Ibrahim перевод на испанский
848 параллельный перевод
Omzunun üstünde beyaz bir güneş şemsiyesiyle Şeria İbrahim Paşa'nın yanında dolaşmak.
Paseando por Sharia Ibrahim Pashá con una sombrilla al hombro.
Monasır'lı Şeik Ali İbrahim. Allah önünde arkadaşımsın.
Jeque Ali Ibrahim, del pueblo Monassir.
Şeik Ali İbrahim'in kaçtığı bu sabahtan beri hiç haber yok.
El jeque Ali Ibrahim escapó esta mañana y desde entonces no se tienen noticias.
Monasir halkı lideri Şeyh Ali İbrahim.
Sheikh Ali Ibrahim del pueblo Monassir.
Şeyh Ali İbrahim arkadaşım ve büyük emir, Muhammed el-Hayır, beklenen gerçek Mehdi olarak beni tanıdığını kabul etti.
Sheikh Ali Ibrahim ha sido convencido por mi amigo y gran emir, Mohammed el-Kheir, para reconocerme como el Esperado, el auténtico Mahdi.
İbrahim, İshak ve Yakub, yüksek insan ahlakının... ve asaletinin muteber kişilikleri olmuşlardır.
Abraham, Isaac y Jacob fueron considerados... pilares de la más alta moralidad y nobleza humana.
Edward'ın oğulları İbrahim'in koynunda yatıyor * karım Anne ise bu dünyaya "İyi geceler." dedi.
los hijos de Eduardo descansan en el seno de Abraham, y Ana, mi esposa, ha dado ya las buenas noches a este mundo.
" Ve Tanrı Sarah'ı ziyaret etti ve Tanrı'nın İbrahim'i ikna etmesi için kullandığı şeyleri getirdi ve ona şunları dedi :'İbrahim.'
'Y el Señor visitó a Sara y quiso probar a Abraham y llorando le dijo a Abraham':
- " İbrahim sabah erkenden kalktı yanına oğlu İshak'ı aldı, yakmalık sunu için odun yardıktan sonra Tanrı'nın kendisine belirttiği yere doğru yola çıktı.
Y Abraham se levantó por la mañana temprano partió la leña para el sacrificio y fueron al lugar que Dios le había dicho.
Üçüncü gün İbrahim gideceği yeri uzaktan gördü.
Al tercer día alzó Abraham sus ojos, vio el lugar y llegaron al lugar que Dios les había dicho.
İbrahim bir sunak yaptı, üzerine odun dizdi oğlu İshak'ı bağlayıp sunaktaki odunların üzerine yatırdı.
Abraham construyó un altar ató la leña y obligó a su hijo Isaac atándole, a ponerse encima del altar.
Tanrı İbrahim'i durdurdu.
Dios detuvo a Abraham.
İbrahim'in Tanrı'sı, çocuğumu koru, sana hizmet için yaşasın.
Dios de Abraham, pongo a mi hijo en tus manos, para que viva bajo tu servicio.
İbrahim'in Tanrı'sı, Yüce Tanrı.
- ¿ Qué Dios? El Dios de Abraham, el Dios Todopoderoso.
İbrahim'in Tanrı'sı oğlumu bir amaç için seçtiyse, Musa bunu öğrenecek ve yerine getirecektir.
Si el Dios de Abraham tiene un propósito para mi hijo, llegará a conocerlo y a cumplirlo.
İbrahim'in Tanrısı.
Dios de Abraham.
Siz Bedevi'ler İbrahim'in tanrısını tanır mısınız?
Udes, beduinos, ¿ conocen al dios de Abraham?
İbrahim pek çok ulusun atasıdır.
Abraham es el padre de muchas naciones.
Tanrı, halkı kurtaracağına dair İbrahim'le akit yaptı.
Dios hizo un pacto con abraham en el que Él liberaría a la gente.
İbrahim'in Tanrı'sı, İshak'ın Tanrı'sı ve Yakup'un Tanrı'sı.
El Dios de Abraham, el Dios de Isaac y el Dios de Jacob.
