Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ I ] / Ihop

Ihop перевод на испанский

104 параллельный перевод
Mezuniyetini IHOP'ta * birlikte kutlamışlar. Ta ki oradaki tiplerden biri Janet'a uygunsuz bir laf edene kadar.
Celebraron su graduacion en el Ihop él conoció a una chica, su nombre no era bonito.
"Eşilerini * IHOP'taki Garson Kızlar İçin Terk eden Adamlar" Geraldo'da.
"Hombres que dejan a sus esposas por camareras IHOP" está en Geraldo.
Hastaneden döndüğümüzde saat 8'di.
Cuando regresamos del IHOP, eran las 8 : 00.
Yalan söylediğim ve IHOP'a yemeğe götüreyim dediğim için halen benimle konuşmuyor.
Ella todavía no me habla por mentirle diciendo que ibamos a la pastelería.
Dürümden bahsetmişken elimde yemek kuponu vardı ama kimseyle paylaşmayacağım sanırım.
Hablando de un cerdo en una manta tengo un cupón de IHOP aquí y no voy a compartirlo con nadie.
Hayır, Bunu IHOP'da iken öğrendiğim iyi oldu.
No, solo es algo bueno que sé de cuando hicimos lo del IHOP.
Daha fazla IHOP yok.
No más IHOP.
Önce o kaynayan kızlarla dans etmedin, sonra IHOP'ye gittik ve kızlar daha da sıcaktı ama sen kayboldun.
Primero no quisiste bailar y cuando las candidatas estaban a punto, desapareciste.
Yakında IHOP'taki çarşamba gecesini ve Karaoke'deki Cuma gecesini unutacaksın. Bu arada bugün bana bir araba çarptı.
Pronto te olvidaras sobre el miercoles a la noche en IHOP... y el viernes a la noche en karaoke y he chocado el auto hoy.
Çarşamba günü IHOP yerine oraya gidelim mi?
Podemos ir el miercoles en ves de IHOP?
Ama Çarşamba günü IHOP günüdür.
Pero el miercoles es IHOP.
Evet, ama Çarşamba IHOP günüdür.
Si, pero el viernes es IHOP.
Ben IHOP'taki gibi Fransız gözlemesi istiyorum.
Quiero Panqueques a la Francesa, como en IHOP.
Aynısını istiyorum. IHOP'taki gibi.
Justo iguales a las que tienen en IHOP.
Uyuyamadığı zamanlarda göbeğini okşayıp ona bir iki masal anlatırsanız veya IHOP mısır gevreği verirseniz işe yarayabilir.
A veces, si la acarician con cariño... y luego le cuentan dos historias... y le dan la mitad de un IHOP... entonces ella se duerme.
Yarım parça IHOP mısır keki.
Mitad de un IHOP.
Red Lobster sert bir hip-hop çı.
"Red Lobster" es el "IHOP" de los mariscos.
Aslında IGE'de kahve iyidir.
Aunque el café es bueno en IHOP.
IGE'indeki kahveyi seviyor musun?
¿ Te gusta el café de IHOP?
Orada içtim ve beğendim.
Me gusta el café de IHOP.
IGE kahvesini severim.
Me gusta el café de IHOP.
Evet IGE'deki kahve iyidir.
Sí, el café de IHOP es bueno.
Yıllardır Ihopta çalışan birini işe aldım.
Bueno, hoy viene el nuevo cocinero. Ha trabajado unos años en IHOP, y es muy bueno.
Haydi, Uluslarası Krep Evi'ne gidelim.
Vamos al restaurante IHOP.
Bunları IHOP'tan almış.
¡ Este lo tomó de "I HOP"!
Evet, IHOP'u severdi.
Sí, él amaba "I HOP".
Hardee's var. KFC var, IHOP var...
Tienes el KFC, el IHOP.
Hey, siz IHOP'a gitmek ister misiniz?
Hey, chicos queréis ir a IHOP?
Hey Jake, tek bacaklı kızların IHOP'ta çalışma esprisini babana da anlatsana.
- Jake cuéntale a tu padre de las negras de National Geographic.
Mezuniyetini IHOP'ta kutladılar, ta ki şehirli biri Janet'e pek hoş olmayan bir şey söyleyene kadar.
Celebraban su graduación en el IHOP hasta que alguien le dijo algo a Janet. No sé, algo no muy lindo.
Gözleme Çiftliği, IHOP'un canına okur.
Waffle Ranch es mucho mejor que IHOP.
Anılarımızda bir yolculuk yapıyoruz ayrıca her 450 km'de bir IHOP ve Chevron istasyonu var.
Es un viaje por los recuerdos... además hay un IHOP y una gasolinera Chevron cada 300 millas.
- IHOP'a hoşgeldiniz.
Bienvenidos a IHOP.
Umarım.
Ihop.
Ve bana senin bir avuç yontan ve şişe üfleyen IHOP maymunuyla yüzleşecek kendine güvenin olmadığını mı söylüyorsun?
Y aún así, ¿ no tienes la confianza como para enfrentarte a un puñado de idiotas?
Biliyor musunuz ne, bu size kapak olsun, sizi gidi yontan IHOP maymunları.
¿ Saben qué? ¡ Al Diablo con ustedes, monos idiotas!
- Evet. Her neyse.
Sí, generalmente digo "IHOP" porque es más corto, pero no estaba segura de si lo habías oído nombrar.
Bir UKE açarım, orada kapısında adım yazan bir ofisim olur diye düşünmüştüm.
Abrir una IHOP, con una oficina y mi nombre en la puerta.
Tanrı IHOP'u yarattı.
Dios creó este restaurante.
Tanrı "IHOP var olsun" dedi ve IHOP ortaya çıktı.
Dijo, "que haya IHOP", y apareció.
Hayır, hiç Denny's demedim. Ihop'da buluşuyoruz.
No, nunca dije Denny's. iHop.
- Hayır, ben Denny'dedim. - Ihop'a gidiyoruz.
- No, sabes que pienso sobre iHop.
Ihop'u biliyorsun değil mi?
- iHop. Iremos a iHop.
Ben Ihop'u seviyorum.
Disfruto ir a iHop.
- Bir IHOP'ta durup biraz- -
- Quizá debamos parar en un IHOP o...
Sonunda. Ihopta yediğim iki saatlik bir yemek sonrasında.
Después de dos horas almorzando en "IHOP".
UAKE.
IHOP.
Burası tıpkı bizim Washington gibi, UAKE.
Este lugar es muy parecido al IHOP de Washington, DC.
I-HOP. ( Uluslararası Eve Yemek Servisi )
A IHOP.
- Ihop *'da gözleme yemeğe gidiyoruz.
- Vamos por panqueques a IHOP.
Yada bir yere girer bütün bir ay fazla mesai yaparım.
Sí, claro, podría regresar a IHOP.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]