Saat 03 : 55'te şu Habib denen adamla bu düzmece telefon konuşmasını sahneledin ve bu sana bir tanık sağladı.
A las 3 : 55, usted fingió esta falsa conversación telefónica con Habib y eso le dio una coartada.
Habib'le buluşup, onu öldürmek için bu şekilde Canyon Road'a ulaşabildiniz.
Así fue como pudo llegar hasta la ruta Canyon para encontrarse con Habib y asesinarlo.
Bu nedenle, ben arabamı benzin istasyonundan Habib'in öldürüldüğü yere kadar sürdüm ve geri benzin istasyonuna döndüm.
Así que, conduje mi propio coche, desde la estación de servicio hasta donde había sido asesinado Habib, y volví a la estación.
Habib baba üniformayla ne kadar yakışıklı olmuş, bakın çocuklar.
Niños, miren lo atractivo que se ve papito con en el uniforme Habib.
Merhaba, Habib.
Pues bien, hola, Habib.
Peygamberin lütfü seninle olsun, Habib.
Puede el profeta sonreirle a usted, Habib.
Çalışma, çocuklar. Habib gömlekleri.
El trabajo, los niños, las camisas Habib.
Habib öldü.
Habib está muerto.
Yaşasın yeni Habib.
Larga vida a Habib.
Habib isimli erkeklere bayılırız.
Nosotras amamos a los tipos llamados Habib.
Onlara üç "Habib" ler demeyi seviyorum.
Me gusta llamarlos "los tres Habibs".
Hepimizin ismi Habib.
Todos nos llamamos Habib.
Adını nasıl telaffuz ediyorsunuz?
Rahman Habib.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]