Kalacak перевод на испанский
16,063 параллельный перевод
Kimliğini tespit edene kadar 2 hafta morgda kalacak. Cesede kimse sahip çıkmazsa, ki genelde çıkmaz cenaze masraflarını eyalet karşılar ve kimse gelmez çünkü zaten bu hergele kimsenin umurunda değil.
Pasará dos semanas en la morgue mientras tratan de ver quién diablos es, y cuando nadie venga a reclamar el cuerpo, como de costumbre, el Condado pagará un entierro al que nadie asistirá.
Ve söz veriyorum ortada kalacak biri varsa o da yalnızca ben olacağım.
Les prometo que la única persona que caerá en esto seré yo.
- Kalacak bir yerin var mı?
¿ Tiene dónde quedarse?
Ne olursa olsun benimle kalacak ve başka eş almayacak mısın?
¿ Te quedarás conmigo pase lo que pase y no tendrás otra esposa?
En güçlü olan hayatta kalacak.
Es la supervivencia del más fuerte.
Sen de öğreneceksin tabii bizimle kalacak kadar talihin varsa.
Tú también aprenderás, si tienes la suerte de quedarte con nosotras.
Sonsuza dek yavru kedi olarak kalacak.
Será un gatito para siempre.
Ve hep öyle kalacak.
Y siempre lo tendré.
Burada kalacak Şef.
- Se queda aquí, jefe.
Eminim size kalacak yer verecektir.
Le dará refugio, estoy seguro.
Hastalıkta ve sağlıkta diğer her şeyden vazgeçip ölüm sizi ayırana dek sadık kalacak mısın?
En la salud y en la enfermedad, renunciando a cualquier otra, ¿ prometes serle fiel hasta que la muerte los separe?
Onu sevip memnun ederek onurlandıracak mısın? Hastalıkta ve sağlıkta diğer her şeyden vazgeçip ölüm sizi ayırana dek sadık kalacak mısın?
¿ Lo amarás, respetarás, honrarás y conservarás, en la salud y en la enfermedad, renunciando a cualquier otro, y le serás fiel hasta que la muerte los separe?
Ama Crispus Attucks, Madam C.J. Walker Adam Clayton Powell, Shirley Chisholm kompleksleri bir gün hayat dolu mahallelerimizi ve değişimi sembolize edecek. Ancak böyle Harlem siyah kalacak ve cebimizden yeşil eksik olmayacak.
Adam Clayton Powell y Shirley Chisholm serán comunidades vibrantes que reflejen el cambio que mantendrá a Harlem negro y nos llenará de dinero.
İçeride ne kadar kalacak?
¿ Cuánto tiempo lo mantenemos ahí?
Kalacak mısın?
¿ Te quedas?
Kazanan serbest kalacak.
El ganador quedará libre.
Biraz kalacak. Daimi değil.
Es un aplazamiento, no un perdón.
Hedef, sola dönmek zorunda kalacak.
El objetivo se verá forzado a girar a la izquierda.
Zavallıcık babasız, yakında da annesiz kalacak... -... acınası Charlie Brooks.
Pobre la patética Charlie Brooks sin padre y pronto sin madre.
Kalacak yerin var mı?
- ¿ Tienes dónde quedarte?
Tüfek bende kalacak.
Me quedaré con la maldita arma.
Devlet tahvilleri de bende kalacak.
Y me quedaré con todos los bonos del gobierno.
Burada bütün gece ya da ne kalacak?
¿ Nos quedaremos aquí toda la noche, o qué?
" Biz vatan özgürlüğü ve bağımsızlığı için mücadele etmek zorunda kalacak
" Tendremos que luchar por la libertad y la independencia de la patria
Hem ben eğer geç kalacak olursam genelde mesaj atarım. Ama sen sadece bırakmaya odaklanmıştın ve ben de aslında hiç gerek olmayan korumamı kendim üstlenmiştim. Ta ki sen gerek olduğunu düşünene kadar.
Sabes, si voy a llegar tarde, por lo general mando texto... pero dijiste que te quedabas con la conducción y yo con la protección, con la que no había necesidad, hasta que decidiste que si había.
Yani bana söylediğin herşey gizli kalacak ve bu odadan asla çıkmayacak.
Así que cualquier cosa que me digas, es totalmente confidencial. Y nunca va a salir de esta habitación.
Juri kararına kadar hapishanede kalacak. Tanrım!
Él va a estar en la cárcel hasta el veredicto. ¡ Dios!
Gizli kalacak.
Selladas.
Jürimiz bilgisiz bir şekilde karanlıkta kalacak.
Nuestro Jurado será dejado en la oscuridad.
Alacağı son yudum olacak ve intikam da bana kalacak.
El último trago que tomará en su vida. Y la venganza será mía.
Kraznys mo Nakloz'dan çaldığınız Lekesizler en yüksek teklifi yapana satılmak üzere burada kalacak.
Los Inmaculados que le robó a Kraznys mo Nakloz se quedarán para ser vendidos de nuevo al mejor postor.
Kraznys mo Nakloz'dan çaldığınız çevirmen de yine en yüksek teklifi yapana satılmak için kalacak.
La traductora que le robó a Kraznys mo Nakloz se quedará para ser vendida de nuevo al mejor postor.
Ama onun zincirleri takılı kalacak.
Pero sus grilletes se quedan puestos.
Son yaprak düşünce, İblis ordusu serbest kalacak dünya üzerine kötülük salmaya hazırlanıyorlar.
A medida que pierde las hojas, se forma un Ejército de Demonios, preparándose para dar rienda suelta a su mal en nuestro mundo.
Yakında gideceğim ve Kubo yine tek başına kalacak.
Pronto me habré ido, y luego Kubo se quedará solo otra vez.
Dr. Hook kalacak zaten. Thin Lizzy. Hannibal.
Dr. Hook, se queda, claro, como Thin Lizzy, Hannibal...
- Kalacak.
- Johnny Winter.
American Century el değmemiş kalacak ama taze bir markayla. Kendi içimizden.
American Century se mantiene intacta, pero con una imagen renovada, interna.
Bir gün sana miras kalacak bu imparatorluk büyüyor.
El imperio que un día heredarás crece.
Böylece Sahip beni suçlamak zorunda kalacak.
Entonces el Amo, él va a tener que culparme.
- Bir süre bizimle kalacak.
Ella se quedará un tiempo con nosotros.
Onlar kazanırsa, o yatak sadece bana kalacak.
Te diré algo. Si ellos ganan, me quedaré con la cama para mí.
Bu aramızda kalacak.
Esto es entre nosotros.
Bebeğimin babası, sevgilim Derek geç kalacak.
Mi novio, Derek, el padre de mi hijo, llega tarde.
Her şey olduğu gibi kalacak.
Simplemente... dejarlas como están.
Hanımefendi gecelemek zorunda kalacak.
La señorita tendrá que pasar aquí la noche.
Lordun biri verdi. Bu iş bitene dek kalacak.
Me lo ha prestado un lord... mientras dure este negocio.
Bunun anlamı dondurucu soğukta çalışmak zorunda kalacağız ve 9-8'ten misafirlerimizi tekrardan başka bir yere yerleşmek zorunda kalacak.
Y tendremos que trabajar con un frío congelante... y nuestros invitados de la nueve-ocho... deben volver a ser trasladados.
Eger yarın da kötüleşirse... makineye bagımlı kalacak.
Y si le dan más mañana, entonces... A su máquina, van a tener que...
Kalacak.
Y se queda.
Sence Amerika sessiz mi kalacak.
¿ Crees que EE.UU mantendrá silencio?