Iğne перевод на испанский
4,261 параллельный перевод
Samanlıkta iğne bulmak Shawn'un uzmanlık alanı.
Sacar agujas de pajares es la especialidad de Shawn.
Bu küçük bir iğne.
Es sólo un pequeño pinchazo.
Kolumun altından bana iğne vuracak ve terlemeyeceğim.
Me va a inyectar bajo mis brazos así no sudaré.
Bombai bir samanlık gibi Manya ise muamma bir iğne.
Me di cuenta de eso cuando te vi. Dime que quieres. Manya Surve.
Aşı olması gerek. Kimsenin ona iğne yapmasını istemiyorum!
¡ No quiero que nadie la pinche!
- Toz mu, iğne mi?
- ¿ Polvo o agujas?
- Kolunuzda iğne izi var mı?
- ¿ Tiene cicatrices en el brazo?
Yırtıcı kontrolde, ayılar için.509 kalibre tüfeğimiz daha küçük yırtıcılar için iğne atar tabancamız ve yatıştırıcı iğnelerimiz vardı.
En el control de depredadores, teniamos rifles del calibre quinientos nueve para osos, pistolas de dardos para depredadores más pequeños, jeringuilas...
Son hatırladığım, biri sanki arkamdan bir iğne batırıyordu.
Lo último que recuerdo, es que alguien me clavaba una jeringuilla por detrás.
O kadar büyük iğne mi olurmuş.
No existe tal cosa como una aguja tan grande.
- Sadece iğne yapıp ilaç veriyorlar.
Lo unico que sabe hacer es inyectar y dar medicinas.
Kılıç kadar bir iğne.
Una aguja del tamaño de una espada.
Bu iğne, bir çeşit ilaç mıydı?
La aguja, ¿ era... algun de tipo de droga?
Göğüslerimde iğne ucu olmasını tercih ederim.
Prefiero colocar pins en mi pecho.
Normal iğne, çengelli iğne, çift taraflı bantlar, zımbalar. Neyse işte.
Alfileres, imperdibles, cintas adhesivas, grapas.
Hiç iğne izi yok!
Sin pinchazos.
Alex gibi iğne boyunlu biri beni haklayacak mı? Ha!
¿ Un cuello de alfiler como Alex vendrá por mí?
Tutuklayan memur iğne izinden bahsetmiş.
El oficial que le arrestó notó marcas de goma.
AVM'deki mücevherciden kalp şeklinde bir iğne.
Es un colgante de corazón de una joyería del centro comercial.
Kocaman samanlıkta iğne aramaya benziyor anasını sikeyim.
Pero es una pequeña aguja en un pajar jodidamente grande.
Aynı zamanda kollarımızda iğne izleri var.
Los dos tenemos marcas de agujas en nuestros brazos, que está jodido.
Katili bulmak, orospu yığınında iğne aramak gibi olacak.
Encontrar tu asesino sería como buscar una aguja en un montón de putas.
O zaman iğne hakkında?
¿ Era por la jeringuilla?
Banka soygunu sonrası bana iğne hakkında sormuştun.
Me preguntaste sobre mi aguja después del robo del banco.
Anladığım kadarıyla Son zamanlarda iğne vurmaya geçmişsiniz.
Tengo entendido que empezó a inyectarse hace poco.
Ann senden iğne istedi mi?
¿ Ann te ha pedido ya un pinchazo?
Adını ve fotoğrafını yerel polisler ile FBI'ın kayıp bürosuna verdik ama samanlıkta iğne aramak gibi.
Bueno, hemos dado su nombre y su foto a la policía local, y a Desaparecidos del FBI, pero es como encontrar una aguja en un pajar.
- İyi olacağım, çünkü bilmediğin bir şey var. Pencere doktoru şimdi ağrı kesici iğne yapacak. Onu niye daha önce bu şekilde kullanmadık ki?
- Estaré bien, tío, porque lo que no sabes es, que este doctor-ventana me va a pinchar calmantes. ¿ Por qué no lo usamos para esto antes?
Tom başka iğne yok diyor.
Tom dijo que no había más inyecciones.
Tom başka bir iğne mi yaptı sana?
¿ Te ha puesto Tom otra inyección?
Yani bir kez daha dövülücem, ama bu sefer steril olmayan iğne belime batacak hem de sokak ortasında?
Entonces me golpean de nuevo, pero esta vez, ¿ con una punción lumbar sin esterilizar por un grupo de matones callejeros?
İlk iğne felç içindi.
La primera aguja era un paralítico.
Dişçideki novocain gibi bir iğne yapacağız.
Te anestesiaré, como el dentista.
Samanlıkta lanet bir iğne.
Maldita aguja en un pajar.
Bayağı büyük bir samanlıkta dört iğne.
Cuatro agujas en un gran pajar.
İdam sedyesine bağlı ve kolumda üç iğne varken mi?
¿ Cuando está atado a una camilla con tres putas agujas en el brazo?
Lisede biyoloji dersinde kurbağaları parçaladığımızda şuraya bir iğne takarak omuriliğini zedelerdim.
Cuando disecamos ranas en biología de secundaria, la matábamos clavando un alfiler justo aquí.
Bu hemen sonra başladı O iğne şeyi yaptım.
Empezó justo después de lo que hiciste con la aguja.
- Betadine ve 12-ölçeklik iğne.
De acuerdo. Betadine y aguja del 12.
Hareketli iğne ve 3-0 monocryl.
Conductor de agujas y monocryl del 3.
Yatağının yanında enjektör bulunmuş. Kolunda da iğne izi varmış.
Había una jeringuilla en su cama y la marca de un pinchazo en su brazo.
Harika iğne yapar!
¡ Tiene una buena aguja!
Küvette iğne vardı ama üzerinde sadece bir tane iğne izi buldum.
Había una aguja en la bañera, pero solo encontré una marca de arrastre en él.
Esime gelince, uc yil tedavi gordu, gunde dort igne oldu uc kez dusuk yapti.
En lo que se refiere a mi esposa, fue tratada durante tres años.
- "İğne aramak gibi" deme sakın.
No digas "pajar".
- İğne mi?
Inyecciones?
Bir iğne.
Una aguja.
Çünkü erkeklerin dirseği memeye karşı duyarlıdır. Sadece memelere. İğne batırsan farketmem ama meme olduğunda affetmem.
Porque la sensibilidad del codo masculino con la piel de una teta específicamente es increíble, solo con las tetas, porque podrías meterme una chincheta ahí que no voy a sentirla, pero una teta...
İğne ya da kesici bir şey?
- No.
- İğne olup olmadığını soralım.
Tenemos que asegurarnos que este vacunado.
İğne olarak kullanabileceğim bir şeye ihtiyacım var.
Necesito algo que pueda usar como aguja.