Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ K ] / Karanlıktı

Karanlıktı перевод на испанский

1,255 параллельный перевод
Ay dağların arkasına gizlenmiş, her yer karanlıktır.
La luna esta detrás de las montañas. Todo esta oscuro.
Aşağısı zifiri karanlıktır.
Bueno, allí abajo es negro como brea.
İçerisi karanlıktı ve araba sabunlandı.
Y yo... Le echan el jabón al coche y siento algo inquietante. Se oscurece.
Karanlıktı.
Estaba oscuro.
O gece karanlıktı.
Estaba oscuro esa noche.
Capra filmleri oldukça karanlıktır.
Sus filmes son muy oscuros.
Ben gelirken hava hala karanlıktı. Kraker?
He entrado cuando aún era de noche. ¿ Una galleta?
Tüm gördüğüm karanlıktı.
Todo lo que vi fue oscuridad.
Çok karanlıktı.
- Estaba muy oscuro.
Onlar olabilir ama sana söylemiştim caddeden karşıya geçtikleri yer çok karanlıktı.
Sí, podrían ser ellas, pero ya les dije que estaba muy oscuro al otro lado.
Güneş girmediği için karanlıktı.
Estaría oscuro al venir del sol.
Karanlıktı. "
Estaba oscuro.
Dışarısı karanlıktı.
Estaba oscuro.
Okyanusun dibi, en az hayal gücünüz kadar karanlıktır.
El fondo del océano es tan profundo y oscuro como la imaginación.
İçerisi karanlıktı.
Supongo. Estaba muy oscuro.
Ay balıkları zamanlarının büyük bölümünü denizanasıyla beslendikleri derinde geçirirler, ama aşağısı soğuk ve karanlıktır, o yüzden... bazen dinlenip iyileşmek ve yüzeye yakın bir yerde ısınmak isterler.
Los peces luna pasan la mayor parte de su tiempo en las profundidades, donde se alimentan de medusas, pero es frío y oscuro ahí abajo así que de vez en cuando, toman un descanso para recuperarse y calentarse cerca de la superficie.
Çok karanlıktı.
Estaba muy oscuro.
Karanlıktı.
Era de noche.
Şeytan karanlıktır.
Malvado es el reino de las tinieblas.
Biraz karanlıktı, teşekkürler.
Es verdad, está un poco oscuro.
Çalıştığım tüm adamlar..... karanlıktır.
Toda la gente con la que trato... son escoria.
Karanlıktılar, ama aynı zamanda... gerçek. Gerçekten.
Son oscuros, pero son tan auténticos.
- Çok karanlıktı ama ona benziyordu.
Estaba oscuro, pero sí parecía él.
İçi çok karanlıktı.
adentro estaba terriblemente oscuro.
Görmedim! Karanlıktı! Hiçbir şey göremedim!
No, estaba demasiado oscuro.
Bir şey yapmak için karanlıktı.
Estaba muy oscuro para hacer mucho.
İsabet için ve Walter Rosenblum'un kamerası için çok karanlıktı.
Era muy oscuro para tener precisión o para la cámara de Walter Rosenblum.
Gökyüzü karanlıktı ve etrafımda yıldızlar vardı.
Qué pasó después? El cielo estaba oscuro y a mi alrededor había estrellas
Kendimi savunmam gerekirse, çok karanlıktı ve adam da çok güzeldi.
Diré en mi defensa que estaba oscuro y que era muy atractivo.
O gece her zamankinden karanlıktı.
Estaba más oscuro que de costumbre.
Bilmiyorum, karanlıktı.
¿ Era muy alto? No lo sé. Estaba oscuro.
Karanlıktı ama o kadar da karanlık değildi.
Estaba oscuro, pero no tanto.
Çok karanlıktı.
Estaba oscuro.
Karanlıktı.
Estaba oscura.
Karanlıktı.
Está oscuro.
Dinle Wayne. Eminim içerisi karanlıktı. Bu yüzden göz yanılgısı yaşadın.
Ahora bien, Wayne, estoy segura de que estaba oscuro allí y que tus ojos te jugaron trucos.
Dün gece hava çok karanlıktı. Çünkü bu onun kapısı.
Seguro que anoche estaba oscuro porque ésta es su puerta.
Çok karanlıktı.
Estaba todo muy oscuro.
Araba gibi hızlısın. Aslında çok karanlıktı, düştüm.
Realmente cuando yo salí de él era muy oscuro, y yo me caí...
Çok karanlıktı.
Estaba muy oscuro...
Ve altıncı günün sonunda kazdığım çukur Babamın Tanrı'sına olan nefretim kadar karanlıktı.
EI sexto día, el hoyo era tan profundo y oscuro como mi odio por el Dios de papá.
Düşün, dışarısı karanlıktı. İçerisi de.
Y eso que estaba oscuro afuera... y adentro.
Karanlıktı.
¿ Por soplón? Estaba oscuro.
Karanlıktı. Belki de hata yaptı.
Quizá se equivocó.
Biraz karanlıktı ve...
Estaba oscuro y...
Hava da karanlıktı. Bir yağ sızıntısı vardı. Yerini bulamıyordum.
Tenía un derrame de aceite y no sabía dónde.
Cipi. Dediğim gibi, karanlıktı. Duracağını sandım.
- Estaba oscuro, creí que iba a parar.
Yarım yamalak ve bulanıktı ama bir ufuk ve hemen arkasında da karanlık göğün gölgesi vardı.
Estaba incompleta y borrosa, pero se veía un horizonte y más allá, la imagen de un cielo oscuro.
Zifiri karanlıktı.
Estaba muy oscuro.
Etraf çok karanlıktı.
Estaba muy oscuro.
Çok mantıklı. sonunda benimle olmak istediğini söyleyen bir kadın buldum ve karanlıklardan gelen, boyut değiştiren bir cehennem yumurtası olduğu ortaya çıktı.
Es lógico. Yo finalmente encuentro una chica que dice que me quiere y ella está en una dimensión que cambia los huevos del infierno desde las tinieblas de afuera.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]