Kagıt перевод на испанский
7,958 параллельный перевод
Sadece Şükran Günü ve yılbaşında kağıt oynayalım.
Y juega cartas sólo en el Día de Acción de Gracias y Año Nuevo.
Milyon dolarlık ürünü bu değersiz kağıt yığını karşılığında sattın.
¿ Cómo? Vendiste un millón de dólares del producto, y te pagaron con este montón inservible de papel.
Tamam, bir liste hazırlamalıyız. Birinci madde : söz konusu listenin yazılacağı bir kağıt.
De acuerdo, deberíamos hacer una lista, Punto uno : más papel para escribir listas
Yani biraz ama orada bir kağıt torba buldum. Ve şey aldım ben derin...
Pero encontré una bolsa de papel con la que hice...
Bu yüzden, burada kalıp çocuğa bakman için sana 50 kağıt veririm.
Te doy 50 dólares si te quedas con el chico.
Tamam, 60 kağıt...
Vale, 60.
Kağıt yığınının tamamını yemeyeceksin, değil mi?
En realidad, no te vas a comer todo ese montón de papel ¿ verdad?
- Kağıt mı istiyorsun?
- ¿ Quieres papel?
- Kağıt, kalem.
- Papel, boli.
- Kağıt, kalem, lütfen.
- Papel, boli, por favor.
Üç kağıt bu.
Falsas.
100 kağıt.
Son cien dólares.
Kağıt tıpasıyla sonuna geliniyor, ve sonra da mermi.
A esto sigue un bollo de papel, y después la bala.
Benim için bir kağıt çeker misiniz?
¿ Escribiría uno y me lo daría?
Şimdi, Yüce Düşes Anastasia. Benim için bir kağıt çeker misiniz?
Y ahora, gran duquesa Anastasia, ¿ sacaría uno y me lo entregaría?
Kağıt işlerini halledebilir misin?
Mira, ¿ Te puedes encargar del papeleo?
O kağıt telgraf ofisine gidiyor.
Eso iba a la oficina de telégrafos.
Ne bulduğunu bilmiyorum ancak yüzü bir kağıt kadar beyazdı.
No sé qué descubrió, pero se puso blanca como una sábana.
O kağıt parçası hepimizi önemsiz şahsiyetler yapacaktı.
Ese papel nos convierte a todos en don nadies.
Dr Alex Reid tarafından bir inceleme ". Bu benim üçüncü yıl kağıt oldu.
Fue mi trabajo de tercer año.
- Sen benim kağıt çevrimiçi bulundu?
- ¿ Encontró mi trabajo online?
Ve sonra biz kağıt bulundu.
Y entonces encontramos su trabajo.
Bu kağıt mendil gibi. Alex?
Es como papel de seda. ¿ Alex?
Şöyle diyelim ki birisi Başka bir kağıt yazılı olacaktır.
Pues digamos que alguien va a escribir otro artículo.
Eğer herhangi bir şeyi kabul, önce Sadece... ( slaytlar kağıt, masa musluklar ) gerçekten aracılığıyla düşünüyorum.
Antes de aceptar cualquier cosa, solo... piensa de verdad en ello.
Evet, bizaynı kağıt rota için yarıştı. - Evet.
Sí, competíamos por repartir los periódicos en la misma zona.
O ile sona erdi Kağıt yol ve benim öğle yemeği.
Se quedó con la zona y con mi almuerzo.
Pantolonun cebinde Arap alfabesiyle yazılmış bir kağıt parçası buldum.
Encontré un trozo de papel con escritura en árabe en el bolsillo de su pantalón.
Kağıt oynamışlar.
Jugaron a las cartas.
Kağıt yığınının tamamını yemeyeceksin, değil mi?
Realmente no te vas a comer toda esa pila de papel, ¿ verdad?
Birkaç tane de kağıt parçası.
Y.. algunos trozos de papel.
Bu Koç'un doğum günü hediyesini sardığımız kağıt.
Es al mismo papel de envolver que usamos para el regalo del entrenador.
Çöpe gidecek diğer bir kağıt. Sadece ayıkladığım balıkların kafalarını içine koyarım.
Demonios, es sólo otra bola de papel... con la que enrollé cabezas de pescado.
Şunu dinle, dostum. Dün bir taksideydim. Birden bire camdan içeri bir kağıt uçak girdi.
De repente un avioncito de papel entra volando por la ventana, de la nada, golpea al taxista en la cara.
Bu bir kağıt değil, teleskop.
No es un papel, es un telescopio.
12 yıldan sonra görmek güzel. Kağıt elbiseler hala çok kötü.
Es bueno ver que luego de 12 años... los vestidos de papel siguen siendo horribles.
Bir kaç yüz kağıt var sadece.
Solo hay un par de cientos.
Birkaç kağıt. Neden?
Unos pocos dólares. ¿ Por qué?
Bu en az 200 kağıt eder.
Son como 200 dólares en efectivo.
Bir çizim yapabilmek için kağıt kalem lazımdır.
Uno aplica el carbón al papel para hacer un dibujo.
- Kağıt tabaklarmız var istersen?
- ¿ Te has dado cuenta que tenemos platos de papel?
Sana büyük gelebilir. İçine kağıt koyarsın.
Te irán un poco grandes, pero puedes ponerle algo de papel.
Bu o. Bekar Brad kağıt üstünde.
Este es él, Brad el Apartamentos en una tarjeta.
Yere cornhusks Bu kağıt gösterir.
El periódico muestra hojas de maíz en el suelo.
Kağıt tulum giymiş halde yakalanmak istemediler.
No querían ni muertas que las pillaran con un mono de papel puesto.
Vikont bahse girmeye hazır. Bir el kağıt oyununda borcun iki katı.
El vizconde está preparado a apostar por el doble de su deuda a un solo corte de baraja.
Aptalca ama... Ben bu büyüleyici Japon kağıt katlama sanatını öğreniyorum.
Hecho estúpido... estoy aprendiendo el arte cautivador del origami japonés.
Ajan Booth, kağıt kürek işleriyle uğraşmıyorum ben, bu yüzden...
No llevo el papeleo, agente Booth, así que no sabría decirle...
Teknik olarak, bu anlamsız bir kağıt parçası.
Técnicamente ese trozo de papel está pendiente.
Bluetooth kulaklığı ve kağıt altlığından da.
Su bluetooth y esa carpeta.
Ve yine de Anita, Sam, Dwight ve Madsen ile ilgili yani dava ile bağlantılı insanların hepsinin dosyalarını kağıt öğütücüsünde yok ediyordunuz.
Y aun así estaba triturando archivos de Anita, de Sam, de Dwight, de Madsen... todos conectados con el caso.