Kactın перевод на испанский
6,239 параллельный перевод
Neden olay yerinden kaçtın?
¿ Por qué y apos ; D que huir de la escena?
Sokakta yatan yaralı bir adam buldun, onu hastaneye bıraktın ve sonra olay yerinden kaçtın.
Encontraste a un hombre tirado en la calle, herido, lo llevaste al hospital, y luego te largaste.
Neden kaçtın?
¿ Por qué correr?
Bu kadar sır yeter. Kaçtığın şey ne Stefan?
Tantos secretos. ¿ De qué estás huyendo, Stefan?
Korkarım ki Terrence'a kötü davrandığını gördüğümden iştahım kaçtı.
Me temo que he perdido el apetito viendo lo cruel que eres con Terrence.
Neyse, ben kaçtım. Robotik laboratuvarına gidip çalışan bir kadın yapmaya ne kadar yaklaşmışlar bakacağım.
Yo me largo al laboratorio de robótica... para ver cuán cerca están de lograr un robot hembra.
Tecavüz edemeden kadın kaçtığı için o da mastürbasyon mu yaptı yani?
Ella escapó antes de que la pudiese violar, ¿ entonces se masturbó?
Çok gizli ajanlar bizi öldürmeye geliyorlardı ve sen kaçtın.
Los espias supersecretos iban a matarnos, asi que tuviste que huir.
- Neyden kaçtığını bilmiyorum ama...
Mire, no estoy segura de de qué está huyendo, pero...
Cooper'ın vurup kaçtığı olay.
El atropello y fuga de Cooper
NYPD kaçtığın arabayı az önce East River'ın orada buldu.
La policía acaba de encontrar tu auto de huida al lado del río East.
Beni seviyor. - Evet ama kaçtın.
Sí, pero huyó.
Mahkumlar sabah sporlarını yapmışlar toplanma çağrısı yapıldığında kaçtıkları anlaşılmış.
Los reclusos tuvieron ejercicios matutinos ; cuando los llamaron para alinearse, se habían ido.
Bu, kameralardan nasıl kaçtıklarını açıklar.
Eso explicaría su capacidad para evitar la detección.
Selam bile vermeden kaçtın gittin.
Te largaste sin siquiera decirle "hola".
Sadece... tek başına iki aylığına kaçtın mı?
Simplemente, ¿ te fuiste tu sola, durante dos meses?
Selam çocuklar. Billy Rex'in gözaltından kaçtığını öğrendim.
Chicos, acabo de saber que Billy Rex se escapó.
Çakmağını çıkardığında Stu'yla kaçtık. - Tamam.
Luego sacó el encendedor y Stu y yo salimos corriendo.
- Kaçtın mı, Aiden?
Aiden, ¿ saliste sin permiso?
Bir beysbol sopasını kaptım adama doğru salladım, korkup kaçtı.
Quiero decir, tomé un bate de béisbol y le grité al tipo, y salió corriendo.
Ve kola şişesine şeker koyarak mı kaçtınız?
¿ Y se escaparon usando caramelos en una botella de coca cola?
Korra'ya nasıl davrandığın gözümden kaçtı zannetme.
Me he dado cuenta de cómo tratas a Korra.
Kuvira'nın ordusundan kaçtık!
¡ Escapamos del ejército de Kuvira!
Nasıl kaçtınız?
- ¿ Cómo escapaste?
Caroline'ın bana ihtiyacı vardı ama ben ondan kaçtım.
Caroline me necesitaba y huí.
Neden benden kaçtığınızı biliyorum.
Sé por qué me evitáis.
Sonraki gün kaçtım ama bana yaptıklarını ödetmeden gitmedim.
Y luego, al día siguiente, escapé pero no antes de hacerle pagar por lo que me obligó a hacer.
- Niye kaçtın?
Siempre fue él.
Ama sonra kaçtın ve ve kardeşini tekrar buldun.
Pero entonces huiste y y volviste a encontrar a tu hermano pequeño.
Siz Hamiltonların tutuklanmaktan nasıl kaçtıklarını çok iyi biliyoruz.
Todos sabemos cómo les gusta a los Hamilton evitar los arrestos.
Neden kaçtığını söylerek başlayabilirsin.
O puedes empezar contándome por qué huías.
Ve sonra sen ona zarar vermeye başladın. O da kaçtı.
Y entonces cuando empezaste... a hacerle daño, se largó.
Eve gelip 4 çocuğunun cesedini bulmak nasıl bir duygu biliyor musun? Bir diğerinin yaralı, diğer ikisinin de canı pahasına kaçtığını görmek?
¿ Tienes alguna idea de cómo se siente llegar a casa y encontrar a 4 de tus hijos muertos, a otro empalado y dos corriendo por sus vidas?
Nasıl kaçtın bilmiyorum ama, başardın.
No sé cómo te las has arreglado para escapar, pero lo has hecho.
Bazen devriyeciler bir cinayet şüphelisinin şehirden kaçtığını düşündüklerinde çok hevesli davranabiliyorlar.
A veces nuestros agentes se lo toman demasiado en serio... cuando piensan que un sospechoso de asesinato trata de huir de la ciudad.
Kaçtın.
Te escapaste.
Kaçak çalıntı bir araçta olabilir. İnceleme alanını genişletin. 10.15'te kaçtı.
Llévalo a la siguiente ubicación, y trata de escapar de la persecución policial.
Eva'nın mücevherlerini çaldı, kaçtı, teknede Eva rolü yaptı.
Robó las joyas de Eva, y se hizo pasar por ella, se hizo pasar por Eva en el barco.
- Kaçtın mı?
Rebecca todavía vive, y me matará si alguna vez es capaz de encontrarme. ¿ Escapaste?
Suçluların nereye kaçtıklarını biliyor muyuz?
¿ Pudiste ver a los criminales?
Nasıl kaçtın peki?
- así que...
Yani öylece kaçtın demek.
Así que simplemente... huiste.
Korkarım ki çok geç, adamlarımızın çoğu kaçtı.
Me temo que ya es tarde. Han desertado muchos hombres.
Biz gelince niye kaçtın peki?
Vale, ¿ entonces por qué echaste a correr cuando aparecimos?
Hadi oradan, kirayı vermeden kaçtın diye...
Por favor, no te ponen en la cárcel
Ben yetiştirdim. Sen kaçtın.
Tú escapaste.
Demek bu yüzden kaçtın.
Es por eso por lo que escapaste.
Hayır ama telefonu açmadan önce bir ara sokaktan kaçtığını görmüşler.
No, pero lo vieron antes huyendo de un callejón.
Francis, Narcisse'in kaçtığını duydum.
Francisco, me han dicho que Narcisse ha huido.
Christy, kirayı vermeden kaçtın.
Christy, te fuiste sin pagar el alquiler.
Belki hatırlamazsınız siz ama ben kiradan kaçtım gibi bir şey oldu.
Puede que no lo recuerde, pero me fui sin pagar el alquiler.