Kels перевод на испанский
37 параллельный перевод
Kelsey ısınmaya başla.
Kels e y, a calentar.
Kelsey maça giriyorsun!
Kels e y, a calentar, v amos.
Hadi Kelsey dikkatini ver!
Vamos, Kels e y, presta atención.
Yedek kaleci Kelsey O'brian
Kels e y O'Brien es el guardameta de res erv a.
Ferguson'un şutunu Kelsey O'Brian önce sektiriyor ama iki hamlede tutmayı başarıyor.
Lo pasa hacia atrás, y Ferguson dispara. Y Kels e y O'Brian da rebote... y lo atrapa en dos tiempos.
Sağdan bir orta geliyor. Kelsey O'Brian çıkıp yumrukluyor ama kötü yere.
Llega el centro... sale Kels e y O'Brian, re chaza mal...
Kelsey O'Brian kutlamalara katılmak için tüm sahayı kat etti. Kuzeydoğu sahilinde bir bayram havası olduğuna hiç şüphe yok.
Kels e y O'Brian ha corrido desde la meta para compartir la celebración... lo cual s e oirá por toda la costa nordeste, sin duda.
Kelsey bu atışı kurtaramazsa işimiz bitti.
Moriremos, a menos que Kels e y pare éste.
Kalecilik de aynı şeydir, Kelsey.
Guardar la meta es igual, Kels e y.
Arkada iyi misin, Kelso?
¿ Cómo estás allí, Kels'?
Dr. Kels hastaneden aradı!
Dr. Kels acaba de hablar de el hospital!
- Kulağa hoş geliyor Kels.
- Suena bien, Kels.
- Harika bestelemişsin Kels.
- Te felicito, Kels.
Kel, Kels, yüzündeki tik...
Oh, no, Kels, tu tic facial.
Bu gece müsait misin?
¿ Qué dices, Kels?
Hey, biraz ses ver, Kels.
¡ Más alto, Kels!
- Kels!
- ¡ Kels!
- Ne oluyor, kels?
- Que ocurre, ¿ Kels?
Kelly'i aradım ve seni alacağımı söyledim.
Llamé a Kels y le dije que iba a recogerte, así que,
Bitir işini, Kels!
Súbete a ella, Kels!
- Bitir işini, Kels.
- Obtener en él, Kels.
Kells sizin arkadaşınızdı değil mi? Bu...
Kels era su amigo, ¿ correcto?
"ya da bazen sadece Kels."
O a veces simplemente Kels
Kel'de kızartma aşçısı olduğunu sanıyorum.
Creo que es cocinero en Kels.
Kels-Bells'e. Yetişip dünyayı esir almaya.
Por Kels-Bells toda madura y apoderándose del mundo.
Gerçekten The Scarf'ın bir şey olmaya potansiyeli var, Kels.
De verdad creo que "La Bufanda" tiene potencial para ser algo, Kels.
Kels ve ben daha sonra atış alanına gideceğiz. - Var mısın?
Kels y yo vamos al polígono de tiro luego. ¿ Vienes?
Kels'i yalnız bırak, Tanrım lanet olsun
Dejen a Kelly en paz, por Dios,
Diyorum ki, Allah kahretsin, Kels'i yalnız bırak!
¡ Digo, por Dios, déjenlo en paz!
Ne var? Bu teklif çok iyi Kels.
Esta oferta es buena, Kels.
Senin adına çok mutluyum, Kels.
Estoy muy contenta por ti, Kels.
Kels'i gördünüz mü?
¿ Habéis visto a Kels?
Doğum günün kutlu olsun.
- Que tengas un bonito cumpleaños Kels.
Şey, Dr. Kels...
Bueno, Dr. Kels- -
Seni görmek güzeldi, Kels.
Es lindo verte, Kels.
Kels hadi gidelim.
Oye, vámonos, Kels.