Insanlarin перевод на испанский
361 параллельный перевод
Burada oturup insanlarin ofisimi basmalarina izin mi vereyim?
¿ Voy a quedarme quieto y dejar que me roben a punta de pistola?
Vird kardeºlerin bu insanlarin iyi dostlari olduklarini bilmiyorduk.
No sabíamos que los hermanos Vird fueran tan amigos de estas personas.
Entelektuel uretim araçlarindan yoksun olan insanlarin fikirleri egemen sinif tarafindan yonlendirilirler.
De modo que, lo uno con lo otro, las ideas de aquellos... a quienes se les niegan los medios de producción intelectual... son sometidas al mismo tiempo a esta clase dominante.
Tartisan insanlarin imaji, karmasik sesler, Stalin ve Mao posterlerinden parçalar.
Imágenes de gente discutiendo, sonidos mezclados... varios planos de un cartel con Stalin y Mao.
Atolyeleri ve insanlarin mucadele azmini dusununce, uzmanlar olmadan da fabrikalari yonetebileceğimizi goruyorum. Onlar gerçekten ne yapilmasi gerektiğini bilmiyorlar.
Yo me pregunto, para la fábrica para la combatividad de los chicos... para probar que somos capaces de hacerla funcionar solos... sin cronómetro, sin técnicos... era eso lo que había que intentar.
Bu insanlarin ne isi var, yollara dökülmüslers
¿ Qué diablos está haciendo aquí esta gente?
insanlarin evleri. Safi çöp!
Las casas de la gente. ¡ Roña!
Bence insanlarin çogu temiz olmaktan ziyade düzenli.
Creo que hay más gente ordenada que limpia.
insanlarin en kötü tarafi bu!
¡ Ése es el mayor problema de la gente!
Bu nedenle metanin dünyasi oldugu gibi gösterilir çünkü gelisimi, insanlarin birbirinden ve ürettikleri her seyden yabancilasmalarina benzer.
Y el mundo de la mercancía se muestra así tal como es, puesto que su movimiento equivale al distanciamiento de las personas entre sí y respecto de su producto global.
Yildizlar, yasayan insanlarin gösterideki temsilcileri, bu genel bayagilasmayi izin verilen rollerin görüntülerine yansitir.
Concentrando en ella la imagen de un rol posible, la vedette, representación espectacular de la persona viviente, concentra esta banalidad.
Görünüsteki yasamin uzmanlari olan yildizlar, insanlarin aslinda yasiyor olduklari bölünmüs verimli özellesmeleri telafi etmek için kendilerini özdeslestirebilecegi yüzeysel nesneler olarak görev görür.
La condición de vedette es la especialización de lo vivido en apariencia, el objeto de la identificación en la vida aparente sin profundidad, que debe compensar el desmenuzamiento de las especializaciones productivas efectivamente vividas.
Ben bütün bu insanlarin ve onlarin bilgilerinin toplamiyim.
Soy la suma de toda esta gente y todos sus conocimientos.
Kozmik Takvimin sag alt kösesindeki parlak nokta ise insanlarin tüm tarihini simgeliyor.
Todos los hechos humanos se dan en un punto brillante en el ángulo inferior derecho del calendario.
- Bize katilacaksiniz... Amerikan sosyalist... beyaz insanlarin... paritisine katilacaksiniz :
- Te vas a unir... a nosotros... los miembros de... la Fiesta de la Gente Blanca Americana Socialista :
Bu insanlarin sevecigi birsey bulmamiz lazim ve hizli!
¡ Tenemos que pensar algo que a esta gente le guste, y rápido!
Insanlarin ölmesine sebep olmadan pek bir ºey yapamazlar.
No podía hacer mucho porque no mataron a nadie.
Bu insanlarin bununla hiçbir ilgisi yok.
Esta gente no tiene nada que ver con todo eso.
insanlarin birbirlerine esitçe bakabildikleri,... herkesin ayaginin altindaki o esigin, tüm digerlerinin ki kadar iyi oldugu ve bunun farkinda olundugu yerlerden biri.
Es la clase de sitio que permite a la gente mirar a los demás con igualdad ; el umbral bajo el que cualquier hombre es tan bueno como cualquier otro, y lo sabe.
Kamikaze pilotlarini ugurlamaya gelmis olan insanlarin yüzlerinde de ayni ifade vardi sanirim.
Pienso que la gente que iba a despedir a los kamikazes tenían las mismas caras.
insanlarin onlara bakmalarini istiyorlar ama bakislari pek takiyor gibi degiller.
Quieren que la gente les mire, pero no parecen darse cuenta de que la gente lo hace.
Hayvanlarla insanlarin cenazelerinde ayni krizantemlerin bulunmasi onu sevindirmisti.
Él estaba encantado de que los mismos crisantemos aparecieran en los funerales para los hombres y para los animales.
Ölmek üzere olan insanlarin yüzünden okunan çokça sürpriz'di.
La mayor parte de las veces, lo que he visto en los ojos de la gente acerca de la muerte es sorpresa.
Büyük beyaz kayanin içinde insanlarin bulundugunu nereden bildin?
¿ Cómo supo... que había personas dentro de esta gran piedra blanca?
Yalnız başima yürüyordum, insanlarin arasinda olmaya dayanamadım, ben de buraya geldim.
Mira, iba caminando solo No podía estar rodeado De personas Por eso viene acá
Bu insanlarin bazisi liste tarar gibidir.
Esta gente parece que te esté pasando lista.
Bu insanlarin yakalanmasini sizin kadar ben de istiyorum.
