Hücum перевод на испанский
1,717 параллельный перевод
Artık hızlı hücum oynayacağız.
Desde ahora se corre y se tira.
Bugün çalışmamız gereken birkaç hücum taktiği var.
He pensado unas jugadas de ataque.
aşılmaz bir savunma saldırgan bir hücum.
Una defensiva infranqueable una ofensiva agresiva.
Enerjiyle besleniyor. Ford şanslı, yani ne kadar çok beslenirse o kadar çok büyüyor. Büyüdükçe de, daha fazla hücum ediyor.
Se alimenta de energía, Ford tuvo suerte, quiero decir, que cuanto más se alimenta mayor se vuelve, se carga más... y más mortal será.
Altına hücum edeceğiz.
Vamos por el oro.
Savunmasız birine hücum etmek, ve onu öldürmek...
Atacar a alguien que está indefenso y matarlo...
Hücum!
¡ Ataquen!
Bütün kırmızı birimler, hücum!
¡ Todas las unidades rojas, avancen!
Hücum!
¡ ATAQUEN!
Hücum!
¡ A la carga!
James Dean, Brando, Vahşi Hücum.
James Dean, Brando, The Wild One.
- Hücum faul.
¡ Carga!
Hücum faul.
Carga ofensiva.
Ama Buck Weston Tigers'ın hücum planını çözmüş.
Pero Buck Weston descubrió una defensa.
Biletleri hücum satiyor ama maçi savunma kazaniyor.
Ataque vende entradas, defensa gana partidos.
Şimdi eminim ki hepiniz antremanda hücum çalışmadığımız için endişeleniyorsunuz.
Sé que están preocupados porque no trabajamos nuestra ofensiva en la práctica.
Günün spesiyali : Hücum.
El sabor de hoy : ofensiva.
Savunma, ya da hücum.
defensa o ataque.
- Tartlara hücum!
- ¡ Usen las tartas!
Ve işte Knauer ve gardiyanların o büyük hücum takımı geliyor.
Y aquí viene Knauer y esa gran unidad ofensiva de los guardias.
İlk hücum hakkında, Crewe atışı yapıyor.
En el primer down, lanzará Crewe.
Şimdiye kadar gördüğüm en garip hücum serisinden sonra gardiyanlar hücuma geçecekler.
Y los guardias toman el control luego de la serie de ofensivas más rara que vi.
Ve bu daha ilk hücum hakkı!
¡ Y anotan el primero!
Kendi hücum hattından Crewe'a bir mesaj gibi görünüyor.
Pareció un mensaje para Crewe de su línea ofensiva.
Hücum hattının gerisinde bir karmaşa var.
Se formó una pila en el campo.
- Kaleye hücum etmeye hazırlanıyorlar.
- Están a punto de asaltar la comisaría.
AK-47 hücum tüfeği Melek Kral'dı.
El rifle de asalto AK-47 era el "rey ángel".
Dünyanın en popüler hücum tüfeğidir.
Es el rifle de asalto más famoso del mundo.
Hayır, günümüzde savaş kurbanlarından onda dokuzu hücum tüfekleriyle ve küçük silahlarla vuruluyor. Seninkiler gibi.
No, nueve de cada diez víctimas de guerra... mueren a causa de fusiles de asalto y pequeñas armas como las suyas.
Üç yüz roketatar. Beş yüz hücum tüfeği ve sekiz yüz el bombası.
300 RPG, 500 rifles de asalto y 800 granadas.
Mükemmel hücum ve zafer.
Un perfecto, apoderamiento hostil.
Kralın yüzbaşısı her zaman ileri doğru hücum etmeli.
Un consejero de la guardia del Rey siempre debe presionar hacia delante.
Eğer pornografide fazla akıl varsa kanın tümü beynine hücum ediyor ve ereksiyonu kaybediyorsun.
Si se vuelve muy inteligente toda la sangre corre hacia el cerebro, y se pierde la erección.
Kuraldışı bir hücum pası dışında kusursuzdun diyebilirim.
Aparte de intentar conquistarme, perfecto. Felicitaciones.
.hücum hattına gönderiyor ama karşıIanıyor.
Lanza el balón, pero lo interceptan.
New York's maçta üçüncü kez hücum ediyor.
Nueva York tiene el balón por tercera vez.
Hücum!
¡ Carga!
Sapık denebilecek bir sürü tip 42nci caddeye hücum etmişti ve bundan şikayetçiydik.
Muchos pervertidos vienen a la calle 42... y ha habido quejas.
Hücum!
Ataquen.
Ben, SS Hücum Kıtası Komutanı Rolf Kessel.
Soy el Obersturmführer Rolf Kessel de la SS.
Ruslar da hava saldırısıyla çakışacak bir hücum hareketi ayarladılar.
Y los rusos coordinaron una ofensiva para coincidir con el ataque.
F-14 hücum kuvveti güvertede, efendim.
Fuerza de ataque F-14 sobre cubierta, señor.
Hücum!
Cargad!
Hücum!
Cargar!
Ama ölmeden önce parazitler beyinlerini yer ve hepsi kafayı sıyırıp hastanelere hücum eder.
pero antes de morir, los parásitos comen sus cerebros. y ellos se vuelven completamente locos, y ellos irrumpen el hospital.
Görünüşe göre, muazzam 4400 altınına hücum sona erdi.
Parece que la gran mina de oro de los 4400 se ha terminado.
Görünüşe göre, muazzam 4400 altınına hücum sona erdi.
Es como si la gran mina de oro de los 4400 se terminara.
Oscar hücum botunda timsah gözcüsü olarak Vietnam'da görev yapmıştı.
Oscar había estado en Vietnam como observador de cocodrilos.
Dar, kısıtlı veya yüksek mevkideki yerlere ya da insanları girmesi çok tehlikeli bölgelere hücum etmek için yapılan mini bir helikopterdir.
Es un mini-helicóptero diseñado para asaltar zonas estrechas o elevadas. O zonas de riesgo para el ser humano.
Hücum!
¡ Agresión! ¡ Agresión!
Hayır, benzin bir uca hücum etmiş.
No, no. La gasolina se va para otro lado.