Iki gün içinde перевод на испанский
1,023 параллельный перевод
Bir veya iki gün içinde beni arayın.
Llame dentro de un par de días.
Bahse varım Jiggs Taylor bütün işi bir-iki gün içinde itiraf edecek.
Ya verás como Taylor confiesa todo dentro de unos días.
Baylar, hedefimize iki gün içinde ulaşacağız.
Caballeros, llegaremos a nuestro destino antes de dos días.
Bir iki gün içinde ona yazarım.
Le escribiré dentro de un día o dos.
Şikago'daki şubemizin ilgilenmesini sağlarım. Bütün bilgi, iki gün içinde avucunun içine düşer.
Les contaré el asunto a los chicos de Chicago, estará listo en 2 días.
- İşin aslı bir iki gün içinde senin 50.000 Yenini hortumladı.
En unos días se ha gastado 50 mil yenes.
Bir iki gün içinde kıza bir telgraf çekersen hemen gelecektir.
Enviale un cable en un par de dias, y vendrá corriendo.
Haines Kalesine tel çektim. Washington'dan emir gelmiş ve yakında Ute'leri rezevasyonda toplayacaklar dediler. - Süvari iki gün içinde burada olacak.
Envie un telegrama al Fuerte Haines Dicen que Washington les ordenó recoger a los indios a la reserva La caballería está llegando en dos días.
Okullar iki gün içinde başlıyor.
La escuela empieza en dos días.
Bir iki gün içinde olacak değil mi?
Sucederá en los próximos días, ¿ cierto?
Anlarsın, bizim büroda ihtiyacımız olan nakdi almak ve yerine bir not ya da kişisel bir IOU bırakmak yaygın işlerdendi. Bir ya da iki gün içinde alınan paranın karşılığı hep yerine konurdu.
Era costumbre en la oficina coger dinero cuando hacía falta... y dejar un pagaré que abonábamos en un día o dos.
- O iki gün içinde gidecek.
- Se irá dentro de dos días.
Bir iki gün içinde kafası düzelecektir.
Puede que en uno o dos días mejore su estado mental.
Dikkat, iki gün içinde yola çıkıyoruz.
¡ Y ahora atención! ¡ Excursión de dos días!
Zuccarello'nun oğlu, iki gün içinde öldü.
Ha muerto el hijo de Zuccarello, en dos días.
Ama iki gün içinde iki kişi öldürdüm.
Y ya he matado a dos en dos días.
Bu şahıs ise diğerlerinden daha çok düşünüyor, çünkü idama mahkum, Başarısız da olsa kaçmayı planlıyor. Yoksa iki gün içinde idam edilecek.
Éste sólo piensa que está condenado a muerte, y que si la evasión que proyecta no sale bien, será ejecutado dentro de dos días.
- Bir iki gün içinde görüşürüz.
- Las veré en un par de días.
Gerçekleşen bu son olayda da, konuyu dirençli bir şekilde kotarmamız iki gün içinde tüm şehre yayıldı.
También en este caso, nuestra firmeza pronto fue conocida por toda la administración.
Yiyeceksiz bir iki gün içinde ölür.
Un par de días sin comida, y no sobrevivirá.
İlk etapta güçlü omuzlarıyla direnmeye çalışsa da, bir ya da iki gün içinde, ezilerek hayatını kaybeder.
Pero tras un día, o quizás dos, es aplastado, muere. La primera vez que pensó, murió.
Tapu senedinizi bir-iki gün içinde size ulaştırırım.
Le enviaré el certificado de aquí un par de días.
Eğer ki 6 milyon doları iki gün içinde orada görmezsem kendimi interpole ihbar ederim. Vereceğim ilk isim seninki olur.
Si no hay seis millones ahí en dos días, a partir de este minuto, me entregará a la policía y el tuyo será el primer nombre que les dé.
General Patton iki gün içinde hücuma geçiyor.
El general Patton lanzará la ofensiva en dos días.
Peki, iki gün içinde paranı öderiz.
De acuerdo, dentro de un par de días todos sus créditos seran saldados.