Quiero que atrapen a esta gente tanto como ustedes.
Ve hâlâ bunlarla basa çikman için insanlarin yardimina ihtiyacin var.
Y todavía necesitas a personas para ayudarte con todo eso.
Insanlarin zevkleri o kadar bozulmus ki, fiyakali gorunuslerile ileri gelenlerin onunde iki buklum oluyorlar.
¿ Cuan degenerados tienen que ser los gustos de la gente, para saludar a dignatarios con su exhibición pomposa?
Insanlarin en mutevazisi hala gorevinin basinda.
Y, sin embargo el más humilde de los hombres seguía cumpliendo con su deber.
Teoriye göre, insanlarin rüyalarina objektif bir gözle bakmasini ve korkulariyla yüzlesmesini sagliyor.
La teoría supone que permitiría a las personas entrar objetivamente en sus sueños y enfrentar sus temores.
insanlarin kim olduklarini bilmelerini istemiyorlar. Cezayi agirlastiran sebep.
No quieren que sepamos quiénes son, demasiados problemas
Aptal degilim. insanlarin ne istediklerini biliyorum.
No soy tonta. Sé lo que la gente quiere.
Bazi insanlarin siyahlardan dogal bir korkulari var.
Hay ciertas personas con un temor natural a la gente negra.
Bu insanlarin birbiriyle konusma sekline anlam veremiyorum.
No podía creer como se hablaban entre sí.
insanlarin evlerini yerle bir etmek!
¡ Tu destruyes las casas de la gente!
Burada Baban yapar diger insanlarin yasamini yasa ve ören onlari da!
¡ Tu padre aquí presente, arregla la vida de otra gente y también la arruina!
Gördügün gibi Senatör Kelly, ben de senin gibi Mutantlarla normal insanlarin birlikte yasayamayacagina inaniyorum.
Senador, yo, al igual que usted, creo que los mutantes y los humanos normales no pueden convivir en paz.
Çocukken, insanlarin katledilisini gördüm.
Cuando era niño, vi ejecutar hombres.
Atlantis'in gerçekten var oldugunu ispatlayacak. Insanlarin savasla degil, baris ve bilgiyle yasadiklari bir zaman oldugunu gösterecek.
Probaría que Atlántida realmente existió y hubo tiempos donde la gente no vivió de guerras y conquistas sino de paz absoluta y conocimientos.
Solon kendisi demisti : Atlantis'in... hazinesi, insanlarin düsüncelerini etkiler.
El mismo Solón dijo que el Tesoro de Atlántida tenía el poder de manejar la mente de los hombres.
Sirketiniz masum insanlarin aklini yalanlarla karistiriyor.
Vuestra compañía propaga mentiras y engaña a inocentes.
Yerel haberler, cinayet, insanlarin ilgisini çekecek seyler.
Noticias locales, algunos crímenes, casos.
VE TANRI İNSANLARIN KEDERİNİ GÖRDÜ...
Y DIOS VIO LA AFLICCIÓN DE SU PUEBLO,
BU MABETTE DE, UĞURLARINA VATANIN BİRLİĞİNİ KURDUĞU İNSANLARIN KALBİNDE DE ABRAHAM LINCOLN'NUN ANISI SONSUZA KADAR SAYGIN BİR YER SAHİP OLACAKTIR
EN ESTE TEMPLO COMO EN EL CORAZÓN DE LA GENTE PARA LA QUE SALVÓ LA UNIÓN LA MEMORIA DE ABRAHAM LINCOLN ESTÁ ENCERRADA PARA SIEMPRE.
Halkla iletisim İnsanlarin fikirlerini aktarmak, konsantre olmak...
Critica tu falta de relación con las masas. Recoger las ideas de las masas...
İnsanlarin kendi pratiklerinde goruslerin doğruluğunu ve geçerliliğini sina. Ve bir kez daha, halka goruslerini aktarmasina izin ver.
Verificar en la acción de las masas lo justo de esas ideas.
İnsanlarin kusurlarini elestirdi, ama bunu halkin bakis açisindan yapmadi.
No ha dicho "utilizarlo", "utilizarlo". Ha criticado los defectos del pueblo... pero no lo ha hecho partiendo verdaderamente... de la posición del pueblo.
Hiçbir yere insanlarïn bakïslarï veya gülüsleri olmadan gidemiyorum.
Donde quiera que voy la gente se ríe y guiña el ojo.
POLİTİK NEDENLERDEN DOLAYI KAYBOLAN İNSANLARIN AİLELERİ.
FAMILIARES DE DESAPARECIDOS POR RAZONES POLÍTICAS
İLERİ TEKNOLOJİLİ GLADYATÖRLER, İNSANLARIN ÖZGÜRLÜĞE OLAN AÇLIĞINI BASTIRAMADIĞINDAYSA..... DAHA DOĞRUDAN YÖNTEMLERE BAŞVURULMAKTAYDI.
CUANDO LOS GLADIADORES TECNOLÓGICOS NO SON CAPACES DE SUPRIMIR... EL ANHELO DE LIBERTAD DE LA GENTE... MÉTODOS MAS DIRECTOS, SE HACEN NECESARIOS.
insanların 77
insan 293
insanları 60
insanın 25
insanlar 521
insanlık 30
insanlar var 17
insanlara 46
insanoğlu 51
insanlar bekliyor 18
insan 293
insanları 60
insanın 25
insanlar 521
insanlık 30
insanlar var 17
insanlara 46
insanoğlu 51
insanlar bekliyor 18