İbrahim'in Tanrısı!
¡ Dios de Abraham!
İbrahim peygamber bir kurbanlık kuzu istiyor.
Aquí está Abraham cuando pide el sacrificio del cordero.
Ben, İbrahim'i sandviç ısmarlayan biri gibi gösteren o dahiyim.
Soy el genio que hizo que Abraham pareciera que pedía un sándwich.
İbrahim'in kurban hikayesini de hatırlıyor musun?
¿ Recuerda la historia del sacrificio de Abraham?
Kendi kendinize, "biz İbrahim'in soyundanız" diye düşünmeyin.
"Somos los hijos de Abraham".
Tanrı, İbrahim'e şu taşlardan çocuk yaratacak güçtedir.
Pues yo les digo que Dios aun de estas piedras... puede sacar hijos de Abraham.
"Ben İbrahim'in, Yakup'un ve İshak'ın Tanrısı'yım."
"Yo soy el Dios de Abraham, el Dios de Jacob y de Isaac."
Tanrı Emanuele Wald Luzzati'nin ruhunu kutsasın. İbrahim, İshak ve Yakup'la beraber olmayı nasip eylesin.
Dios bendiga el alma de Emanuele Wald Luzzati y las de todos los que descienden de Abraham, Isaac y Jacob.
Artık adın Abram olmayacak fakat adın İbrahim olacak.
Tu nombre ya no será Abram. Ahora te llamarás Abraham.
İbrahim'in, Tanrı'nın sözüne inanmaması mümkün mü?
¿ Acaso Dios habla y Abraham no le cree?
Ve İbrahim Tanrı'nın vaadini bekledi.
Y Abraham esperó que se cumpliera.
Üç yıl geçti ve iki yıl daha geçti ve Sara ve İbrahim yaşlandılar.
Pasaron tres años, y luego dos más y Sara y Abraham envejecían.
Yapmakta olduğum şeyi İbrahim'den gizleyecek miyim?
¿ Debo esconder a Abraham... ... lo que voy a hacer?
Sara'nın çocuk emzireceğini İbrahim'e kim derdi?
¿ Quién iba a decirle a Abraham... ... que Sara amamantaría a un hijo?
Ve çocuk büyüdü ve sütten kesildiği günde İbrahim büyük bir ziyafet verdi.
Y el niño creció y Abraham dio un banquete cuando Isaac fue destetado.
Ve Tanrı İbrahim'e dedi ki :
Pero Dios le dijo a Abraham :
Ve İbrahim onu gönderdi ve o da yola çıktı Beer-şeba çölünde dolaştı.
Y Abraham la despidió, y ella se alejó y vagó por el desierto de Beersheba.
O da babam İbrahim'in babasıdır.
... cuyo hijo es Abraham, mi padre.
İshak, İbrahim'in oğlu.
... Isaac, hijo de Abraham,...
İbrahim İbrahim.
Abraham... ¡ Abraham!
Ve üçüncü günde İbrahim gözlerini kaldırdı ve uzaktan o yeri gördü.
Al tercer día, Abraham alzó los ojos y vio de lejos el lugar.
İbrahim.
¡ Abraham!
- Ali İbrahim!
Ali Ibrahim.
İbrahim!
Ibragim!
Bu İbrahim'in cübbesi!
Esa es la ropa de lbragim!
Zavallı İbrahim!
Pobre lbragim!
Böylece İsa Mesih seni kabul eder ve melekler İbrahim'in yanına kadar gitmene rehberlik ederler.
¿ Puede Cristo que te llamó recibirte ahora? y que los ángeles te conduzcan hacia tu amigo del alma Abraham.
Hz. İbrahim'in deyişi gibi,
Como dijo Abraham,
Ya İbrahim ve Musa?
y Abraham y Moisés?
Benimle Hz. İbrahim'le konuştuğu gibi konuştu. Şöyle dedi :
Habló conmigo como habló con Abraham.
Hz. İbrahim, Hz.
Con Abraham, Adám, con rabos...