Sizi bir iki gün içinde bulurum.
Los alcanzaré dentro de dos días.
İyi. Montag bir iki gün içinde heyecan verici haberler alacak.
Quizá Montag reciba noticias emocionantes en un par de días.
İyi fikir. Hepsi aynı, son zamanlarda kendimi biraz bitkin gibi hissediyordum... Bu yüzden bir iki işi halledince birkaç gün içinde tatile çıkmayı planlıyorum.
- Aunque últimamente estoy agotado y en unos días me iré de vacaciones, cuando solucione unos asuntos.
Para kocamda ve iki gün içinde onu polise teslim edecek.
¿ No me digas?
İki gün içinde meçhul bir katili yakalayamayız.
No detendremos a un asesino desconocido en dos días.
Aynı gün içinde benden iki kere kaçıImasından hiç hoşlanmam.
No me gusta que alguien escape de mí dos veces en un día. Entiendo.
İki gün içinde gidiyorsun.
Te vas dentro de dos días.
- İki gün içinde buradan gidersin.
- Te habras ido en dos días.
İki gün içinde hazır oluruz.
Estaremos listos en un par de días.
- İki gün içinde paranı ikiye katla.
- Hará que dobles tu dinero en dos días.
İki gün içinde.
Dentro de dos días.
İki, üç gün içinde çıkarsınız.
Saldrán dentro de dos o tres días.
İki gün içinde, Şikago'da Ambassador East'te olacaksınız.
Dentro de dos días, debe hallarse en el Ambassador East de Chicago.
Birkaç kilometre uzakta savaşan ve ölen insanlar var, onlara katılmalıyız ama bu iki kişinin cesedi üzerine yemin ediyorum Araplarla, Yahudilerin ölümde hep paylaştıkları toprakları, huzur içinde paylaşacakları bir gün gelecektir.
Nuestros vecinos combaten y debemos unirnos a ellos, pero juro por estos dos cuerpos que llegará un día en el que árabes y judíos vivirán en paz en la tierra por la que siempre se han matado.
İki gün içinde Nantes'dan ayrılmak zorunda kalacaksın... Cumartesi günü.
Tiene que dejar Nantes en dos días... el sábado.
Eğer bir yerlerde, vahşi dağlarde Dünya'ya inmiş ise, bir sürü insanla karşılaşmaz mı? - İki gün içinde? - Belki de birisi ile tanışmak isterim.
En algún lugar del camino a la Tierra nos encontrarán en uno o dos días.
- Michiko ile iki, üç gün içinde yollarım parayı sana.
Haré que Michiko te los lleve. Gracias.
İki gün içinde her şey bitmiş olacak.
En dos días no debe quedar nada.
Ona iki üç gün içinde geri dönmesini söyledim. Elimden geleni yaptım.
Intenté decirle... que volviese en dos o tres días.
İki gün içinde. Pazartesi döneceğim.
Salgo con el avión pasado mañana, y regreso el lunes.
Evet, Spang, aynı gün içinde iki kez seni göreceğimi hiç düşünmemiştim.
Spangler ¿ c { omo te va? No pensé que dos veces el mismo día.
İki gün içinde mi?
¿ En dos días?
Ana saldırı grubu, Kraliyet mühendis komandoları iki ya da üç gün içinde gelecek.
El grupo principal de asalto - el Comando de Ingenieros Real - irá en dos o tres días, si el clima lo permite
İki üç gün içinde yepyeni olacaksın.
En un par de días, estará como nuevo.
İki gün içinde parayı getireceğim.
Te traeré el dinero dentro de dos días.
- İki gün içinde Concho'ya gideceğiz.
- ¡ Sí, señor! - ¡ En dos días partiremos hacia Concho!
iki gün sonra 30
iki gün 84
iki gün önce 62
iki gün oldu 17
iki gündür 16
iki gün mü 20
içinde 110
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
iki gün 84
iki gün önce 62
iki gün oldu 17
iki gündür 16
iki gün mü 20
içinde 110
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18