Kevlar перевод на испанский
222 параллельный перевод
Kevlar'dan yapılma...
Está hecha de kevlar...
Peki sana verilen miğfer... ya şans eseri olarak şehirdeki rehincilerden birinin eline geçtiyse?
Y el casco Kevlar que llevabas, ¿ no Io habrás llevado por casualidad a una casa de empeño de la ciudad?
Bu yüzden saat 19.00'da miğferini görmek istiyorum... yoksa onu giyecek bir kellen kalmaz.
Por eso te quiero ver con el Kevlar puesto 1900 horas... o no tendrás cabeza para llevarlo.
- Evet, "İkinci Şans".
- Kevlar Nueva Oportunidad.
Kevlar'la kaplı titanyum. Haydi.
Es titanio laminado con kevlar.
- Bu Kevlar harika.
El kevlar es genial.
Kıyafetleri özel bir kumaştan yapılmıştı ve kurşun geçirmiyordu.
Sus ropas estaban hechas de Kevlar Japonés muy ligero.
Mermi, can yeleğinin sekiz tabakasını da geçmiş.
La bala atravesó ocho capas de Kevlar.
Kevlar 9 başlık ve vücut zırhı.
Casco y armadura de kevlar.
Çok şükür kevlar yelek var.
Agradéceselo al chaleco.
Kevlar nerede?
¿ Donde están los Kevlar?
- Çelik yeleğin mucizesi.
- El milagro del Kevlar.
Birileri, Kevlar ile hasta piçin götünü koruyor.
Alguien está cubriendo el trasero de este infeliz con Kevlar.
Güzel bir Kevlar yelek giyeceğim.
Me pondré mi modelito de Kevlar.
Ya sen yeleksiz olsaydın?
- ¿ Y esto fueses tú sin Kevlar?
Kevlar'dan, çelik katkılı.
Esto es Kevlar, con refuerzo de acero.
Bu yelekler, sokaktaki polislerin giydiği Kevlar'ların benzeri... yalnız onlara ilaveten bıçak da işlemiyor.
Estos chalecos son similares a los de Kevlar que usan los policías comunes... pero además de las balas resisten a las armas blancas.
Kevlar mı?
¿ Kevlar?
Bu yara üç katlı özel Kevlar giysiyi delmiş.
La herida es consecuencia del impacto a gran velocidad de un enorme proyectil que ha atravesado una chaqueta de Kevlar de tres capas.
Kevlar mı giyiyorsun?
¿ Llevabas Kevlar?
Gövde tek parça birçok kalkan parçadan oluşmuştur. Lastikler, dolgu katı alüminyumdan olup iki tane JE-79 turbojet motoruna sahiptir.
El cuerpo es una unidad hecha de kevlar las llantas son de aluminio y tiene el poder de dos JE-79 motores turbo jet.
Gece gözlükleri, kurşun geçirmez yelekler,... 1,5 kilo C-4 ve nükleer başlıklar için radyasyon detektörü.
MBGs, BDU kevlar satélites de comunicación encriptados, 1.3 Kg. de C-4 y un detector de radiación Cryo-3 para ayudarte a localizar las bombas.
Hafif Kevlar. Son teknoloji ürünü.
Muy ligero, de lo mejor.
Çelik yelek firmasının hisselerini alayım.
Recuérdame que compre algunas acciones de KEVLAR.
Kevlar çelik yelek için 5 bin dolar mı?
Cinco Gs por un chaleco Kevlar?
Ben göğsümden üç kurşun yiyene dek çelik yelek giymezdik!
Nunca usabamos Kevlar hasta que tome tres en el pecho.
Onlara ateş ediyorum ama hiçbişey olmuyor!
Les estoy disparando, pero no caen. - Usan Kevlar.
Ancak, madde Kevlar'a benzer sıkı dokunmuş fiberden oluşuyor, bu da demek oluyor ki küçük ve keskin birşey onu delebilir, iyi uçlu bir trinyum oku mesela.
