Hayvanat bahçesi перевод на испанский
946 параллельный перевод
Söylesene, bu ne demek oluyor, yüzen bir hayvanat bahçesi mi?
¿ Qué es ésto? ¿ Un zoológico flotante?
- Bence hayvanat bahçesi işletiyoruz.
- Me parece un zoológico.
Hayvanat bahçesi... parkın içindeydi.
El zoológico... Sí, claro, está en el parque.
Yanlış bilgilendirilmişsin. Burası hayvanat bahçesi değil!
¡ Éste no es el zoológico!
Alo. Hayvanat bahçesi mi?
¿ Es el zoológico?
Söylesene böyle bir suratı hayvanat bahçesi dışında bir yerde görebilir misin?
Oye, ¿ viste alguna vez una cara como esa fuera de un zoo?
Mesela bugün, bodrumda bir hayvanat bahçesi yapmışlar, ve hepsi birer hayvan olmuşlar.
Hoy estaban en el sótano jugando al zoológico... y eran todos animales.
Ben aşağı indiğimde, Hayvanat bahçesi görevlisi, Homer...
Bajo y Homer es el guarda.
Ben hayvanat bahçesi sevmem, ya sen?
No me gusta el zoológico, ¿ a ti sí?
Burası kışla. Hayvanat bahçesi değil.
Soldado, esto es un puesto militar, no un zoo.
Alo, Griffith Park Hayvanat Bahçesi, Yılan Bölümü, buyurun. Alo?
Parque zoológico, sección de reptiles.
Kendime küçük bir hayvanat bahçesi bile açabilirim.
He pensado hacer una colección.
Sonraki durak Bronx Hayvanat bahçesi.
Próxima parada, zoo del Bronx.
Bunun, Dorgenbeck ve Chicago Hayvanat Bahçesi siparişlerini geciktireceğini biliyorsun, değil mi?
Esto retrasará el pedido de Dorgenbeck y el del zoo de Chicago.
- Hayvanat bahçesi mi?
- ¿ El zoo?
Victoria Memorial, Whiteway Laidlaw Hogg Market, hayvanat bahçesi, Fort William...
Bueno, está el Victoria Memorial, el zoo, Fort William.
Sizi nadir örümcekler üzerine yaşayan en büyük otorite olarak refere eden Regents hayvanat bahçesi yöneticilerini tanıyorum.
Los directores del Zoo de Londres lo consideran una eminencia en el estudio de las arañas raras.
Hayvanat bahçesi nerede?
¿ Dónde queda el zoológico?
Hayvanat bahçesi işindeki herkes Frenchy Delacourt'un adını bilir.
No se puede trabajar mucho tiempo en un Zoo,... sin oír hablar de Frenchy Delacourt.
Hayvanat bahçesi müdüründen bir mektup.
Tenga, es una carta del director del zoo.
İtalyan malının sahibi Basle hayvanat bahçesi.
La importación italiana que viste fuera pertenece al zoológico de Basilea.
Dünyanın her yerinde evlerimiz var, ama en sevdiğim kendi hayvanat bahçesi olan Deauville'deki yazlığımızdı.
Tenemos casas por todo el mundo, pero mi favorita era una de verano en Deauville con zoo propio.
Ve oraya vardığımızda kendi hayvanat bahçesi olan... güzelim bir şato..... alacağız.
Y cuando lleguemos, compraremos un precioso castillito... Con su propio..... zoo.
Cehennemdeki bir hayvanat bahçesi gibi görünüyor.
Parece un zoo infernal.
"HAYVANAT BAHÇESİ" BÖLÜM I
"LA COLECCIÓN DE FIERAS" 1 ª PARTE
Şurada Regent Parkı var. Hayvanat bahçesi burada.
Regent " s Park está ahí mismo, ahí está el zoo.
Üzgünüm ama bence onu kabul edecek bir hayvanat bahçesi bulmak zorundasın.
Lo siento, pero creo que deberían buscar un zoológico que la quiera.
Adım gibi eminim, ona bir ay içinde çok güzel bir hayvanat bahçesi bulacağız.
Seguro que podremos encontrar a un zoológico que la quiera en un mes.
Acele et, hayvanat bahçesi birazdan açılacak.
Apúrese, el zoológico abrirá enseguida. Los alemanes están por todos lados.
"HAYVANAT BAHÇESİ" BÖLÜM II
"LA COLECClŐN DE fieras" 2ª PARTE
Kafesteyim, bir hücre, bir çeşit hayvanat bahçesi gibi.
Estaba en una celda, en una especie de zoo. Debo de estar ahí todavía.
Kafeste ve tutsak bir hayvanat bahçesi yaratığı olarak mı?
¿ Como un prisionero, enjaulado, como un ejemplar de un zoo?
Hayvanat Bahçesi'ne gidebilir miyim?
¡ Llévame al zoo!
Buluşacakları son gün gelmişti nihayet. Saat 2'de Hayvanat Bahçesi'nde.
Finalmente llegó el día de su último encuentro.
Cinzano, hayvanat bahçesi.
El Cinzano, el zoo...
Hayvanat bahçesi bekçisi değil.
- No es un carcelero. - ¿ No?
Üç okul, iki restoran ve bir hayvanat bahçesi ziyaret ettim.
He visto tres escuelas, dos restaurantes y un zoológico.
Çok hayvanat bahçesi gezdim.
He visitado muchos.
Bazen yemekten sonra Central Park Hayvanat Bahçesi'ne gidip yarım saat aslanları çiziyor.
A veces, después de almolzar, va al zoo de Central Park y dibuja leones durante media hora. Solo leones, ¡ dios mio!
Hayvanat bahçesi, şempanzelerin diğer maymunlar gibi vejetaryen olduğunu söyledi, efendim.
El zoo me ha informado de que todos los simios son vegetarianos, señor.
Talihsiz bir kaza sonucu, bir tanesi bu sabah Los Angeles Hayvanat Bahçesi'nde öldü.
Por desgracia, uno ha sufrido un accidente en el zoo de Los Ángeles.
Hayvanat bahçesi mi?
¿ Zoo?
Ben hayvan psikiyatristiyim ve bu iki maymun Los Angeles Hayvanat Bahçesi'ne getirildiklerinden beri benim sorumluluğumdalar.
El psiquiatra de animales responsable de estos dos simios desde su llegada al zoo de Los Ángeles.
Hayvanat bahçesi.
El zoológico.
- Los Angeles bir sirk değil, bir hayvanat bahçesi.
- Los Ángeles no es un circo. Es un zoo.
yada hayvanat bahçesi, müze, neresi olursa!
Podemos ir al zoo o al museo.
Fakat, Sayın Vali, her genel ve özel hayvanat bahçesi, polis tarafından aranmıştı. Ve benimkinin de dahil olduğu tüm sirkler.
Pero Sr. Gobernador, todo zoológico fue registrado por la policía, y todo circo, incluyendo el mío.
Hayvanat bahçesi dönüşündeler.
Tomando el desvío Zoo Drive.
Onu yılda bir kez hayvanat bahçesi ve sirke götürüyorum.
La saco una vez al año, al zoo o al circo. Perdona.
Hayvanat bahçesi dışında bir kaplan göreceği hiç aklına gelmemiştir herhalde.
Sólo los habrá visto en el zoo...
Hayvanat bahçesi gibidir.
¡ Es como un zoologico!