Kafam перевод на испанский
15,198 параллельный перевод
Kafam karıştı.
Espera. Estoy confundida.
Kelime zırvalama. Kafamı karıştırıyorsun.
No inventes palabras.
Eski günlerdeki Hill Country'ye dönmüşüm, mahzende saklanıyorum, bu esnada Komançi savaşçıları kafamın üstünde evi arıyorlar, beni bulmak için.
Estoy de vuelta en casa, en los viejos tiempos escondido en una bodega mientras un grupo de comanches saquea la casa, justo arriba de mí buscándome.
Bu yüzden biraz kafam karıştı.
Así que, sólo que estoy un poco confundido...
Birazcık kafam karışık.
Estoy un poco agotado.
Bir süre önce kafamı vurdum ve koku duyumu kaybettim.
Me golpeé la cabeza. Perdí el sentido del olfato.
Kafamın içinde neler olup bittiğini bilmek ister misin?
¿ Quieres saber lo que está pasando dentro de mi cabeza?
Sana kafamın içinde neler olduğunu söyleyeceğim.
Te diré lo que está pasando dentro de mi cabeza.
Her şeyin kafamızdaki gibi olmasını isteriz. Böylece acı azalır.
Podemos hacer que las cosas sean como nos gustan en nuestras mentes... para disminuir el dolor.
Kafam karıştı.
Estaba confundido.
Kafam karışık.
Yo lo sabré.
Kafamızı kaldırıp yıldızlara bakıyoruz
♪ Mirando las estrellas ♪
- Kafam karıştı dostum.
- ¡ Me revolviste el coco!
Çünkü kafam bir türlü almıyor.
Porque no lo entiendo.
- Kafamız çok iyi.
- Estamos muy drogados.
Bir mucize onları içermesi kafamın
♪ Es un milagro que quepan en mi cabeza ♪
Kafam çok karıştı.
Estoy un poco perdido.
Oh! Şükürler olsun, çünkü benim raptor kafamı evde bıraktım.
Menos mal, porque dejé mi cabeza de velocirraptor en casa.
Bu aralar biraz kafamı toplamaya çalışıyorum işte, anlıyor musun?
Sólo espero poder despejar mi cabeza un poco, ¿ entiendes?
Uyuyamadığım zaman annem hep bu şarkıyı söylerdi. Böylece kafam dağılırdı. Ama sözlerini hatırlamıyorum.
Mi mamá solía cantarme esta canción cuando no podía dormir, para que no pensara en exceso, pero no recuerdo la letra.
Hank, kafamı pencereden çıkarır mısın?
Hank, ¿ asomas mi cabeza por la ventanilla?
Söylemeden edemeyeceğim Nance, kafam karıştı biraz.
Tengo que decirlo Nancy, estoy perdido.
Kafam allak bullak oldu.
Estoy algo confundido.
Yani kafamı çok karıştırdı.
Bueno, ya sabes, es confuso.
Kafamız çok karıştı, değil mi Cissy?
Estamos tan confundidas, ¿ nos estaremos entrometiendo?
Derslere girmiyordum, kafam güzelken eve gidiyordum.
Faltaba a clases, me quedaba en casa a fumar porros...
- Kafam dönüyor.
Todo me da vueltas.
Şu anda kafam o kadar güzel ki. Gerçek olduğunuzdan bile emin değilim.
Estoy tan fumado que no sé si eres real.
- Kafam güzel olmadan nasıl çalacağım Nick?
Bueno, no puedo tocar el bajo a menos que esté drogado, Nick.
Önce biraz kafamızı bulalım.
Aquí vamos.
Kapat lan şu çeneni, Bernie. Kafam patlamak üzere lan burada.
¡ Cállate la puta boca Bernie, Mi maldita cabeza está a punto de explotar!
Ve kafam karıştı çünkü şey dediğini hatırlıyorum...
Y me confundí, porque recuerdo que dijiste que...
Şimdi de kafam iyi.
Ahora mismo estoy drogado.
Annemden bahsederek kafamı karıştırmaya mı çalışıyorsun?
¿ Crees que puedes hacerme jugar mal hablando de mi mamá?
Kafamı toparlamak için vakte ihtiyacım vardı.
Vine porque necesitaba tiempo para aclarar esto.
Kafam allak bullak.
Es confuso.
Her soruşturma, her şüpheli, her cinayet, her ağlayan anne hepsi kafamın içinde.
Cada investigación, cada sospechoso, cada asesinato, cada madre sollozante... Tengo todo en la cabeza.
- Kafamı karıştırıyorsun.
- Me estas confundiendo.
Bunlar kafamın almadığı şeyler.
Estoy por encima de mi cabeza aquí.
Ah kafam.
Hombre.
O şeyler sayesinde kafamızı sokacak bir evimiz var.
Estas cosas nos han permitido mantenernos.
Kafamı kaçıracağım.
Me estoy volviendo loca.
Çocuk bakıcım kafamı patlatacak.
Mi niñera va a matarme. Te veo mañana.
- Nasıl kafamı bulandırmaya çalışır?
¡ Cómo se atreve a tratar de meterse con mi cabeza!
Biraz önce kafamı karıştıran bir şey söylendi.
Así que algo que se ha dicho antes, es lo que me confunde.
Biliyorum, amacımız bu ama kafam Bronco'da bulunan kana gidiyor.
Yo sé que es lo que estamos diciendo, pero, tengo problemas con la sangre en la Bronco.
- O kadarına kafamız basar.
Podemos calcularlo.
Kafamın içindeymiş gibi.
Es como si estuviera dentro de mi cabeza.
- Kafam karıştı.
Estoy perdido.
Kafam bi milyon oldu.
El estómago se me revuelve horrible.
Kafamı toplamaya çalıştım.
Necesitaba despejarme.