Sin embargo, hemos descubierto que el material de la que está hecha es de un tejido similar al kevlar lo que significa que algo pequeño y blando podría penetrarla. Como un fino dardo de trinium.
Son zamanlarda pek çok kargaşa yaşandığından, Rus Widowmaker deniz altısı gibi gövdesi Kevlar'la güçlendirilmiş 5 cm kalınlığında pleksicam pencereleri olan bu aracı seçtim.
En tiempos inciertos, como éstos, he optado por chasis de Kevlar con lunas de Plexiglás de 5 cm. Como los submarinos rusos K19.
Bu kurşun geçirmez şişme top.
Los kevlar hinchables.
Bu pencereler güvenliğin için kurşun geçirmez yapıldı.
Estas ventanas se han blindando con Kevlar para su protección
48 kat Kevlar'ı delebiliyor.
Traspasaría 48 capas de Kevlar.
Kevlar bir enerji silahından gelen enerji darbesini durduramaz. Başka kurşun geçirmez korumalardaki tabakalandırma da plazma yüzünden aşırı ısınıyor. İçeri geçmeyi durdururken, giyen kişi kendi kişisel mikrodalga fırınında sıkışıp kalıyor.
Kevlar no detendría la onda energética de una lanzadera y el escudo de la armadura con protección a prueba de balas se super-calentaría con el plasma así que, aunque esto detendría la penetración el que lo lleve... se vería atrapado en lo que esencialmente sería su propio horno microondas.
Janky, kevlar paneller Killa süper bujiler
Janky, paneles de Kevlar. Killa, super gatos hidráulicos.
Bu şu an rahmetli olmuş olan polis memuru Bell'in yeleğinden çıkarılan mermi
Esta es una bala que recuperamos del chaleco de Kevlar del Oficial Daniel Bell, ahora fallecido.
Kevlar astar mermiyi tutmuş.
El chaleco detuvo la bala.
Piç, tam çelik yeleğimden vurdu.
El cabrón me disparó en el chaleco de Kevlar.
Herkes şu Kirsten ve Sandy ilişkisine sahip olamıyor şu ona attığın herşeye dayanabilen, biyonik, zırh kaplı yarı robot evliliğe.
No todos pueden tener esa relación Kirsten y Sandy ese matrimonio-robot biónico envuelto en Kevlar que puede resistir cualquier cosa que le arrojes.
Ve çocuklar genç, cesur, sağlam. Gururlu. Baş uçlarında tüfekleriyle uyuyan.
Y los muchachos... que son jóvenes, valientes y tienen miedo... y por el Kevlar... puesto contra los M-16 boca abajo con botas a su lado.
Polislerdeki kurşungeçirmez yeleklerde kurşunu parçalayacak seramik katman yoktur.
Los chalecos de Kevlar de policía no tienen laminados cerámicos que hagan que las balas se partan.
Kesikli elyafa benziyor. Ama içinde Kevlar yok.
Algún tipo de fibra, que contiene Kevlar.
Kendine bir çelik yelek bul Çelik yelek mi?
- Ve a buscar fibra Kevlar.
Kevlar'ı sıkı giy.
Será mejor que usen Kevlar. ¿ Entendido?
Örnek olarak en sert maddemiz olan Kevlar'a bakın.
Veamos la forma en que hacemos por decir..., el Kevlar el cual es nuestro material mas resistente.
Vücut sıcaklığını dengede tutmak için
Carbón y un abrigo de Kevlar. Ocultará la temperatura de tu cuerpo.
Demir gibi.
Kevlar es amigo mío.
Son kalite Kevlar, prototip içi boş kazıklar, dijital fünyeler...
Kevlar de la mejor calidad prototipo de punta hueca mechas digitales.
İçimde bir şey var ve kahretsin batıyor.
No sé si soy yo o los nuevos forros, pero me apesta el kevlar.
Bunun kevlarını kaybetmenle ne alakası var?
¿ Cómo que has perdido el casco?
O kevlar.
Es kevlar.
Kurşun geçirmez malzemeden daha iyi.
Es mejor que el Kevlar.